Geceden sesler

178 2 1
                                    

SUSAMIŞ DUDAKLAR

Güneş yine yakıyor yüreğimi,
Yorgun bedenim sanki tandıra dönmüş,
Yüreğimin ateşi ısıtırken düşüncelerimi,
Salıyorum esen yele bütün mazilerimi.

Ey tepemde kaynayan kazan!
Düşüncelerimi yakma azmindesin.Belli!
Ne olur alma umutlarımı,
Ben zaten külü olmuşum onların.

Az biraz dinleniver vefasız zaman
Daha çok akıp gidersin sonsuza
Duygularıma bir teselli, bir arkadaş ol,
Bir nebze olsun sönsün bu ateş.

İlhamlar sarsın sadrımı,
Umut ve bekleyiş tutarken zamanı,
Dağılsın bu üstümdeki duman,
Belki bir rahmet yağar, Kim bilir?

Savrulan düşüncelerimin arasından,
Yağıyor mu beklediğim yağmurlar ne?
Hayretlerimi çarparım sayfalara
Kelimeler bir pınar gibi  akıyor artık

İşte ben yine yağacağım sağnak sağnak,
Bir yağmur, bir rahmet gibi,
Korkmayın! Fışkırdı kaynağından yüreğim,
Şimdi ben sulayacağım susamış dudakları.

ZAMANIN GİRDABI

Bir ikindi vakti buldu beni,
Cinnetlerin yalnızlığıma yoldaş olduğunda,
Çıktı karşıma eski bir dost gibi,
Süzdü beni baştan aşağı ve gülümsedi,

İnsanlar telaş denizinde çırpınıyorken,
Hepsi teslim olmuştu zaman ve mekana,
Ya ben ne olacağım şimdi?
Bir cevap ver, bir çare göster.

Sorular bitmiyor hiç,
Şüpheler kabarır yine beynimde,
Vermez ki bana bir teselli
Ötüyor Şimdi baykuşlar, uğulduyor hortlaklar.

Sen ey bana gelen hayal!
Anladın mı şimdi beni?
Ben bu zamanın girdabı olmuşum,
Bakma bana öyle, kuyularım çok derindir.

BEKLEMEK SENİ

İçimi tırmalayan bir ses gibi,
Bir rüzgar bekliyorum,
Kulaklarımda uğuldasın yine,
Yüreğimin çığlıkları gibi.

Ufkun altında serilmiş deniz,
Umuda bakan gözlerime rehbersin,
Gemileri taşıyan dalgadan ellerinle
Şefkate muhtaç gönlümü okşar mısın?

Bak ellerim ve ayaklarım durdu
Gönlümde coşan ilhamların kurudu,
Şimdi kalakaldım bir garip gibi,
Gelip, görmez misin halimi?

Gelmesen de farketmez,
Ben zaten seni beklemeye aşığım,
Belki Sura üflerde şimdi İsrafil
Yine de gözlerim yollarda beklerim seni.

SUSKUN NAĞMELER

Anla halimden, dinle beni,
Çevirme güzel gözlerini ,
Bir çocuk edesıyla kapatıp yüzümü,
Ağlarım içten içe şimdi.

Yorgun düştü hem ruhum hem bedenim,
Gözlerim yerde, şaşkın bir haldeyim,
Dayanacak gücüm kalmadı  sensiz,
Duymaz oldu kulaklarım sağarım sanki.

Ses ver de söylesin nağmeler,
Kim demiş?Artık bitti sevgiler,
Şarkılarımız yine de söylenir korkma,
Sussa da diller, kapansa da gözler.

ESARETİN ALTINDA

Bu Çağ kurak, zamanı dar,
İnsanı bir damla rahmete muhtaç,
Hem zengini hem fakiri
Dönmüş virana, olmuş hep harap.

Asrımızı istila etmişken marazlar,
Vicdanın sadrını vahşice parçalar,
Elleri kelepçeli, başlar önde tevekkel,
Esaretin Prangasında kurtuluşu bekler.

Ey insanlık maskarası eşya
Okkalı bir tokat at da arımıza
Nevrimizi döndürsün bu şaşkınlık,
Ses vermesin yine de insanlık.

Kim ne derse desin anlamam!
Kendi kendimizi esir etmişiz,
Hoyratça akarken zaman sonsuza,
Çıkar mı yine düze insanlık?

Dua et de ötelerden bir el uzansın
Yoksa bu hal ile batacaksın,
Ufka sarıl da dikkatlice bir bak,
Üstündeki afakanlar mahşerin olmasın.

                                      Muhammed Nurullah TÜRE

Geceden Gelen SeslerWhere stories live. Discover now