2- Ateşkes

386 18 7
                                    

Eve döndüğümüzde annemle babam kış bahçesinde bir şeyler içeceklerini söylediler.
Özel günleri kalabalıklar içerisinde kutlamak, içinde bulunduğumuz topluluğun en bozulmaz alışkanlıklarındandı fakat annem ve babam birbirlerine zaman ayırmak ve özel anlar yaratmak konusunda çok başarılılardı. Bu kimi zaman problemleri kafa kafaya verip bir çözüme kavuşturmak için olurdu, kimi zamansa sadece sarılıp bahçeyi izlemek belki bir kaç şarkı dinlemek için.

Onları baş başa bırakıp odama çıkarken bir gün ben de böyle bir aşka sahip olabilecek miyim diye düşündüm. Aslında onlarınki aşktan fazlasıydı, her şeye rağmen yol arkadaşlığıydı. Babam bir keresinde böyle söylemişti, "Aşk bazen her şeye yetmez, önemli olan her koşulda onun yanında durabilmektir, sabırla sevmek aşktan daha güçlü bir bağdır."

Bana göre ise aşktan daha kuvvetli bir duygu olduğuna inanmaz zordu. Henüz yaşamadığıma ve bir gün her zerreme kadar hissedeceğim bir duygu olduğuna dair inancım öylesine sağlam ki aşk diye önüme gelen ama mütemadiyen eksik hissettiren her şeyden vazgeçmiştim. O kişiyi umutla beklemek aşkın kendisiydi, o yolculuğun başıydı. Kalp ait olduğu kalbi gördüğü an tanımalıydı. Beyin bu buluşmada teslim olmalıydı.
Belki fazla hayalperestlikti belki çocukça bir inanıştı. Yalnızlığım ve zaman umutlarıma sekte vurmak istercesine birbirini besliyordu. İçimde bir huzursuzluk tohumu filizlendi. Böyle böyle karamsar birine dönüşüyordum galiba.

Biran önce uyumak istiyordum. Ayakkabılarımdan kurtulup elbisemi çıkardım. Küpelerimi çıkarırken makyaj masasındaki kutuları farkettim. Kutularından birinde annemle babamın diğerinde ise Ural'ın adı yazıyordu. Anlaşılan Ural yine anneme danışmıştı. Çünkü onların aldığı kolyenin takımı olan küpeleri almıştı. Riske girmek istememesi tam Ural'dan beklenecek bir hareketti. Benim ona aldığım hediyeyi görünce ne kadar sevineceğini düşündüm.

Makyajımı da temizledikten sonra pijamalarımı giydim. Elimi yüzümü yıkamak bir miktar kendime gelmemi sağlasa da hala iki bardak şarabın etkisindeydim. Çok içmediğimden olsa gerek arada yapılan kaçamaklar fazla etki yapıyordu. Beynimdeki hafif mayhoşlukla yatağa girdim.

Ne kadar uykum olsa da kendimi düşünmekten alıkoyamadım. Herkesin özendiği bir hayata sahiptim, okuldaki bir kız gelip yüzüme bunu söylemişti. Herkes hayatım hakkında yorum yapmaya ne kadar da muktedirdi. Kendime güldüm, içimde yaşadıklarımdan ne kadar da farklı bir görüntü çiziyormuşum meğer. Bir nebze haklılardı evet, ne evde aile kavgası vardı beni mutsuz edebilecek ne de sahip olmayı isteyip de olamadığım bir şey. Annem bir hanımefendi gibi yetişmem için herşeyi yapmıştı. Çok hoşlandığım söylenemezdi ama şikayetçi değildim. Hem derslerimde ortalama bir başarıyı yakalamıştım hem de beni arkadaşlarımdan ayıracak özelliklere sahiptim. Ama her şeyin bu kadar normal olması fazla değil miydi? Ya da birilerinin hayatımızı en ince ayrıntısına kadar düzenlemesi, çıkabilecek her türlü sorunun ihtimallerinin dahi hesaplanması normal miydi? İnsanların özendiği bu yapay yaşam bana mı fazla geliyordu?

Düşünceler bulut olup beynimi sarmışken göz kapaklarım yavaşça düştü ve uykuya kendimi bıraktım.

*

Hafif baş ağrısıyla uyandığımda gün ağarmak üzereydi. Baş ucumdaki sürahiden bir bardak su doldurup tek dikişte içtim. Banyoya geçtim ve ılık bir duş alım. Çamasırlarımı giyindikten sonra bi müddet dolapların arasında gidip geldim en sonunda karar verip eşofmanlarımı giyindim. Saate baktığımda çok az vaktimin kaldığını farkettim. Saçlarımı tarayıp aceleyle kuruttum. Hala nemli oldukları için bere taktım, şişme yeleğimi üzerime geçirip spor ayakkabılarımı giyindim. Telefonumu da cebime atıp hızlıca evden çıktım. Eğer alışkanlıklarını değiştirmediyse Eren de şu sıralar koşuya çıkmış olmalıydı. Uyandığımda aklımda nedense o vardı, belki de dünkü tavrı istemsizce bilinçaltımda yer edinmişti ve bu gereksiz gerilime son vermeye karar vermiştim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 13, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KAYIPWhere stories live. Discover now