13

2.2K 251 103
                                    

Draco heyecanla babasından aldığı mektubu sallayarak yanlarına geldi. Harry'nin odasında, Tom ve Harry satranç oynuyordu fakat Draco'nun heyecanı oyunlarını bölmüştü.

Odada yalnız olmalarına rağmen fısıldadı. "Babam, ilk görevi öğrenmiş ve bana yazmış."

"Ne!?" dedi Harry heyecanla. "Nasıl öğrenmiş? Nasıl öğrendiğini boşver. Neymiş?"

Draco'nun heyecanı endişeyle yer değiştirdi. "Bir ejderha."

"Bir ne?"

"Ejderha." dedi Draco. "Onun yumurtasını çalmak zorundasın."

Harry kendine güvenmiyor değildi. Turnuvadaki en genç katılımcı olmasına rağmen kendine güveniyordu. Ancak bir ejderha....

"Onunla nasıl başa çıkacağım?" diye mırıldandı.

Üç çocuk da aynı anda düşüncelere daldı. Aslında Tom daha çok düşünüyormuş gibi yaptı, çoktan çocuğun ne yapacağına karar vermişti.

"Harry, sen çok iyi bir uçucusun. Süpürgene atlasan ve fiyuv diye yumurtayı çalsan."

Tom ona gözlerini devirdi. "Arenaya süpürgeyle çıkamaz. Ya süpürge gelene kadar ejderha onu fark ederse, hayatta kalma mücadelesi mi versin? Daha az riskli bir yol var."

"Ne?" diye heyecanla sordu iki çocuk.

"Görünmezlik Pelerinin Harry, onu üstüne geçirip yuvaya gidersin, ejderha seni fark etmeden yumurtayı pelerinin altına alırsın."

"Böylece ejderhayla mücadele etmene gerek kalmadan yumurtayı alırsın. Gerçek bir hırsız gibi."

"Bilemiyorum." dedi Harry. "Pelerin aile yadigarı onu herkesin gözü önünde meydana çıkarmak doğru olur mu?"

Karanlık Lord kaşlarını çattı. Yine... Yine pelerinden bahsederken Harry'nin zihnini okuyamıyordu.

"Görünmezlik pelerinlerinin nadir bulunduğu bir gerçek ama senin pelerinin var olan tek görünmezlik pelerini değil. Onu bu kadar değerli yapan ne?" diye sordu Tom.

"Hiç." dedi Harry. "Sadece bir aile yadigarı." Harry iç çekip Tom'u onayladı. "Tom'un dediği gibi yapsam en iyisi olacak gibi."

**
İlk görev günü geldiğinde Harry, biraz gergindi. Görevi güzelce planlamış olmalarına rağmen bir ejderhayla karşı karşıya olmak gerilmeyecek bir mesele değildi. Kahvaltıda tabağına neredeyse hiç dokunmamıştı.

Slytherinler diğer binalar tarafından pek sevilmemesine rağmen bütün okul onu destekliyordu. Büyük salona gelen hemen hemen herkes ona görevde başarılar dilemişti, bunlara aralarında Hermione Granger'ında olduğu birkaç Gryffindor da dahildi.

Granger ile arkadaş sayılmazlardı ama yabancı da sayılmazlardı. Birbirleriyle selamlaşıyor, ufak konuşmalar yapıyorlardı. Kütüphanede dersler hakkında tartışıp birlikte ödev yaptıkları bile olmuştu. Ancak arkadaş olduklarını söyleyecek kadar yakın değillerdi. Daha çok okul arkadaşı gibiydiler.

Kahvaltının ardından Tom ve Draco ona son kez bakıp iyi şanslar diledi. Onlar onu izlemek için tribünlere giderken Harry yalnız kalmıştı. Ailesinin onu izlemeye geleceğini biliyordu. Onlarla görevden önce görüşmek istemişti ama kurallara aykırı olduğu söylenmişti. Onları görememiş ama Remusla görüşebilmişti. Remus ona şans dilemişti. Onu ailesiyle ve Siriusla birlikte izleyecekti.

Bekleme alanı, arenaya açılan küçük bir çağırdı. Okullarını destekleyen öğrencilerin tezahüratları çadırdan duyulabiliyordu. Yarışmacılar farklı köşelere dağılmış kendi hallerinde takılırken içeri Profesör Dumbledore ve yarışma görevlileri girdi. Dumbledore sırayla onlara ejderhalarını çektirdi.

Back to HogwartsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin