Huijun'u yıkadıktan sonra bornozunu giydirmiş odaya göndermiştim. Ben de kısa bir duş aldıktan sonra ellerime pansuman yapıp banyodan çıktım. İçeri girdiğimde küçük sevgilimin yatakta hâlâ bıraktığım gibi durduğunu görünce gülümsedim. Yanına gittim ve önünde diz çöktüm.
"Giyinmedin mi sen küçük civcivim?"
"Halim yok aşkım"
Dudaklarını büzerek söylediği şeyden sonra dudağına hızlıca bir öpücük bırakıp ayağa kalktım. Dolabının önüne gittim ve giydirmek için birkaç kıyafet seçtim. Yanına gittiğimde kafasını kaldırmış dudaklarını büzerek bana baktığını görünce erdigimi hissettim. Kollarını kandırmasını söylemiş ve tişörtünü giydirmiştim. Altına gelince yüzüne izin istercesine baktım. Kafasını salladı. Diz çöktüm ve boxerini ayaklarından geçirdim. Boxerini giydirirken yüzüne bakıyordum. Utanmasini ve kendini kötü hissetmesini istemiyordum. Giydirmeyi bitirince şortunu elime aldım ve giydirmeye başladım. Giydirmeyi bitirince iki dizine de minik birer öpücük bıraktım. Ayağa kalktım ve onun dolabından kendim için biseyler bulmaya başladım. Elime beyaz bir tişört ve bol siyah bir şortu alıp giyinmeye başladım. Beni izliyor olduğunun farkındaydım. Ve bu gülmemi sağlamıştı. Tişörtümü giydikten sonra belime sarılı havluyu açmak için elimi belime attım. Bu kafasını eğmesine sebep olmuştu. Altımı da hızlıca giyip yanına gittim. Eğmiş olduğu kafasını çenesinden tutup kaldırdım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Öpüşmemiz derinleşirken onu omzundan ittim ve yatağa uzanmasini sağladım. Ellerimi başının iki yanına koyup üzerine çıktım. Öpüsmemize dillerimiz de eşlik ediyordu. Nefessiz kalınca ondan ayrıldım. Bana baktı ve gülümseyip beni tamamen üzerine çekti. Ona sımsıkı sarıldım. Kokusunu içime çektim. Yorgun olduğunu bildiğim için üzerinden kalktım ve yatağa düzgün bir şekilde uzanmasini sağladım. Bende etrafı toparladım ve yanına uzandım. Bana doğru döndü ve elini kaldırıp yanağımı okşadı.
"Bana o gün söylediğin söz yaşadığım şeylerden daha çok yaktı."
Ağzımı açıp konuşacakken dudaklarıyla susturdu beni. Verdiği kısa öpücükten sonra tekrar konuşmaya başladı.
"Sorun değil sevgilim. İsteyerek söylemediğini biliyorum. Sinirden çıktı o kelimeler ağzından. Anlıyorum seni. Ama bana bir daha kötü bir kelime kullanma olur mu değerlim?"
Kafamı salladım ve onu kendime çekip dudaklarını öpmeye başladım. Gerildiği dudaklarından güldüğünü anlayabiliyordum. Geri çekildim ve onu göğsüme çektim.
"Uyu bebeğim. Çok yoruldun."
Derin bir nefes aldı ve kafasını daha çok göğsüme gömdü.
Aradan bir saat geçmişti ki telefonuma gelen bildirim sesiyle elimi komidinin üzerine attım ve telefonumu elime aldım.
Bilinmeyen numara:
Kavuşmanız sevindirici.
Ama neler yapabilecegimi anladın.
Dediğim gibi ailenin katilini aramaktan vazgeç.
Titrek bir nefes aldım ve yanımdaki güzelliğime döndüm. Melekler gibi uyuyordu. Eğildim ve yüzünün her bir santimine öpücük bıraktım. Hafifçe kıpırdandi ama uykusuna geri döndü. Başımın agrıdığını hissedince telefonumu elime aldım. Aşağı inerek ilaç içtim. Çalan telefon sesi beni saşırtmıştı. Bu saatte kimdi ki? Telefonumu elime aldım ve ekrana baktım. Emma... Başka kim olabilirdi ki?
"Efendim Emma"
"Nerdesin sen?"
"Bunun seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum."
"Ne sacmalıyorsun sen? Yine o çocuğun yanındasın değil mi?"
"Evet sanane?"
"Biz sevgiliyiz ne demek sanane?"
"Biz sevgili falan değiliz. Koy şunu o kafana. "
"Söylediğim şeyi unuttun sanırım Minjae. Hatırlatmamı ister misin?"
"Tehditini unutmadım ama sende kulaklarını aç ve beni iyi dinle. Eğer kalkar beni şikayet edersen senin başına hiçbir şey gelmeyeceğini mi düşünüyorsun? Baban benimle işbirliği yaptığı için onun tüm mal varlığını alırlar elinden. Ve baban devlet kaçağı olarak görünür. Şimdi sen düşün işte."
"N-ne?"
"Benden ve sevgilimden uzak dur Emma. Haddini bil. Yoksa ben güzel bir şekilde bildireceğim."
Telefonu suratına kapattım. Su içtim ve mutfaktan çıktım. Huijun'u merdivenlerde oturuyorken beklemiyordum. İlerledim ve yanına oturdum.
"Sorun ne güzelim? Neden uyandın?"
"Seni yanımda görmeyince korktum."
Eğildim ve alnını öptüm.
"Hadi gel gidip uyuyalım."
Kafasını salladı ve ayağa kalkıp odasına ilerledi. Yatağa uzandığında gidip yanına uzandım. Arkadan beline sarıldım ve ellerimi karnında birleştirdim. Ellerini ellerimin üzerinde hissedince gülümsedim.
"Konuşmamızı duydun mu?"
Sorduğum soruya kafasını sallayarak karşılık verdi. Kokusunu içime çektim.
"İyi uykular meleğim."
"İyi uykular sevgilim."
Kendimi uykunun kollarına bırakmadan önce son duyduğum şey gülümsememi sağlamıştı.
"Seni çok seviyorum."
∆∆∆∆∆ Ay yoruldum. Aynı günde bisürü bölüm atmayan da ne bileyim jxbxjdbjdjd
Sevin beni be yüffen
YOU ARE READING
Basorexia~ Minjun
FanfictionAilesinin intikamını almak için Arınma Gece'sini bekleyen genç, asil, karanlık bir adam. Ve talihsizlikler sonucu Arınma Gecesi dışarda kalan panik atak hastası masum bir çocuk. Bu yaşananlar birer tesadüf mü? Yoksa onları bir araya getirmek ist...
