Sırf sevildiğini bilsin diye yanaklarından öptüm. Hira'nın gözlerinin içi parlamıştı. "Sana daha önce ne söyledim. Ben ağabeyini  bütün sevimsizliğine yara izine rağmen sevdim. Biliyorum ki bir gün  tıpkı benim gibi seni de çok seven  bir adam çıkacak."

Hira'nin gözleri dolunca oturmuştu. "Yenge bana her şeyi söyle  ama bunu söyleme. Senin bana verdiğin  umut beni öldürmez  yaralar ben bir yara daha almak istemiyorum.  Ve biliyorum ki hiçbir erkek dönüp bana bakmaz."

Onu yatıştırmaya çalışsam da fayda etmemişti. Akşam  olup Kartal'a anlattığımda bu konuyu kapatmamı söyledi. "Ne demek  kapat Kartal, aşk  insanı iyileştirir.  Bence kardeşini evlendirmeyi düşünmelisin."

"Lina'm güzel karım sen bu düşüncene inanabiliyor musun? Ben kardeşimi  kiminle evlendirebilirim. Hem ne henüz  yirmi yaşında üstüme  yük de değil."

"Babalar kızlarını  üstlerine  yük oldukları  için  evlendirmezler. Bana bir gün  bir şeyler olursa yeri yurdu belli olsun sahip  çıkanı  olsun diye evlendirirler... Bence sen bunu Doğan ile bir konuş  belk o bu konuda bir çözüm bulur."

"Peki güzel karım peki, bunu da düşüneceğim..." Kartal sarılırken elimi karnımın  üstüne koydu. "Söyle  bakalım  bebeğimiz  nasıl bir hareket hissediyor musun?"

"Şimdilik varlığı yokluğu  bir babası yalnızca  çok  yememe vesile  oluyor  o kadar..."

"Lina  bir an önce büyüsünde kucağımıza alalım  diye ölüp bitiyorum..." Ya öyle mi diyerek elimi  yüzüne götürdüm.  "Biraz da kime benzeyeceğini merak ediyorum. Tek duam kız olursa tıpkı  senin  gibi  dünya güzeli olmasi..."

"Seni sevdiğimizi söylemiş miydik?"

"Bende sizi ölesiye  sevdiğimi söylemiş miydim?"

"Hayır,  ilk defa duyduk."

"Öyle mi o halde en acilinden göstermem lazım..."

****

"Hira lütfen  bi kez dahi olsun dışarıya  çıkalım. Sana da bize  değişiklik olur..."

"Lina kardeşimi rahat bırak, eğer  dışarıya çıkmak istemiyorsa  onu zorlayamayız." Kız günlerdir evde be adam destek  olacağına  köstek  oluyorsun.

"Sen sus sen karışma. Her gün  evde can sıkıntısından ölen sen değilsin. Hira'cım yengeni kıracak mısın? Bak bir nevi aş erdiğimi ve senden ilk defa bir şey istediğimi düşün."

Hira ağabeyine bakınca Kartal başını olumlu anlamda salladi. "Peki,  yenge çıkalım ama lütfen  kalabalık  bir yer olmasin." Oh be günlerdir  onu ikna edeceğim  diye göbeğim catlamiştı.

"Kartal  bizi hemen deniz kenarına götürüyorsun, Hira denizi görmek istiyor."

Kartal eminiz olur diye ayağa  kalkınca  görümcemin koluna girdim. Evden hep beraber çıktığımızda sahil kenarına geldik  ama bizimkisi  arabadan aşağıya inmek bilmedi. Güç bela arabadan da indirgimizde istediğim  üzerine Kartal bize  kağıt helva  aldı.

Yürüdükçe kararımdan dolayı  pişman  olur gibi  oldum çünkü  herkes  bize bakıyordu. Kartal sinirden yanımda kasım kasim kasılirken insalara kartal  bakışı  ile ölümcül  bakışlar  atıyordu.  Sakinleştirmek için  şen  şakrak konuşsam da nafileydi. Ilerden iki genç birbirine  Hira'yı gösterip  gülüştüğünde koluna girdiğim Kartal  öne atılarak  silahını  çıkardı.

Silahı  gören  herkes  çığlık  atarken  Kartal küfür  ederek silahı  gençlere doğrultu. Bu da yetmezmiş gibi  Kartal'ın ordusu etrafımızı  sardıgında kocam küfür  ederek kime güldünüz diyor  başka  bir  şey demiyordu.

Kartal diyerek  kolundan  çekiştirirken karnıma  keskin ağrılar  girmeye başladı. Hira da arkada  ağlarken bir kez daha Kartal'a bağırdım ama yerde diz çöken  çocuklara sizi öldüreyim mi lan demekten başka bir şey söylemiyordu. Elimi kasıklarıma götürdüğümde bir sızı daha hissettim.

"Kartal  yalvarırım  yapma..." Sonunda  önüne  geçtiğimde  silahı ateş aldı.  Karnımda sızı değil yakıcı  bir acı  hissetmiştim. Birileri Lina diyerek bağırdığında Kartal'ın  gözleri kocaman oluvermişti. Kocam başıni eğdiğinde bende başımı  eğerek  kana baktım.  Elimi karnıma götürürken düşmem bir olmuştu ki Kartal yere kapaklanmadan beni kucaklayarak  benimle birlikte  yere oturdu.

"Lina... Lina... Lina..."

Kartal  bir bana bir karnıma  bakarken  onu ilk defa ağladığını gördüm.  Hira  başıma  gelip hıçkırırken ağzım açık olmasına  rağmen  sesim  çıkmıyordu. Acıyla kıvranirken Kartal karnıma  tampon  yapıp dudağını alnıma  bastırdı.

"Neden yaptın Lina, neden yaptın?"

"Sen... Beb... Bebeğim!"

Kartal bebeğimizi yeni hatırlamış gibi beni sıkıca  tutarak  benimle  birlikte ayağa  kalktı. Deli gibi  koşmaya  başlasa da ben biliyordum. Artik  her şey bitmişti.

"Iyi.... Bebeğimiz de sende çok  iyisin... Iyi olacaksınız, olmak zorundasınız, benimle kalın!"




Bazen aklım almıyor; onu yalnızca ben, hem de öylesine içten, öylesine dolu dolu severken, ondan başka hiçbir şey görmez, bilmezken, ondan başka hiçbir varlığım yokken, nasıl olur da onu isteyerek  terk edebilirim.

Genç Werther'in Acıları, Johann Wolfgang Von Goethe








YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin