𝘋𝘌𝘈𝘙 𝘝𝘈𝘔𝘗İ𝘙𝘌🍷 |Jikook <tamamlandı>

~38~

Geri çekildi ve emin misin der gibi baktı bana.

Güven verircesine gülümsedim.

İlk önce dudaklarımı öptü. Biraz oyalanmıştı orada.

Ardından boynuma indi ve güzel öpücükler sundu orada. Ardından hafif bir sızı hissettim boynumda.

Derimin yarılması gibi bir histi, acıtıyordu ama fazla değildi.

Ardından kanımı çekti içime.

Zevk veriyordu bu, hoştu ve içimi gıdıklıyordu.

Ensesindeki saçlara asıldığımda bir süre daha devam etti. Daha sonra yavaşladı ve en sonunda başını hafifçe geri çekti.

Boynumdaki ıslaklıkla Jungkook'un boynumdaki kanları yaladığını farketmiştim.

Bu fena bir şeydi,

Tarifi imkansızdı...

"İyi misin?"

Gülümsedim ve başımı evet anlamında salladım.

Çok iyiydim...

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

"Jungkook'un bir boks torbası vardı ve her sinirlendiğinde ondan çıkarırdı sinirini. Ancak her seferinde yeni bir torba almak zorunda kalıyorduk çünkü tek vuruşta patlatıyordu."

Bay Jeon'un anlattıklarıyla güldüm.

Yemekte otururken konu birden Jungkook'a gelmişti ve Jungkook hakkında şeyler anlatılmaya başlanmıştı.

Ben ne kadar bundan memnun olsamda Jungkook pek öyle durmuyordu.

Sıkıntıyla iç çekti.

"Beni rezil etmek gibi bir hobiniz mi var?"

"Evet."

Jungkook'un alaycı sorusuna karşı Bay Jeon ciddi bir şekilde cevap verdiğinde güldüm.

"Jungkook küçükkende çok güçlüydü. Eline aldığı her şey kırılıyordu ve bundan oldukça şikayetçiydik. En güzel bardak takımlarımı Jungkook kırdı."

Bayan Jeon sitem edercesine konuştuğunda Jungkook bir daha gözlerini devirdi ve bende bir daha kahkaha attım.

"Abim sinirleniyor. Birazdan o kırılan bardakların yerinde biz olacağız."

Jiwoo'nun kulağıma söylediği şeylerle kıkırdadım.

"Merak etme, ben seni korurum."

Bende onun gibi fısıldayarak konuştuğumda güldü.

Kıkırdarken birden hissettiğim şeyle gülümsemem yüzümde dondu.

Başımı eğerek önüme baktığımda Jungkook'un elini farketmiştim.

Jungkook elini bacağıma koymuştu. Ona baktığımda sırıttığını gördüm.

Şuan gözlerimin kocaman olduğuna o kadar emindim ki...

Eli yavaş bir şekilde bacağımı okşadığında kimseye farkettirmeden elini itmeye çalıştım. Ancak eli kıpırdamamıştı bile.

Elini bacağımın iç taraflarına sürttü ve biraz yukarı kaydırdı.

Hafifçe öksürdüm.

Yüzüm yanıyordu. Eğer yüzüm kızarmışsa çoktan bir şeyleri belli etmiştim bile.

Elinin soğukluğunu pantolonumun üzerinden bile hissederken elini biraz daha yukarı çıkardı ve hafifçe pantolonumun üzerinden penisime dokundu.

Titrekçe bir nefes alıp iki elimle elini itmeye çalıştım.

'Ne oldu? Az önce baya eğleniypr gibiydin, artık eğlenmiyor musun Jiminie?'

Aklımda oluşan sözcuklerle şaşkınca ona baktım ve dudaklarımı birbirine bastırarak hızlıca başımı iki yana salladım.

Şu lanet oyunu hemen durdurması lazımdı...

"Değil mi Jimin?"

Annemin söylediği cümleyle zorlukla ona döndüm.

Ne dediğini anlamamıştım ama sadece başımı sallayarak yetinmiştim.

Ağzımı açarsam kesinlikle inlerdim.

Bu yüzden konuşmamak en iyisiydi...

'Çok güzelsin...'

Tekrar aklıma düşen sözcüklerle kıvranmamak için kendimi zor tuttum.

Bir eli hala aletimi okşuyordu.

Elini aniden çekti ve önüne döndü.

'Evi bekle bebeğim...'

Yüzüne yayılan sırıtışa şaşkınca baktım.

İşte buna, gösterip vermemek denirdi...

Ama ev lafını duyduğumda utanmamı engelleyememiştim.

Derin nefesler aldım ve erekte olmuş penisimi indirmeye çalıştım.

"Bunun acısını alırım ama..."

Jungkook kulağına söylediğim şey onun yüzüne tekrar bir sırıtışın yayılmasına neden olmuştu.

"Sabırsızlıkla bekliyorum..."

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Merhabaaa... O zamaaan, diğer bölüm smuuuut... Yeeee

Nasılsınız?

Bu arada Dear Vampire'ye 45.bölümde veda edeceğiz bebeklerim. Lütfen bana kızmayın... Her şey tadında güzeldir, hazır güzelken tadında bırakalım hep güzel kalsın :')

Umarım bölümü beğenirsiniz...

Sizi seviyorum... 💜💙💚💛🧡❤️

🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥

(bu güzellikleri de bıraktım buraya. Ben kaçıyorum artık, baaays...<3 🍑)