Anladım ki

106 61 10
                                    

Kendi ellerimle
Doldurduğum silahı,
Dayadım kafama,
Tetiğin üzerinde parmağım,
Basıp sıkacakmışçasına.
Kaldırıp namlusunu yukarıya,
Bastım tetiğine ardı ardına,
Boşalttım kurşunları,
Silahı attım bir kenara.

Bakındım etrafıma,
Kimse yok diye!
sıvadım
Pantolonumun paçalarını,
yürüyerek,
Girdim denize,
Boyumu aşıncaya dek,
Hiçbirşey yapmayacaktım,
kendi kendimi,
Boğacakmışcasına.
Kafa göz,
Denize girer girmez,
daha başlamıştım çırpınmaya,
Sonrasında
yüzerek varmıştım kıyıya,
Soluk soluğa.

Mezar taşının yanına
Vardığım,daysa,
Sırılsıklam halde,
yatmıştım yanına,
Başlamıştım
Kendi kendime,
Konuşmaya.

Bilmiyorum ama
Canıma kıyıp,
yanına vardığımda,
Görecek,görebilecekmiyim? Seni!
Öpüp koklayacakmıyım?
Doyasıya! Diyerek
Kalktım ayağa,
Dizlerimi kırarak
Çöküp dizlerimin üzerine,
Toprağı eşeleyerek,
Yavaş,yavaş
Ellerimle,
Başladım kazmaya,
Toprağın altında,
Birşeyler arıyormuş,
Kendi kuyusunu
Kendi,
Kazıyormuşçasına.

Girdim
kazdığım
yer kadarının içine,
kıyafetlerimle,
Örtmeye başladım üstümü,
toprakla,
Üzerini örtercesine,
yorganla.

Anladım  ki
Bu böyle olmayacak,
Tekrar,dan
Kalktım ayağa,
Silkmeden
Üzerimi daha,
Yanıbaşında
duran pet su şişelerini alarak,
gittim
Musluğun başına,
Doldurdum,
Hepsini suyla.
Geldim
Yine yanına,
Kapaklarını açarak,
dökmeye başladım
üzerindeki çiçeklere,
Mezar taşına.

Sıvazladım
Çiçekleri mezar taşını
doyasıya.
Arkasından
Okudum bir fatiha,

Anladım  ki
Böyle
Varılmayacak yanına.

Şiirsel Nefes  (KİTAP OLACAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin