⚫4. Bölüm⚫

338 34 2
                                    


İyi okumalar!

Anneannemi götüren hemşirelerin arkasından bizde yürüyorduk. Sonunda 214 numaralı odaya girmişlerdi. Annemgil içeri girmeye yeltenince hemşireler bizi nazikçe uyardılar. "Annenizi odaya yerleştire-
lim, ondan sonra girebilirsiniz odaya."
Annemgilde uyarıyı dikkate alıp geri çekilmişlerdi. 10 dakika sonra odadan çıktı hemşireler. Açelya "E, anneanne-
nem dalgayı çağırmıştı yanına. Önce o girsin." Dedikten sonra annem ve anişteme çevirdim gözlerimi. Teyzem ve annemin göz yummalarının ardından odaya yavaşca girdim.

Anneannem hala uyuyordu. Odanın sağ köşesindeki sandalyeyi alıp anneannemin yatağının yanına koyup oturdum. Bir nefes verdim. Derin bir nefes... Anneanneme düşkündüm. Anneme, teyzeme, enişteme de... Onlar benim her şeyimdi. Emre ve açelyayı saymıyorum bile. Benim babam yok, yani küçükken annemi ve beni terk edip gitmiş. Sebebi ise benmişim... Annem hamile olduğunu söyleyince bağırıp çağırmış ve anneme beni aldırması gerektiğini söylemiş. Annemse reddedince, 'babam' denen şahıs 'O zaman başının çaresine bak!' diyerek defolup gitmiş. Anneme sorduğumdaysa şehirden ayrılırken trafik kazası geçirip öldüğünü söylüyor. Annem ise hamile olduğunu ailesine yani anneannem ve dedeme söyleyince başta kızmışlar ama sonra annemi bağırlarına basmışlar, benide tabi. Teyzemde o zaman 2 senelik evliymiş eniştemle. Ama dedem malesef benim doğumumu göremeden hayatını kaybetmiş... Ben anne karnında 2 aylık olduğumda, teyzemin açelyaya hamile olduğunu öğrenmişler.

Çocukluğum harika ötesinde geçti. Bana hiç baba yokluğunu aratmamışlardı, özellikle de eniştem. Ona minnettarım. Emreden veya açelyadan bir an olsun beni ayırt etmedi. Eh... Bazen açelyayı kıskanmışlığımda oldu, çocuk aklı işte. O günleri hatırlayınca yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu. Güzel günlerdi... Çok güzel.

Anneannem yavaş yavaş gözünü açınca hareketlendim. Ayağa kalkıp annemgile haber verecekken anneannem elimden tuttu. Ne ara kendine geldin be kadın! Eski toprak işte! Geri sandalyeye oturdum. Yüzümdeki gülümseme daha da arttı.
"Anneannem iyimisin?" Kafasını salladı ve gözlerini tam olarak açtı. "İyiyim kızım iyiyim..." Aklımdan beni neden çağırdığı düşüncesi geçti. Anneannem sanki hissetmiş gibi söze girdi. "Bak kızım ben her şeyin farkındayım... Geldik gidiyoruz bu dünyadan."

"Anneanne-"

"Sözümü kesmede dinle."

Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Senden son bir isteğim var kızım..."
Aklıma bir şeyler geliyor ama umarım o değildir umarım... "Ben bu dünyadan göçmeden senin mürüvetini görmek istiyorum." Hayır hayır hayır! Neden yahu neden! "Anneanne biliyorum... Ama benim sevdiğim kimse yok ayrıca ben daha 18 yaşındayım." Anneannem sinirle lafımı kesti. "Biz zamanında 15'imizde evleniyorduk kızım 15!" Ah anneannem ah... Bilmem kaç sene önce. 2020 yılındayız 2020! Ama hasta kadına bunları söyleyemem. "Peki anneanne sana bir soru soracağım ama düzgünce cevap vereceksin okeymi?" Anneannem yüzünü kırıştırdı. "Oneymi! Kızım türkçe konuş türkçe! Gavur Gavur konuşma."
Buna kahkaha atmak istesemde daha sonraya erteledim.

"Neden ben yani... Yani neden açelya değil emre değil?" Derin bir nefes aldı. Çok şey saklıydı bu nefeste, yorgunluk vardı mesela, hayattan aldığı derslerin bilgeliği de vardı aynı zamanda. Bu hayat anneannemi yormuştu, o kesindi. "Uzatmayacağım kızım... Sen farklıydın, her bakımdan. Sen babasız büyüdün kızım, babasızlık zordur, yaslanacak bir çınarın yoktu senin. Okulda, parkta her tarafta hissedilir. Biz her ne kadar sana hissettirmemeye çalışsakta sen  mutlaka hissetmişsindir biraz olsun..."
Gözlerimi yere indirdim. Haklıydı. "Ben bugün varım yarın yokum, annem de, teyzende, eniştende. Hatta açelyayla, emre bile." Burnum yanmaya başlamıştı. Doktorun söyledikleri kafamda yankılanıyordu.

ANLAŞMALI EVLİLİKWhere stories live. Discover now