°2|Les İnvalides Yetimhanesi°

31 2 1
                                    

Genç görünenlerin ihtiyarladığı, ihtiyarların hayatı doruk noktasında yaşadığı bir bina. İçinde yaşayanların ruhu gibi çökmüş, yıllanmış bir yer.

"Bayanlar ve baylar, Riquewir'in en iyi hizmeti sunan yetimhanesine, Les İnvalides'e hoş geldiniz!"

Böyle şaşaalı sözler burada ilk defa işitilmiyordu. Sadece yıldönümünde kendine daha fazla pay biçmek isteyen konuşmacılar ve soytarıların boş laflarından ibaretti. Lakin görünürde boş veya anlamsız gözükse de cepleri tomarla para dolduruyordu. Tam da çıkarcıların ağzına layık miktarda çok para!

Bu boş sözleri kendi koğuşunda işitmek zorunda kalan kişi de cama bakıp oradaki gülünç soytarılara göz deviriyordu.

Bir yandan üzerindeki hafif bozarmış beyaz gömleğinin düğmelerini açıyor, diğer yandan da bir yılı daha nasıl belasız atlatacağını düşünüyordu Jeongguk.

Çıkardığı kıyafetleri yatağın üzerine fırlattı, kıyafet dolabından beyaz bir gömlek, koyu kahverengi sıfır kol bir süveter ve siyah kumaş pantolonunu çıkarıp giymeye başladı. Bu kıyafetler onun burada giydiği üniformalarıydı.

Gömleğini son düğmeye kadar ilikledi, giymekten pek de hoşnut olmadığı süveterini kafasından ve de kollarından geçirdikten sonra kumaş pantolonunu da giyip odadan çıkmaya hazırlanıyor iken odaya başka biri girdi.

"Günaydın, Jeongguk." dedi içeri giren Jihoon. Jeongguk ile aynı model üniformayı giymesine karşın o, üst sınıf çocuk ve gençlerin giydiği koyu kırmızı bir süveter giymiş, yüzündeki aşağılayıcı gülümsemeyle Jeongguk'u süzüyordu. Kendisi soylu bir kontun çocuğuydu lakin annesi o aileye ait olmayan bir fahişe olduğundan buraya gönderilmişti. Burası gibi iğrendirici bir mekânda yaşasa da ona her şeyin en iyisinden önüne sunuluyordu. Buradaki çocukların hepsinin böyle olmasına rağmen bazılarının anne veya babası soylu olamayabiliyordu. Tıpkı Jeongguk gibi. O da fakir bir adamın soyundan geliyordu.

"Ne o? Sanırım sana pek de gün aymamış gibi. Hâlbuki daha yapacak dünyanın işi var. Hepsi de yolunu gözlüyor Kookie." diye söylenerek birkaç adım Jeongguk'a doğru ilerledi Jihoon. Gözlerini Jeongguk'un sıktığı yumruklara indirdi. Jeongguk'un böyle çaresiz bir şekilde ellerini sıkması kendisine daima muazzam bir zevk veriyordu. Üst sınıf olarak doğmak bu yetimhanede kişiye bahşedilmiş en büyük lütuf olmalıydı.

"Bana öyle demeyi kes!" dedi sesini hafiften yükselten Jeongguk. Fazlasıyla öfkeliydi Jihoon'a fakat elinden gelen birşey yoktu. Burada durduğu her saniye gururundan bir parça daha çalınıyordu. Kendisi ile aynı yaşta olan, hatta ay olarak küçük olan, biri karşısında öylece hiçbir şey yapamadan durmak elde kalan gururun son parçalarını dahi çekip alıyordu. Jeongguk her ne kadar adaleti ayakta tutmaya çalışsa da yaşadığı bu berbat yer ve sakinleri onu ezip geçiyordu.

"Bugün eşyalarımı sen toplayacaksın." diye alaya aldı Jihoon. Yine yüzüne kibirli bir gülümseme ilişmişti.

"Yapmak istemiyorum. Senin hiçbir bokuna elimi sürmek istemiyorum Jihoon." Jeongguk'un ses tonu hırçın bir hâl almıştı. Sabrı taşmak üzereydi. Ama bu Jihoon'un pek umrunda gözükmüyordu. Hatta Jeongguk'un bu sözleri üzerine gür bir kahkaha bile patlattı. Gülmekten kendinden geçti adeta.

"Bokum ha? O bok dediğin şeyler senden daha değerli biliyorsun değil mi? Yoksa yine oraya mı gitmek istiyorsun, hm?" dedi ve Jeongguk'a doğru biraz daha ilerleyerek aralarındaki mesafeyi iyice kapadı. Şimdi ise Jeongguk'un öfkeden dolan kahverengi gözlerini daha net görebiliyordu. Jeongguk'un gözleri gururu adına bu mücadeleyi kazanmak için her ne kadar uğraşsa da sonuç daima başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Jihoon bunu biliyordu. Bu duygu Jeongguk'u kendinden soğutuyor, kendine karşı nefret gütmesine sebep oluyordu. Bu hoşuna gidiyordu Jihoon'un.

"Sırf baban soylu biri diye senin karakterin de mi soylu biri rolüne bürünüyor? Hiç sanmıyorum. Senin karakterin köpeklere verilen artıklardan daha değersiz. İşte ben de bu hâlini görünce sana çok acıyorum biliyor musun?" dedi Jeongguk ince dudakları burukça kıvrılır iken.

"S-sen k-kime ne dediğinin farkında mısın küçük domuz yavrusu!? " gözü dönen Jihoon Jeongguk'a sağlam bir yumruk atıp onu yere sermişti. Öyle ki Jeongguk'un dudağı patlamış, dudaklarının arasından sızan taze kan damağına yapışmıştı.

Küçük yavru domuz... Lanet olası... Köle...

Bu yumruk bardağı taşıran son damla olmuştu.

Jeongguk sakince yerinden doğruldu, Jihoon'un biraz ürkmüş fakat hâlâ kibrinden hiçbir şey kaybetmeyen yüzüne bir süre baktı ve Jihoon'un suratının tam ortasına bir de kendisi ağır bir yumruk salladı.

Jihoon bu yumruk nedeniyle kendini birkaç adım ötede, yerde yatar hâlde bulmuştu. Doğrulacaktı ki Jeongguk buna fırsat tanımayaraktan onun üstüne atılmış, ardı ardına yumruklar savurmuştu.

Hem anlamsızca bağırıyor hem de ağlıyordu Jeongguk. Adaleti böyle sağlayamasa da içindeki birikmiş acıların hıncını Jihoon'dan çıkarıyordu. Vurdu ve vurdu. Jihoon'un yüzü tanınamayacak hâle gelene kadar vurdu Jeongguk.

Bir yumruk, bir tokat daha derken dışarıda bu bağırış seslerini duymuş olabilecek iki erkek bir kadın olmak üzere üç kişi odaya dalmış, yerde kanlar içinde kalmış yarı baygın Jihoon'u ve onun yüzünü dağıtan Jeongguk'u gördüklerinde ani bir şok geçirip hafif bir çığlık atmışlardı.

Güvenlikler kendisinin kollarından tutup Jihoon'dan uzaklaştırmaya başladıklarında henüz hıncını alamayan Jeongguk pürüzlü bir çığlık atmış daha sonrasındaysa güvenliklerin kollarında çırpınarak göz yaşlarının arasında bulanıklaşan koyu kırmızı kanı emmiş zeminde sürüklenerek kendisine veda etmişti.

Bu anlamsız hayatında kendini bulmak için umut arayan Jeon Jeongguk hatırlamak dahi istemediği son anılarıyla her şeye; umutlarına, özgürlüğüne, adalete ve gururunun son kırıntılarına da elveda dedi.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güzel oldu sanki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Güzel oldu sanki. Lütfen bu ficime bir şans tanıyın ve düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Kocaman öptüm. :" ❤️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 15, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Street Bandits | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin