Sillage... 🌈

75 71 5
                                    


Fransızcadan bir sözcük; "Depaysement". Alışılmış ortamdan, yaşanılan yerden farklı bir yerde olmaya, yabancılık hissetmeye veya arada kalmışlığa deniyormuş (Gurbetçilik).
🌈🌈🌈
Fransızca'dan şiir gibi bir kelime; "Sillage"; "kokunun izi". Sevdiğin ya da sıradan biri gittikten sonra ortamda kalan kokusuna deniyormuş.
🌈🌈🌈
Balkanlarda kullanılan bir sözcük; "Promaja". Cereyanda, rüzgarda kalmak gibi insanları hasta edecek kadar kuvvetli, gizemli, mistik güce deniyormuş. (Genelde eskiler kullanırmış).
🌈🌈🌈
Sanskritçeden bir sözcük; "Sukha". Dış dünyadadan veya ortamdan etkilenmeden yaşanan özgün mutluluğa deniyormuş. Budizm metinlerinde geçiyor. Yazımı; सुख
🌈🌈🌈
Japoncanın bir sözcük; "Mono no aware". Geçici olan şeylerin farkında olmaya ve bunun verdiği üzüntüye deniyormuş. Çevirisi; "şeylerin geçiciliği", yazılışı; 物の哀れ.
🌈🌈🌈
İsveççe'in geleneksel sayılan kelimelerinden biri: "Gökotta". Sabahın erken saatlerinde kuşları dinlemek için yürüyüş yapmak demekmiş. "Şafak pikniği" diye de  biliniyor.
🌈🌈🌈
Latinceden hatta Ovidius'tan bir deyiş: "Omnia mutantur, nihil interit". Anlamı da "her şey değişir, ama hiçbir şey yok olmaz".
🌈🌈🌈
İngilizceden bir sözcük; "Orenda". Etrafımızdaki her şeye etki, nüfuz ederek dünyanın değişebileceğini düşünmek, bunu düşündürten manevi güç demekmiş. (Huron dilinden, Kızılderililer)
🌈🌈🌈
Türkçeden edebi bir sözcük; "Süveyda". Kalbin ortasındaki gizli günahların saklı olduğu -sanılan- siyah birikinti, beneğe, karalığa deniyormuş. (Arapça kökenli)
🌈🌈🌈
Portekizceden bir sözcük; "Saudade". Şu an var olmayana, kaybedilmiş kişiye veya yokluğuna duyulan buruk, melankolik özlem demekmiş. (Brezilya Portekizcesi)
🌈🌈🌈
Pek duymadığımız Bodo dilinden bir kelime; "Onsra". Bir daha aşık olmayacağını anladığında gelen kalp kırıcı hisse, son aşka deniyormuş. (Kuzeydoğu Hindistan dili)
🌈🌈🌈
Portekizceden bir sözcük: "Mágoa". Bazen çok uzun süre üzüldüğümüz şeylerin yüzümüzdeki bıraktığı kalıcı izlere deniyormuş. "Macula (benek,leke)" kökenli, Lat.
🌈🌈🌈
Eski güneş saatlerinin
kadranında şöyle bir şey yazarmış: "Omnes Vulnerant Ultima Necat". Her saat yaralar sonuncusu öldürür demek (Latince).😏
🌈🌈🌈
Çinceden epik bir deyim: "Yi ri san qiu (Bir gün, üç sonbahar)". Birisinden kısa bir süre ayrı kalıp, uzun süredir ayrıymış gibi hissetmek demekmiş (一日三秋)

"suç sende değil çekip gidesim varmış" 💖

GökkuşağıWhere stories live. Discover now