Giriş

2.2K 142 71
                                    

Okumaya başladığınız tarihi buraya bırakın. İlk yayım tarihi 19.05.2020

"Ev burası." Baştan aşağı siyah giyinmiş adam, uzun zamandır aşık olduğu kadına baktı. Ama onun gözleri sadece karşıdaki evdeydi. Gürleyen hava, hala daha yaşlarını yeryüzüne boşaltmamıştı.

"Fazla sürmez." Her daim maşalı olan saçlarını özenle geriye atıp, ince topuklarının üzerinde yükseldi. Yavaşça kapıyı kapatıp bir manken edasında, karşısındaki tüm ışıkları yanan iki katlı villaya yöneldi. Sokakta adım seslerinden başka bir ses yoktu, yan yana dizilen villaların hepsinin ışıkları yanıyordu. Saçlarından birazıyla yüzünü kapatıp, kameraya olabildiğince az görüntü vermeye çalıştı.

Uzun zamandır aradığı adamı bulmaya az kalmıştı, büstiyerini düzeltip zile bastı. Şansı yaver giderse bugün bu evden dişe dokunur bir bilgiyle çıkacaktı. Fazla beklemesine gerek kalmadan kapıyı açan orta yaşlı adam, karşısındaki seksi kadını beğeniyle süzdü. Böyle bir kadınla bir gece geçirme fikri tüm mantıklı fikirlerini gölgeliyordu. "Hoşgeldin tatlım." İngiliz aksanıyla kurduğu cümleye içinden güldü kadın, içeride çalan bayıcı keman sesi de cabasıydı.

"Merhaba Harry." Arkasındaki adamın kalçalarını izlediğinin farkında, mutfağa ilerledi. Bu tip adamlar her zaman işini daha basit hale getirirdi.

"Bu taraftan lütfen." dedi sağa dönmek üzere olan kadına.

Anne babasından kalmış gibi görünen evde,  geniş mutfağa geçip, normal bir insana göre fazla düzenli görünen mutfakta göz gezdirdi. Eğer karısı olduğunu bilmese, bu zamparanın gerçekten düzen hastası olduğunu düşünebilirdi.

Kadehleri eline alıp, kendisine dikkatle bakan kadına gülümsedi. "Kırmızı mı beyaz mı?"

Gözleri yüzünden çok, büstiyerden taşan göğüslerinin üzerinde geziniyordu. "Ah Harry, benim rengimi kırmızı olduğunu biliyorsun."

Kadının kışkırtıcı sözleri kalp atışlarını hızlandırmaya yetmişti. Kırklarına merdiven dayamış bir adam olarak böylesine ateşli genç bir kadının ilgisini çekmesi gururunu okşamıştı. Kimin hoşuna gitmezdi ki?

Kadın bıçak setinin yanına gidip elini büyük bıçağın üzerinde gezdirmeye başladığında, şarapları kadehe doldurmaya başlamıştı. Aceleden elleri titriyordu, bir an önce kadına dokunmak için can atıyordu. Vücudu şimdiden tepki vermeye başlamıştı bile...

"Bu bıçak keskin mi?" diyerek adamın dikkatini göğüslerinden çekti. Adam tedirgin bir gülümsemeyle yüzüne baktığında kendini açıkladı. "Bıçaklara ilgim var."

"Fazlasıyla keskin, karım aşçı." dedi kaçamak bakışlarla, karım kelimesini gizlemeye çalışarak. Gözlerini kaçırıp bu garip anı ve ilk kez karısını aldatmış olmanın suçluluk duygusunu bastırmak istedi.

Karşısındaki kadının dolgun göğüslerine gözü kaydığında, bunda fazla zorlanmamıştı.

Şarap kadehlerini alıp, avına yaklaşan bir sırtlan gibi kadına yaklaştı. Kadehten bir yudum aldı. Gözlerini yumdu, ekşimtrak tadı damağında mayhoş bir his bırakmıştı. Git gide kendine yaklaşan adam karşısında kadehini masaya bırakıp hızla en büyük bıçağı aldı. Adamın masanın üzerindeki eline tek bir darbe indirdiğinde yaralı bir hayvan gibi inlemesini dinledi. Elinden ayrılan dört parmağa kayıtsızca bakıp, hızla adamı karşıdaki tezgaha yasladı. Adam küçük gözlerini korkuyla açmış, şarap kokan nefesini yüzüne veriyordu. Bıçağı boğazının üzerine dayadığında, elinden akan kanların elbisesini kirlettiğini hissetti. "Haşim Akan?"

Masadaki parmaklarına bakmasıyla, yaşına bakmadan küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladı. "Bilmiyorum, yemin ederim adını bile duymadım."

Karşısındaki kadın sabır diler gibi başını yana eğdiğinde saçları bir şelale gibi, sol omzuna dokundu. "Seni tanımak güzeldi."

Kanlı bıçağın boynuna daha sert dayandığını fark ettiğinde can havliyle bağırdı. "Dur!" Kadının zafer gülümsemesi dolgun dudaklarını süslerken, dikkatle adamı dinledi. "Hakan, Hakan aracıydı, ben onu hiç görmedim." Gözleri avına odaklanmış bir panter gibi kısılmıştı.

"Yalancıları sevmem." Bıçağı bir kez daha boğazına bastırdığında, adam tükrüklerini saçarak bir kez daha bağırdı. "Yemin ederim, Tanrı aşkına yalan söylemiyorum."

"Hakan kim? Nerede bulurum onu?" Bıçağı bir an olsun boğazından çekiyordu, adamın her hamlesini tetikte izliyordu.

"İstanbul işlerine bakıyor, silahların sevkiyatını yapıyor. Yemin ederim sadece bunu biliyorum." Yüzü yaşlarla ıslanmış, sesi korkudan titrek çıkıyordu.

Dudaklarını bilmem der gibi büküp, adama iyice yaklaştı. Harry, kadının gözlerindeki ifadesizlikten korktu. Siyaha dönük gözleri korkutucu bir sakinlikle adamı inceliyordu. "Yalan söylediğini hissedersem, tekrar gelirim." Bıçağı boğazından çekip, sakince pahalı gömleğinin üzerinden kaydırarak hayalarına getirdiğinde Harry korkuyla bir nefes aldı. Tanrı'ya binlerce kez yemin ediyordu ki bir daha karısını aldatmayı aklından bile geçirmeyecekti. Gözlerini korkuyla iyice açıp, elinden akan kan yüzünden gözlerinin karardığını hissediyordu. "Bu sefer seni öldürürüm, bunak."

Adam hızla kafasını iki yana salladı. Kendini bildi bileli pısırık bir adam olmuştu zaten, bu kadına karşı koyacak cesareti yoktu.

Adını bile bilmediği kadın bıçağı ustaca avucunun içinde döndürüp, masaya bıraktı. Henüz bitmemiş şarap kadehini de alıp son kez adama baktı. "Keyifli gece için teşekkürler..."

Bir manken gibi yürüyerek mutfaktan çıktığında portmantoda asılı duran şemsiyeyi alıp yağan yağmura siper etti. Islanmaktan hoşlanmazdı.

Geriye dönüp tezgahın üstündeki parmakları ağlayarak bir buz kalıbına koymaya çalışan adama alayla baktı.

İlk kez net bir isim almanın tadını yaşıyordu.

Garip bir melodiyle çalan telefonunu açıp, boş yolun ortasında dikilmeye devam etti. Arabanın içindeki adam merakla onu izliyordu.

"Evet?"

"Hangi cehennemdesin?" Telefonun ucundan gelen öfkeli sesi gözlerini kapatıp, zevkle dinledi.

"Cevaplamaktan hoşlanmadığım iki sorudan birini sordun, aşkım." Adamın tahammülsüz bir nefes verdiğini gördü. En son ne zaman konuşmuşlardı? 6 ay mı 7 ay mı olmuştu?

"Saçmalamayı kes, bu gece İstanbul'a dönüyorsun." Tok sesi ahizeden titreşerek kulaklarını rahatsız ettiğinde yüzünü buruşturdu.

"Beni mi özledin yoksa?" Kadın başını sağa doğru eğip, şemsiyesini biraz daha indirdi. "Cevap vermene gerek yok, sevgilim. Yarın görüşürüz."

İstanbul hazır olsa iyi ederdi.

Yeni hikaye, yeni maceralar... Yeniden merhaba Wattpad.

MahfuziWhere stories live. Discover now