"Ameliyattan birkaç gün önce bu olay gerçekleşti. Doğum sırasında buraydım Lina, öylece  bir köşede olanları izledim. Arıza'nın gözlerindeki acıyı  gördüm. Ve sonra kendimi onun yerine koydum. Arıza yalnızca  yavrusunu değil  eşini de kaybetti. Ben yerinde olsaydım, sana bir şey olsaydı. Yaşayamazdım, sen olmasaydın yaşayamazdım."

Yavruyu yere bırakarak kocama sarıldım. "Ben buradayım sevgilim, senin yanında  sol  köşendeyim. Beni kovsanda senden gitmem." Kartal arkamı sivazlarken saçlarımı öpücükler bıraktı.

"Kovmak sensiz bir hiçken nasıl olurda seni kovarim. Insan hiç kalbinden uzakta yaşar mı?"

Öksürük sesiyle kocamdan ayrılarak   Arıza'ya baktım. Kartal ne var derken koruma Okan'ın geldiğini  söyledi.  Gelmiş miydi, bu ne aceleydi, yoksa Hira'nın  gelişini dört gözle mi bekliyordu. Kartal  başıyla gitmesini söylediğinde bende ona gidelim dedim.

"Kartal hadi bizde gidelim. Enişteyi çok merak ediyorum."

"Sen hayırdır, bu ne merak beni enişte katili edip kardeşimi dup mu bırakmak istiyorsun?"

"Kıskanç sevgilim merak etme suç mu?" Kocamın elinden tutunca ellerimizi havaya kaldirarak  "Az önce bur ellerle yavru köpeğe sevdin şimdi de elimi tutuyorsun öyle mi?"

"Iyi bizde tutmayiz," Elini bırakıp  gideceğim sırada  beni kendine  çekerek  yanağıma  öpücük bıraktı. Bu ani gelişen öpücük  hoşuma  gitse de karşılaşmayı kaçırmak istemiyordum. Bu yüzden hadi  diyerek  çekiştirmiştim. Eve girdiğimizde Cezmi söylediğim gibi  nöbet tutuyordu. Enişte Beyde bizi görünce  ayağa  kalktı. Uzun boylu gayet  yakışıklıydi. Şimdi anlıyordum bizimkisinin sevginin büyüklüğünü... Kartal da az fena değilmiş, kardeşine  manken gibi  çocuk  bulmuş.

"Geçmiş olsun Kartal abi..." Elini uzatıp  Kartal ile tokalisirken bende onu süzmeye devam ettim. Gayet temiz yüzlü hatta anne kuzusu gibiydi. Abisi  Güven'i daha önce  görmüştüm fakat onu  ilk defa yakından görüyordum.

"Merhaba..." Bana elini uzatığinda merhaba demiştim.  Gelen ayak sesleriyle birlikte merdivenlere baktığımda tebessüm etmiştim.  Hira sözümü tutmuştu. Okan da merdivenlere doğru baktığında sürat ifadesine baktım. Kartal elimi çekiştirince ona kötü bir bakış attım.

"Hoş geldin Okan...' Yeniden Hira'ya  bakınca  gülümsedim.  Ani bir hareketle yüzüne denk düşen saçlarını kulağının arkasina iteklediğinde tekrar ona baktim. Resmen ağzı açık kaldi. Yüzündeki ifadeye bakılacak olursak hayatının şokunu yaşamıştı. Bütün gördüklerim bana yetince bu defa ben kocamin elini çekiştirdim.

"Kartal odaya gidelim, hala üstünü değiştirmedin. Hira sende misafirimize soğuk su ikram et, hava çok sıcak iyi gelir."

Kartal yukarıya çıkmakta pek gönüllü olmasa da kulağına onlar karı koca  diyerek  söylenmiştim. Kızi evlendirdiysen paylaşmaya  katlanacaktın. Güç bela onu yukarıya  çıkardığımda "Sen ne yapıyorsun, senin aklından neler geçiyor?"diye sordu.

"Allah'ını seversen Kartal, onlar evli  günlerdir  birbirinden uzaktaydilar. Hem ne yapacaktın başına gardiyan mi olacaksın? Kartal  kıskançlığı  hiç sırası değil, beni senden birileri kıskanaan hoşuna gider miydi?"

"Kaynanlığa kalkışan ablanı  unutuyor gibisin. Okan'a  da gelecek olursak  madem karısını o kadar çok  özledi, arkasından  gelseydi. Kim ona engel oldu."

"Bugün tersinde kalkmış olmazsın... Neyse ben aşağıya..." demeye kalmadan kolumdan tutarak kedine çekti. "Hop hop nereye gidiyorsun, beni yukarıya çıkarıp kendin aşağıya  inemezsin."

"Kocacım  aşağıda misafirimiz var, ayıp olsun istemiyorum." Kartal kollarimı boynuna doladığinda derdini anlamıştim. "Kartal akşama ablamlar gelecek, eğer tek çalışanimızı koymazsaydin şuan aşağıya inme gibi  bir derdimiz olmayacaktı. Cevap vermek yerine  öpmeye başladığında rahattım. Sürekli odaya girecek korkusu yaşamadan  parmak uçlarımda yükseldim.

"Buldum..." Normalde öpüşürken aklını kullanamayan ben aklıma güzel bir fikir gelmişti. "Sevgilim küçük köpeğimize isim buldum. Babasının adı  Arıza  ya oğlunun adı da bozuk olsun."

Kartal beni öylece  bırakıp  giyinme odasina gittiğinde elimi ağzıma götürmüştüm. Neden kızdı ki bence güzel isimdi. Kartal  gözden  kaybolunca sessizce  kapiya yöneldim.  Tam odadan çıkacağım da "Sakın Lina," demiş  bende oflayarak  giyinme odasına girmiştim.

Ikimiz elele aşağıya  indiğimizde  Okan ve Hira  karşı karşıya oturmuş somurtuyorlardı. "Serçe  kalk yengene yardım et, akşama misafirlerimiz var." Hira kalkip yanima geldiğinde Kartal da eniştesinin karşısına geçerek  kuruldu. Mutfağa  girince direkt  ne oldu diye sordum.

"Ne olabilir ki her zaman ki Okan'ın hal ve hareketleri yine bana kızdı. Ama sen haklısın  yenge şu saaten sonra ona taviz vermeyeceğim."

"Aferin sana, ona bir kadının gücünü göster."





Kırdığının farkında olmayan insanlara iki çift lafım var; gün gelecek sizde kırılacaksınız. Hem de tam bizi kırdığınız yerden...

Sen On Yedi Yaşımsın, Miraç Aktaş

SERÇE VE OKAN'I OKUMAK İSTEYENLER KAYIP İZİ KITAPLIGINIZA EKLEYIN.














YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now