Bölüm 2 | Aşkın Kurtardığı Krallık

412 56 101
                                    

@heavencb bölümü sana ithaf ediyorum :3

Vote vermeyi unutmayın, iyi okumalar ;)

____________

Sabah olduğunda ve Experia krallığında güneş tüm zarafetiyle doğduğunda, bir çift yeşil göz açıldı kırmızılarla dolu odada. Bu gözler, prenses Victoria'nın parlak, yeşil gözleriydi. Doğruldu ve tuhaf bir mırıltıyla kollarını havaya kaldırıp esnedi. Ardından az ötede, koltukta uyuyan bedeni gördüğünde aklına dün olanlar gelmişti.

Vampirler diye geçirdi içinden. Varlıklarına asla inanmadığı, fakat nedimelerinden duyduğuna göreyse eskiden soyları insanlar tarafından tamamen yok edilmiş varlıklar. Bir tarafı Camillia denen bu siyah saçlı kıza inanmak istese de, diğer tarafı bunun koca bir palavradan ibaret olduğunu haykırıyordu.

Yatağından kalktı ve pembe tüylü terliklerini ayaklarına geçirdi. Ardından ten rengi düne göre çok daha beyaz olan kıza doğru yönelip "Camillia, uyan hadi." diye mırıldandı. Kız yavaşça gözlerini araladı ve ufak bir tebessüm eşliğinde "Günaydın." dedi.

Kapının tıklanması ile prenses öksürerek boğazını temizledi ve her zaman olduğu gibi gür, düşmanlarını korkutacak derecede tehditkâr bir ses tonuyla "Giriniz." dedi. Kapı yavaşça açıldı, nedime Anna içeri girip "Prensesim, bugün pek erkenci-" diyecekken odadaki kızı görmesiyle lafını tamamlayamadı. "Bu hanım da kimdir? Özel bir konuğunuz olduğunu görmemiştim." diye mırıldandı.

Prenses tebessüm edip "Adı Camellia, dün askerlerin buraya getirdiği yaralı kız. Hafızasını kaybetmiş, kendi hakkında pek de şey hatırladığı söylenemez." diye yanıtladı nedimeyi. Nedime rahatlamış görünüyordu, yine de içinde büyüyen merak duygusunu örtemeden sordu:

"Ya babanız Kral Jaun? Konuğunuzdan haberi vardır umarım."

Prenses turuncu ve dalgalı saçlarını bir tarak yardımıyla tarayarak "Ona kahvaltıda söyleyeceğim, lütfen bana yardımcı olur musun?" dediğinde nedime her gün yaptığı işi yapmak için hareketlendi. Prensesin dolabını açıp beyaz bir korse çıkardı ve prensese giymesi için yardımcı oldu. Camillia ise şaşkın gözlerle onları izliyordu.

Nedime, Victoria'nın arkasına geçip korseyi tüm gücüyle sıktı. Ardından çoğunluğu kırmızı kıyafetlerle dolu olan dolaptan, kırmızı güller işlenmiş bol bir elbise çıkarıp prensese uzattı. Prenses hızla elbisesini giydiğinde, nedime çoktan kırmızı bir babeti onun ayaklarının önüne koymuştu.

"Lütfen Camillia'nın da giyinmesine yardımcı olur musun Anna?"

"Bunu zevkle yaparım prenses Victoria."

Camillia heyecanla "Kendim giyinebilirim." dese bile prenses onu duymamazlıktan gelip odadan çıkmış, onu nedimeyle beraber odada yalnız bırakmıştı.

Nedime dolaptan bir korse daha çıkardı, ardından kıza döndü ve "Ne renk bir elbise isterdin tatlım?" diye sordu. Camillia hiç düşünmeden "Mor." cevabını verdi. Moru sevdiğini düşündü, muhtemelen hatırlayamadığı geçmişinde onunda morlarla dolu bir odası vardı. Bu düşünceyle ufak bir tebessüm etti. Nedime onu ayağa kaldırdı ve tek çırpıda çelimsiz kızın üzerindeki pijamayı çıkardı. Korseyi giymesini sağlayıp, prensese yaptığı gibi tüm gücüyle korseyi sıktı. Zavallı Camillia, bir an nefes alamamıştı ve bu şeye asla alışamayacağına emindi. Ardından mor ve siyah şeritler içeren, pek abartılı bir elbiseyi ona giydirdi nedime Anna.

"Prenses kıyafetleri konusunda pek cömerttir, ne yazık ki ayakkabılar konusunda bu söylenemez. Bu yüzden size misafir odasından bir çift ayakkabı getireceğim." deyip dolaptan çıkardığı bir ölçerle kızın ayağını ölçüp hızla odadan çıktı.

My Kingdom Where stories live. Discover now