"Ne oluyor  canım  sana her zaman ki gibi öpüp gitti. Illa göz kırptı diye eriyip  bitmen mi gerekiyor. " Kendime söylenirken ellerimle yüzümü yelledim. Aklıma  ablam gelmişti. Ablamla Hira'lara gidebilirdim...

"Saçmalama, Kartal'ın söylediklerini saniyesinde unuttun mu?" Ablam hamile onu oraya götürüp  strese sokamam. Aysima... Yeğenimi götürsem... Ona da ablam izin vermezdi ki...

"O halde Bade." Elime telefonu alacağım  sırada aklıma Zeynep  geldi. Bebeği  küçük olduğu  için  çok sık dışarıya  çıkarmıyordu. "Lina oraya gitmekten koruyor olmazsın..." Elime çantayı  alınca  Hira'yı arayarak yola koyuldum. Kartal çoğu  korumasını benim için  bırakmıştı. Iyi ama asıl  korunması gereken kişi o değil miydi? Madem tehlike  geçmedi, korumaların çoğu  neden bendeydi...

Bir  saatte  yakın  bir sürede Hira'nın evine gelmiştik. Buraya  yalnızca  bir kez gelmiştim. O da malum olaylardan dolayıydı. Eski hatıralar  gözümün önünde  canlanınca moralim bozuldu. Aslında  buraya gelmeye çok  hevesli değildim ama Hira'yı yalnız sansınlarm istemiyordum. Bade birkaç kez Doğan'ı zorla  buraya  getirmişti. Belki de bende bunu yapabilirdim.

Elbette  kardeşlerinin  arkasında olduklarını  biliyorlardı ama ara sıra da olsa ev ziyareti şarttı. Araba durduğunda  Cezmi kapımı açmıştı. Evin kapısı  açılıncaysa Hira dışarıya  çıktı. Beni gören  Hira'nın mutluluğuna diyecek yoktu. Yanima  gelip sarıldığında nasıl olduğunu  sordum.

"Iyiydim seni görünce  daha iyi oldum. Hadi içeriye  geçelim.  Sana anlatacağım çok şey var." Anında  gözlerim parladı, demek ki entirikalar bitmek tükenmiyordu. Beraber içeriye  girdiğimizde göze  ağır gelen  mobilyalara baktım. Bütün  mobilyalar hem gösterişli hemde çok  ağırdı. Iyi ki bizim  ev böyle  değildi  kasvetten ölür giderdim.

"Yenge evde hiç kimse yok seninle odama çıkalım mı? Sana odamı göstermek istiyorum." Olur dediğimde  beraberce üst kata çıktık. Odasına  girdiğimde beğeniyle baktık.  Oda epey geniş  ve ferahtı. Kapıyı  kapatınca  beni pencere kenarındaki koltuğa  çekiştirdi.

"Demek uyuduğun koltuk burası..."Artık uyumuyorum dediğinde ona kötü  bir bakış attim. "Yani ben değil  artık  Okan burada uyuyor. Hastaneden  çıkıp buraya gelince  sağlığım için yatağın  daha iyi olacağını  söyledi." Demek öyle söyledi... Karışlıklı oturunca bana en baştan  her şeyi  anlatmıştı.

Uzun uzadıya sohbet ederken şu  meşhur  Estella da gelmişti.  Onu yalnızca  bir kez görmüştüm ve o günden  bugüne  kadar epey değişmişti. Biraz sohbet  muhabbet  ederken aslında bu evin üvey  kızı  olduğunu  üç erkek kardeşle de herhangi bir bağının olmadığını  öğrendim.  En önemlisi de bu  kız  evin ortanca oğluna düpedüz  aşktı.

Özel konular  olduğu için çokta  ileriye gitmek istemedim. Bana bir günde bu kadar  beyin fırtınası yeterdi. Aşağıya indiğimizde  Okan ve Güven gelmişti. Hoş  geldin dediklerinde  bende artık  gitsem demiştim.

Okan bu gece yemeğe  kal hep beraber yemek yeriz demişti. Hira  biraz şaşırsa da bana ısrar  edip Kartal'ı aradı. Hira  telefonunu kapatınca  abisini kabul ettiğini bir saate geleceğini söyledi. Kartal'ın  hemen kabul  etmesi beni şaşırtmıştı. Başımı  çevirince havanın kararmak üzere  olduğunu  fark ettim.  Şükür ki Kemal Bey evde değildi de rahattım. Hapisten çıktıktan  sonra çok değiştiklerini söylese de ben inanmamıştim. Bir insan kolay kolay değişmezdi.

Kartal  gelince  karanlık gecemi aydınlık  kaplamışti. Bir zamanlar  Estella ile sözlü  olmaları beni tedirgin etse de burada bulunuş sebebimiz Hira idi. Madem bu eve gelin gelmişti, bu da birazda  benim teşvikimle olmuştu onu yalnız  bırakmazdık. Herkes  Kartal'a geçmiş olsun dediğinde  Kartal da Estella'ya geçmiş olsun demişti.

Anında kıskançlık damarım kabarırken Güven de epey gerilmişti.  Ortamda ki soğuk hava dalgası devam ederken  Hira bizi yemeğe davet etmişti.  Kadınlar ve erkekler karşı karşıya otururken gerilim bu masanın doğasında  mı var diye düşünmüştüm.  Yemek boyunca  yalnızca  çatal ve bıçaklar  konuştu.

Yemekten  sonra ise kahveler içilince Kartal bize  müsaade demişti.  Bence de biz artık  gidelim yoksa gerilimden ölecektim. Insan  bir saat boyunca bir söz söyleyip on dakika bakışır mıydı?  Özelikle  Güven beni fazlasıyla germişti. Ayağa  kalkınca  kısaca vedalaşıp evden çıktık.

Arabaya  bindiğimizde  derin bir nefes alıp  şükür  demiştim. Kapılar kapanıp hareket  edince "Bugün  bana bir kaç ay yeter uzun süre  buraya  adımımı atmam."demiştim. Kartal elimi tutunca  dudağına götürmüştü.

"Ben sana ne söyledim, kardeşim o evde  ne kadar rahatsa bizde o kadar  o evde fazlayı. Insanlar bunca yaşanan  şeyi  bir anda göz ardı etmezler." Haklıydı. Keşke Kartal  gelemez falan deseydim. Yazık  gerilimden dolayi Hira da rahatsız oldu.

"Bir daha koca sözü dinleyeceğime dair söz veriyorum." Kartal korumalar duymasın diye  kulağıma eğilerek fısıldadı. Baştan  aşağıya kızarsamda söyledikleri hoşuma  gitmişti. Benden ayrılmadan önce  saçıma küçük  bir öpücük bıraktı.

"Seni seviyorum..."



Dışarıdan delilik olarak görülebilen şeyler, içine girildiğinde hak verilen durumlar haline gelebiliyordu bu hayatta. Sadece bakış açınızı değiştirmeniz yeterliydi.

Fi, Akilah Azra Kohen




FINALE HAZIR MIYIZ?

Ø

Instagram : Sldakser



Sevdiğim sen benim gülüşümsün,
dünyamsın, aldığım nefesim,
geçmişe çizgi çekişimsin.
Sen benim gülüşünde mutluluğu bulduğum koca yürekli adamsın.





YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ