Bu iç ses mal ya.

"Miray şimdi seni kimse benden alamaz." dedi Emre ve Miray'a doğru uçtu. Miray'ın elinden telefon düştü.

Onları hala görebiliyordum.Emre Miray'ı yataktan itti ve Miray yataktan düştü.Miray ise hemeb ayağa kalktı.

"Senin her ifşanı paylaşmazsam bana da Miray demesinler!"

O sırada kapı açıldı ve içeri giren teyzemdi.

"Aa teyze!" dedim.Sesimi duyan Miray da telefonu yerden aldı ve teyzeme doğru tuttu.

"Napıyorsunuz bakalım?" dedi teyzem elini beline koyup.

"Hiçç." dedi Emre. Sadece sesi geliyordu çünkü kadrajdan çıkmıştı.

"Öyle olsun bakalım, birbirinizi parçalamamaya çalışın.Sen de annelere selam söyle Sümeyyecim." dedi gülerek teyzem ve odadan çıktı.

"Miray telefonumu ver." dedi Emre ciddi bir sesle.

Miray da telefonu oflayarak Emre'ye verdi.Duyduğum sesten anladığım kadarıyla da odadan çıktı.

Şimdi sadece Emre vardı.

"Ya Sümeyye sen Miray'a bakma o utanıyor falan derken şey demek istedi ya, saygıdan falan işte. Hani ben de-"

"Neyse ya tamam hadi size hayırlı iftarlar." dedi ve kapattı.

Hmmm.

Ben de donuk bir yüz ifadesiyle yerimden kalktım ve biraz ezberime çalışmak için odama gittim.

..........

Ayşe'den

Elimde ekmek poşeti ile fırından çıktım.Fırın ana caddedeydi, o yüzden biraz yürüyecektim.

Sonunda caddeden çıkıp ara sokaklara girdim.Yürürken bir yandan da kendime hakim olmaya çalışıyordum.

Hayır Ayşe pideyi koklamayacaksın!

Bir parça koparıp ağzına atmayacaksın!

Oruçsun kızım sen!

O sırada yukarıdan birisi bağırdı.

"Kız sen Nuri Hoca'nın kızı değil misin?"

Bana seslenen yanından geçmekte olduğum apartmanın camındaki bir ablaydı.

"Evet." dedim yürümeyi bırakıp.

"İki dakika gel birşey gönderecektim annenlere." dedi.

Bizim mahalledeki insanlar güvenilir kişilerdi. O yüzden ben de hemen apartmana doğru koştu.Yukarıdaki abla otomatiğe basmış olacak ki kapı açıldı ve ben de ittirip içeri girdim.

Apartmanın içi serindi.

Birkaç kat yukarı çıktıktan sonra karşımdaki dairenin kapısında o ablayı görünce durdum.

"Hoş geldin kızım, gel içeri gel." dedi abla.

Biraz tereddüt etsem de içeri girdim.

İçeride bir adam oturuyordu. Ben bu adamı sanki bir yerde görmüştüm.Galiba babamla muhabbeti olan kimselerdendi.

"Hoş geldin Ayşe kızım." dedi ve ben de başımla selam verdim.

Abla da bir yerlere kayboldu ve sonra elinde bir tepsi ile içeri geldi.

"Kızım al şu baklavayı, bu annenlere teşekkürümüz olsun." dedi ve tepsiyi bana verdi. Ne teşekkürü olduğunu sormadım. Babam ya yardım etmiştir ya da başka birşey yapmıştır.

Çarpılcan | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin