1. BÖLÜM

5.2K 176 45
                                    

İyi Okumalar...

"Lan Gamze şaka gibi yemini ettik lan. Hala inanamıyorum." dedi ve sarıldı. Evet bordo bereyi almaya hak kazanmış, yeminimizi etmiştik. "Mert tamam devrem sakin ol bir." dedim omzunu pat patlayarak. Gülmeye başlayınca bende dayanamadım güldüm. Karşıdan gelen yüzbaşı Kaan'ı görünce hemen hazır ola geçtim. "Gamze.", " Emredin komutanım." dedim. " General seni çağırıyor. Gel." dedi gülümseyerek. Gözlerimi kocaman açtım. Ne demek general beni çağırıyordu. Kafamla onaylayıp onu takip ettim. Kapıyı tıklatıp içeri girdik ve hazır ola geçtik. "Beni emretmişsiniz komutanım.", "Evet teğmenim, bir şey konuşmak istiyordum.", "Buyrun komutanım.", "İstanbul Özel Kuvvetler Komutanlığı'na gitmek ister misin? Kalıcı olarak.", " Komutanım tek ben mi?", "Evet teğmenim.", "Komutanım olmaz." dedim. Kaşlarını çattı. "Ne demek olmaz?", " Komutanım devrem, yani Mert gelmezse ondan ayrı bir yere gideceğimi sanmıyorum." dedim. Güldü "Deli kız. Tek isteğin o olsun. İkiniz gidin o zaman." dedi ayağa kalkarak. Elimle selam verip "Emredersiniz komutanım." dedim. Yanıma gelip ellerini omzuma koydu. " Başarıların daim olsun Teğmen DEVİN." dedi ve göğsündeki armalardan bir tanesini çıkarıp benim arma yerime yapıştırdı. "Benden sana hediye. Dikkatli olun kızım. Bir saat içinde bir araba sizi götürecek. " dedi. Gülümsedim "Sağolun komutanım.", "Çıkabilirsiniz." deyince Kaan yüzbaşıyla dışarı çıktık. Mert kapıda bekliyordu. Yüzbaşı Kaan'a dönüp "Komutanım izninizle." dedim. "Tabi teğmenim." dedi. Mert'i kolundan tutup sürükledim. "İstanbul'a gidiyoruz. Orada görev yapacağız." dedim. "Şaka yapıyorsun." dedi gözlerini açarak. "Tch ciddiyim. Hadi bir saat sonra çıkmamız lazım. Ordu evine gideceğiz daha hadi Mert hadi." dedim çekiştirerek.
______________

"Komutanım burası orduevi. Buyrun." dedi kapımı açan er. Kafamla onayladım. Mert ile valizlerimizi alıp içeriye girdik. "Teğmen Gamze DEVİN, Teğmen Mert ÇETİN." dedim ikimizin kimliğini uzatarak. " Komutanım odanız 4. kat 987. oda ve 988. oda.", "Kardeşim iki kişilik oda var mı?" dedi Mert. "Bir bakayım komutanım." dedi çocuk bilgisayardan bir şeylere bakıp. "Var komutanım. 5. kat 1121. oda. Buyurun komutanım." dedi anahtarı uzatarak. "Hadi gel." dedi Mert valizimi alıp. Kafamı salladım. Peşinden gittim. Asansöre binip katımıza çıktık. Odaya girdiğimizde iki tane ayrı yatak ve iki ayrı dolap vardı. Yatağa oturdum. Mert ile biz yetimhaneden arkadaştık. Ben geldiğimde 3, o geldiğinde 4 yaşındaydı. O zamandan beri kardeş gibiyiz. Aklımızda vardı asker olmak. Oldukta. "Ne düşünüyorsun kız?" dedi yanıma otururarak. " Hiç tanıştığımız ilk gün geldi aklıma." dedim omzumu silkrerek. " Her zaman aynısın sen cadı." dedi saçımı karıştırarak. Ayağa kalkıp dolabına kıyafetlerini yerleştirmeye başladı bende kendi dolabımın karşısına geçip eşyalarımı yerleştirmeye başladım. Yerleştirdikten sonra siyah boğazlı kazak, siyah pantolon alıp banyoya girdim. Üzerimi değiştirdikten sonra siyah botumu giyindim ve bağcıklarını bağladım. Sonra ise aynanın karşısına geçtim ve saçımı arkadan ördüm. "Hadi Mert ya." dedim içeriye seslenerek. " Geldim kızım geldim." dedi içeriden saçını geri doğru tarayarak gelen Mert. "Bana gömleklerindne birini ver." dedim elimi uzatarak. Elime birde yüzüme baktı. " Sömürdün beni Gamze, Sömürdün. Al giy." dedi kırmızı siyahlı kareli, kalın gömleği vererek. "Şeey birde Mert'cim." dedim yanına doğru kayarak. "Ne istiyorsun Gamze söyle?","Parfümünü ver." dedim kalçamla onu iterek. "Hasbin Allah veli nimet. Ya senin yok mu parfümün?", " Of tamam be." dedim ve yatağa oturdum. Telefonumu açtım "Şiişşt, tamam al sık hadi." dedi parfümü uzatarak. Gülümseyip aldım ve sıktım. Silahımı belime koydum ve sırt çantamı aldım."Hadi çıkalım o zaman." dedi ve kapıya ilerledi. Bende onu takip ettim. Kapıyı kapatıp yanıma geldi. " Şimdi ne yapacağız?", "Bilmiyo- Oha yavaş olsana." tam dönerken öküzün biri bana çarpmıştı. " Ben mi yavaş olsaydım? Önüne baksana sen." dedi kaşlarını çatıp. Sarışın mavi gözleri ile yaklaşık 1.90, kaslı ama zayıf bir şeydi. " Evet sen. Öküze bak kusura bakma falanda demiyor." dedim Mert'e dönerek." Hadi canım, hadi. Kusura bakmayın, iyi günler." dedi kolumdan tutup peşinden sürükledi." Ya Mert. Ne kusura bakma diyorsun. O çarptı." dedim. "Uzatma işte. Boşver. - saate bakarak- ilk önce tugaya gidelim. Sonra bakarız." dedi. Oradan geçen taksiyi durdurup bindik. Gideceğimiz yeri söyledikten sonra çantamda kulaklığımı çıkarıp müzik dinlemeye başladım.
___________

BORDO KALPLER Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora