31, 𝗆𝖺𝗌𝗍𝖾𝗋 𝗈𝖿 𝗍𝗂𝗆𝖾

Começar do início
                                    

Wanda oturduğu koltuğun kolunu sıkı sıkıya kavradı. İstemsizce dişlerini birbirine bastırmıştı. Gergin görünüşü ve oturuşu önlerinde duran devasa gezegene birazdan iniş yapacakları gerçeğinden kaynaklanıyordu.

Onun önünde oturan Steve ve Quill, kumandayı almış şekilde işlevli koruyucu gemisini atmosferden geçirmeye hazırlıyordu. Wanda'nın yanında Strange oturuyordu.

Açıkçası neden onlarla Dünya'dan milyonlarca ışık yolu uzaktaki yabancı gezegene geldiğini anlamamıştı ama Strange öğrencisi olarak onu yanında istemişti. Babalarını ikna etmek ise yüzyılları almıştı.

Steve kemerini çözüp yanında oturan kendisi gibi sarışın adama baktı. "Ben önden kontrol uçuşu yapacağım."

Quill, Kaptan Marvel kostümü içindeki çocukken deli gibi hayran olduğu adamı onayladı. Gemiyi inişe uygun konuma getirdi. Wanda ve Stephen'ın hemen arkasında oturan Thor ve Gamora ise Thanos ile ilgili sohbet ediyorlardı. Dünya'dan çıktıklarından beri bu konu hakkında durmadan konuşuyorlardı.

Stephen gücünü toplamaya çalışıyordu. İniş yapacakları gezegende araştırdıklarına göre kimse yoktu. Yine de %100 güvenliğinden emin olduğu bir işe bile gücü yerinde girişmek isterdi. Ancak arkalarında konuşan iki gezeve bunu zorlaştırıyordu.

Göz devirdi. Susmalarını bekleyerek derin nefesler alıp verdi. İkisi konuşmaya devam edince artık çareyi onlara dönmekte bulmuştu. "Susun artık." Tekrar önüne bakarken ellerini başına yerleştirdi ve dikkatini toplamaya çalıştı. "Odaklanamıyorum."

Quill onlara doğru yaklaşan kör edici ışık hüzmesini seçtiğinde, "Burada savaşmak yok büyücü. Endişelenme." diye konuştu. Steve geminin ön kısmına doğru gelerek sahip olduğu ufak kulaklıktan konuştu.

"Güvenli. Önden gidiyorum. Beni takip edin."

Steve'in dediğini yaparak gemiyi gezegenin atmosferine soktu Quill. Burası dıştan sarı ve turuncunun hakim olduğu bir toz bulutu gibi görünüyordu. Dünya'nın yarısı kadar tam çapı belki vardı, koordinatlarda daha çok ay boyutlarında bir gezegen gibi görünüyordu.

Önlerinde yavaş bir hızda ilerleyen adamı izlediler. Atmosferden geçtiklerinde gezegene üstten bir bakış atma şansı yakaladılar. Hiç ev yoktu. Ev değil sadece, hiçbir şey yoktu. Burası Ay'ın sadece boyutlarına değil görünüşüne de benziyordu ayrıca. Bu izbe yerde ne yapacaklardı? Toprak yüze yaklaştıkça harebe tarzı bir şeyin hiçliğin ortasında durduğunu gördüler.

Stev, Kaptan Marvel güçlerini kullanarak geminin altına girmiş ve güvenli bir şekilde onu indirmeye çalışırken Quill yerinden kalkıp onlara döndü. Düşmemek için koltuğuna tutunuyordu.

Bir eliyle camdan dışarısını göstererek, "Evet Bayanlar ve Baylar, Lanilla B-3'e hoşgeldiniz!" diye bağırdı coşkuyla.

"Burası berbat."

Gamora açık açık konuştuğunda geminin kaptanı olan adam Steve'in gemiyi yere koyma badireleri sırasında kendisi de düşme badiresi atlatmış şekilde dobra sevgilisine göz devirdi.

"5 yıldızlı otel değil sonuçta, biliyoruz. Dışarı çıkmadan önce şunları giymeniz gerekecek." Bir eliyle raflarda bulunan yan yana dizilmiş hava geçirmez kaskları gösterdi. "Buranın havası zehirleyici. Oksijen yok denecek kadar az. Yerçekimi buranın sakinleri tarafından kontrol altına alınmıştı ama şimdi yine oyundışı, yani ayaklarınız yerden kesilebilir."

𝗌𝗎𝗉𝖾𝗋𝖿𝖺𝗆𝗂𝗅𝗒: 𝖼𝗈𝗇𝖿𝖾𝗍𝗍𝗂Onde histórias criam vida. Descubra agora