2. Bölüm - Sonraki Gün

Start from the beginning
                                    

Elinden geldiği kadar yıkanıp ağzını suyla çalkaladıktan sonra, odasına geri dönerek kapıyı ardından kapadı. Damien'ın yeniden boyutlandırılmış pijamalarını çıkardı. Kendi kıyafetlerini giyince bir miktar daha iyi hissetti. Pencerenin kenarına oturup dışarıda görecek az miktarda şeyi seyretmeyi tercih etti. Gece don yapmış, bahçelerde dolaşan tek tük kediler hariç tamamen ıssız olan caddelere baktı. Kardan geriye kalanlar kaldırımlar üzerinde birikmişti.

Kuşların bir ağaçtan öbürüne, cıvıl cıvıl seslerle uçmasını izledi. Başını soğuk pencerenin camına koydu ve hiçbir şey hakkında düşünmemeye çalışarak gözlerini boşluğa dikip oturdu. Bir süre sonra onları da kapattı.

Yara izinin karıncalanmaya başladığını da o zaman hissetti. Gözlerini kocaman açtı ve tam da şu anda, Voldemort'un Riddle Malikanesi'nde onu aradığını fark ederken kalbi küçük bir takla attı. Oturduğu yerde dikleşti, bir elini yara izine bastırırken diğeriyle pencerenin kenarını tuttu. Yavaşça ağrı başladı, hızlıca alevlenerek keskin bir yanma hissine dönüştü. Harry dişlerini sertçe sıktı ama istemsiz bir inleme kendine yol açıp dışarı çıktı. Yara izi Voldemort'un yanındayken böyle acırdı. Ondan bu kadar uzaktayken böyle acımasını beklemiyordu. Ses çıkarmamaya odaklanırken gözlerini kapadı, uyuyan ebeveynlerini veya küçük kardeşini uyandırmak istemiyordu. Her geçen saniyeyle, yara izindeki acı daha da kötüleşti, gittikçe daha kızgın yandı ve o kadar şiddetli ağrıdı ki midesine indi. Dünden beri hiçbir şey yememiş olması çok yerindeydi. Acı katlanılamaz bir seviyeye ulaşırken Harry dudağını ısırmasına rağmen inlemesini bastıramadı. Pencerenin kenarındaki tutuşu elini acıtmaya başlıyordu.

Daha fazlasını kaldıramayarak, Harry pencereden geriye doğru sendeledi, kör edici acı karşısında hızlı soluklar çekti. Yatağa doğru yalpalayıp üzerine düştü. Acı yoğunlaşmayı sürdürürken inlemeleri de daha yüksek seslere çıkıyordu. Gözleri hala sımsıkı kapalı halde, yastığına uzandı. Tutar tutmaz ısırdı ve ıstırap dolu bağrışlarını bastırdı. Hareketsizce yattı, inlemelerinin etrafını saran düzensiz nefes alış verişini kontrol etmeye çalıştı. Acı hiç dinmedi. Sona ermedi. Giderek daha ve daha kötüleşti, öyle ki en sonunda, Harry kendinden geçti.

xxx

Harry'i uyandıran kapıdaki tıklatma oldu. Kalbi göğüs kafesine çekiç gibi vurarak yerinden fırladı. Kocaman gözlerle bakışı odanın köşelerini gezdikten sonra nerede olduğunu hatırladı. Kalkıp oturmaya niyetlenmişti ki yara izindeki acı hemen ona neden yatağa yüz üstü serilmiş, kıyafetleri ve ayakkabıları üzerinde ter içinde kalmış halde yattığını hatırlattı. Acıyla yüzü buruşarak yavaş hareketlerle elini kaldırıp alnına dokundu. Yara izi parmaklarının altında alev alevdi.

Kapıda tıklatma bir kez daha duyuldu ve bu kez, kapının ardından yumuşak bir ses geldi.

"Harry? Uyanık mısın?"

Lily'di.

Harry nefesinin altından söylenerek sakarca kalkıp oturdu.

"Ah, bi' dakika...sadece bir dakika ver bana!" diye seslendi, hemen ayağa kalktı ve yara izi halen acıyla zonklamayı sürdürürken yüzünü buruşturdu.

Yatak çarşafını tuttu ve terle kaplanmış yüzünü silerek çektiği ıstırabın tüm izlerini yok etti. Nemli saçlarının yeni açılmış gibi görünen yara izini gözlerden gizlediğine emin olduktan sonra kapıya gitti. Açtığında Lily'nin sabırla bekliyor olduğunu gördü. Ona o kadar parlakça gülümsedi ki neredeyse Harry'i de gülümsetecekti.

"Günaydın." diye karşıladı.

"Evet, ee, günaydın." diye yanıtladı Harry.

"Üzerini değişmişsin," Lily başını salladı, "bakar mısın bir şuna, babanla kardeşin hala yatakta horlamakla meşguller ve sen kalkmışsın, temizlenmiş ve giyinmişsin."

Bir Hatayı Düzeltmek / To Correct A WrongWhere stories live. Discover now