Bakışları cam vitrinlerin önünde bir şeyler homurdanan bir grup oğlana takıldı. Bir süre onları izledi, sohbetlerinden anlamlar çıkarmaya, cadılardan bir iz yakalamaya çalıştı. '' Eğer bu yıl Antares büyücülük okuluna girmeyi başarırsam babam bana t-800 model küreden satın alacağına söz verdi'' dedi, tombul yanaklı çocuk.

'' Üzgünüm'' diye yanıtladı, diğer çocuk. ''Şimdiden küreyi unutsan iyi edersin. Sen o okula gimeyi başar, dile benden ne dilersen. Üstelik kuzenim, okulun çok katı kuralları olduğunu söyledi, gerçekten iyi büyücüler yetiştiririyor, Alex Wulfo, Alberto Gemriz gibi büyük işler başaran büyücüleri mezun etti bu okul. ''

''Ve tabikide, Jaden Colin.'' Diye ekledi çocuk, gözlerinin içinin parladığını görebiliyordu Alexa. '' O idolüm, neden o okula girmeyi bu kadar çok istediğimi anladın mı şimdi?'' kafa salladı, '' Ne yapıp edip, o okula girmeyi başaracağım, o küreyide alacağım, seni de şaşırtacağım.''

Bu Alexa'nın duymak istediği şeyler değildi bu yüzden, basamakları tırmanırken adımlarını hızlandırdı.

Tamamen sıradan dükkalardan oluşuyormuş gibi görünen renkli, canlı bir sokağa çıkmıştı şimdi. Ama aslında hiçbiri sıradan değildi. Sıradanlık Ghost Town için fazlasıyla hakaret içerikliydi. Önünde durduğu dükkan- Alice'nin sihirli şekerlemeleri-, sokak üzerindeki en dikkat çekicisiydi. Alexa şekerlemelere bayılırdı.

Genç bir kadın, kapı aralığından tuttuğu bir tepside, yoldan geçenlere, '' Denemek ister misiniz'' diye sordu. Alexa'nın gözü hala tezgahın hemen ardındaki, yaban mersinli ve dev tavşancıl otlu olanlarındaydı. Evet, gerçekten mükemmel ve göz alıcı görünüyorlardı.

Kadın ısrarını sürdürmeye devam etti '' Gerçekten tadına bakmak istemez misin?''

Alex'a ağzının sulandığını hissetti ama kadının uzattığı şekerlemelerden tadmayacaktı. Alex'a şekerlerin kötü şakalar içerdiğini biliyordu çünkü. En azından beyaz olanlar öyleydi. Ağzına attığın an , seni beyaz pofuduk bir lop tavşanına dönüştürü verirdi.

Bir grup çocuk çoktan etrafında toplanmıştı bile. Bu kadar bakışın içerisinde ahmak duruma düşmek isteyeceği son şeydi. Ama yinede bakışlarını zümrüt yeşili olanlardan bir türlü alamıyordu. Yeşil olanlardan daha önce hiç yememişti oysaki. Küçük bir kedi yavrusuna dönüştüğünden beri, sadece görünmezlik yapanları yerdi. Birkaç saniyede olsa bu ona heyecan verirdi. Onlarda zaten siyah renkliydi, bunu nasıl unutabilirdi ki!, bu adı gibi bildiği bir şeydi. Alexa ahşap tepsiye yanaşıp uzun uzun baktı şekerlere. Buna değer miydi gerçekten bilmiyordu.

Sonunda ''ah'' dedi Alexa. '' bunu gerçekten istemiyorum.''

''Seni korkak'' diye bağırdı tığnaz yapılı bir çocuk. '' Çekil kenara.'' Bir eliyle hafifçe Alex'yı itti.

''Daha nazik olabilirsin,''diye homurdandı Alexa. Çocuk Alexa yı hiç ama hiç umursamadı.

Daha Alexa bir adım bile atmadan çocuk şekeri ağzına atmıştı. Atar atmazda kurbağaya dönüşmüştü.

Alex'a '' seni sersem'' dedi. Yüzüne samimi olmayan bir gülümseme yerleşti.'' Bunu gerçekten hakettin.''

Büyülü tütsüler satan bir dükkanın üzerindeki, eski ve pejmurde tabela, ona Starlin yolunda olduğunu hatırlatıyordu. Neredeyse yıkılmak üzere olan bir duvar üzerine yapıştırılmış küçük bir el ilanı, dikkatini çeken ilk şey olmuştu. Elleri ve ayakları demir halkalarla çevrelenmiş bir gulyabaniydi bu. Gerçekten korkunç görünüyordu. Birkaç saniye görüntüyü izledi, gulyabani demirlerden kurtulabilmek için çırpınıyordu. İlanda yazılanları okudu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 03, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

GHOST TOWN SAKİNLERİWhere stories live. Discover now