ZEHRA'NIN ACI GÜNÜ~~

419 60 51
                                    

 SELAMÜN ALEYKÜM :)Lütfen bol bol yorum yapın:) Öyle çok özledim ki:((


Sevmek ve Nasip.. 

Kimileri baldan aldı nasibini kimileri zehirden. Peki ya benim nasibim hangisindeydi? Zehirde mi, balda mı?

Ortamda ölüm soğukluğu oluşmuştu. Yusuf , miran ve ben. Ben sessizdim Miran sinirli Yusuf beni görmenin mutluluğuyla ağzı kulaklarındaydı. Kapının pervazında onlar kapının dışında ben. Hani bazı anlar vardır hiç hayatınızda olmasın istersiniz. İşte benim için öyle bir gündü o gün . Öyle bir gün hiç istemezdim. Benimki anla sınırlı değildi ben günü sevememiştim. Yusuf'un "Sen burada ne yapıyorsun güzel gözlü" diyerek sorduğu soruya "fesuphanallah, "diyerek iç çekmiştim. O an oradan kaçarak uzaklaşmak istedim. Ben yanlış bir şey yapmamıştım ama yinede orada kalmak istemedim. Sanki kalbim hissetmişti o gün neler olacağını. "Siz tanışıyor musunuz? "Diyerek kekeleyerek soru soran Miran'a öfkeyle ve üzüntüyle "Hayır!" diyecektim ki gözlerimiz birleşti.

Sustum o an .Hiç bir şey diyemedim, diyemezdim ki o bana öyle bakarken . Bakışları sinir yüklüydü. Kıskançlığın verdiği sinir miydi yoksa hayal kırıklığının verdiği sinir mi anlayamamıştım. Miran'ın yanında duran bana güzel bakan güllerin dikenlerini, elime verselerdi onun bakışları kadar acıtmazdı galiba. Ona bakarken gözlerime yaşlar birikmişti."Doğruya senin güzel gözlü diye bahsettiğin kız Zehra'ydı, sevdiğin kız! Senide seven kız Zehra'ydı." O an olanların şokundaydım. İnanmış mıydı söylediklerine? Onu sevdiğimi gerçekten düşünmüş müydü? Ona söylediklerinden sonra sinirlice bakmıştım. Gözlerimi yere indirip arkama bakmadan çıkmıştım oradan. Yüreğimi orada bırakarak.

Zehra ve Miran belki de orada ölmüştü. Belki de daha önceden ..Belki de ileride..

Hiçbir şey diyememiştim. Çok şeyler söylemek geçse de içimden yine lal olmuştu dilim. Karşı çıkmamıştım, bağırıp çağırmamıştım onu sevmediğimi söylememiş sen bunu nasıl düşünürsün diyememiştim. Sadece susmuştum. Elimden gelen her şeyin en iyisi buydu. Değişen bir şey olmayacaktı çünkü . Her şey belirli düzenin oyunu gibiydi. O gün gece öğrendim ki o an bağırıp çağırsaydım da değişen bir şey olmayacaktı. Çünkü hayatımın en kötü günlerini yaşıyordum.

Evime nasıl geldim bilmiyorum ara sokaklardan kaçarak hızlıca gelmiştim . Şimdiye kadar kaç kere geçmişliğim olmasına rağmen ben o kadar kısa sürede evime geldiğimi hatırlamıyorum. Ağlamıyordum sadece donmuştum. Kendimi ne kadar sıktıysam sol kolum uyuşmaya başlamıştı. Eve geldiğimde kimse yoktu. Üzerimdekileri askılığa koyup odama geçmiştim. Yatağıma oturup ortada bulunan rengarenk olan halıyı incelemeye başlamıştım. Sonrasında kalkıp yatağımın içerisine girmiştim. Bu günlerin gideceğini düşünüp "Hasbunallahi ve nimel vekil " diyerek rabbimin bana yettiğini ve bu yaşadıklarımın vekili olarak gördüğümü yüreğimde bağıra bağıra ama dışımda sukuta bürünmüş olarak söylüyordum.

Dışarıdan sesim çıkmazdı benim ben ne yaşarsam içimde yaşardım . Kimse duymadan kimse bilmeden. Sadece o bilirdi yüreğimden geçeni.. Bende her şeyimi ona bırakmıştım. Ne farklıydı, her şey onunken yine ona bırakmak istiyordum.

Bu hayatta heybeme en büyük düşen "SABR" dı. Zordu sabretmek hemde öylesine zordu ki. Hele rabbim için sabretmek dünyadaki her şeyden zordu .Çünkü o ki en mükemmel benim gibi aciz birinin sabrı hatta sabırsız sabrı nasıl onu razı ederdi.

Akşam ezanının okunduğunu duyana kadar yatağımdan çıkmamıştım. Dilimde hep aynı zikirle kendimi teselli ediyordum. Yüreğim ferahlıyordu Ayette buyuruyor ya hani: Kalpler ancak Allahı anınca mutmain olur diye işte benim aradığım oydu. Hamdolsun rabbimi andıkça ferahlıyordu yüreğim. Ölüm geliyordu aklıma. Bu dertler sayesinde belki rabbim bizden razı olacaktı. Huzuruna vardığımız zaman "Kulum ben senden razıyım " diyecekti. Var mıydı bundan daha büyük bir müjde.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 06, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KALBİN BİLİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin