Bölüm 1| Mühür.

306 46 55
                                    

Yayımlanma Tarihi: 30.03.20
Gördüğünüz tarihi bırakmak ister misiniz? Güzel bir anı olur.❤️

"Kızıl taş: Mühür"

"Evet, Troes söyle bizlere, neden bir suçlu olarak karşımızdasın?"

Kafasını yerden kaldırmayan Troes bu soruyu cevapsız bırakmıştı. Çünkü onlara baktığında içinde bir yerlerde nefret çığlığı dile geliyordu ve Troes o sesi asla susturamayacağından korkuyordu.

Uzun sessizliğin ardından Bilge Rose söze girdi:

"Troes ile kütüphanede karşılaştık. Kendisi bilgelere ait olan bir kitabı bulmuş fakat bunu bulduğu zaman bize getirmeyi değil içini karıştırmayı tercih etmiş."

Bilge Erami yardımcılarına işaret verdi. "Kitabı bana getirin!" Troes hala sessizdi. Önüne gelen kişiye sertçe kitabı uzattı.

Şiddetle ayağa kalkan Erami "Bu-bunu nerede buldun?" dedi endişe ve şaşkınlık dolu sesi ile.

Kafasını yerden kaldırarak onlara uzunca baktı Troes. "Kütüphanede rafları düzeltirken buldum. Çok arkada kalmıştı."

"O-okudun mu içindekileri?"

Yutkundu Troes, onların gözlerinin içlerine bakarken. "Okumadım, o sırada Bilge Rose beni gördü."

Bir anda tuttuğu nefesi geri bıraktı Erami. Bir rahatlama gelmişti içine. Biraz önce şiddetle kalktığı yere şimdi yavaşça oturmuştu.

"Bilgelere ait hiçbir kitap okunmaz bunu biliyorsun Troes."

"Neden?" dedi. "Yoksa bizlerden bir şeyler mi saklıyorsunuz?"

Erami, sinirle elini havaya kaldırdı. Bir şeyler söyleyecek gibiydi fakat yutkunurken kelimeleri de yuttuğu belliydi.

"Son sözün nedir Troes?"

Bilge Rose konuyu değiştirmek için her suçluya olduğu gibi Troes'e de son sözünü söyleme hakkı sunmuştu.

"Sizi sevindiremeyeceğim için beni affedin. Ben ölüme gitmiyorum Bilge Rose, üzgünüm."

Troes'in sözleri Bilge Erami'ye fazla ukalaca gelmişti."Bugüne kadar Startaro Zindanından hiç canlı çıkan olmadı Troes. Bunu bizim kadar sen de biliyorsun. Orada birçok arkadaşını kaybetmene rağmen görüyoruz ki olanlardan hiç ders çıkarmamışsın."

Tros'e konuşmak için ağzını araladığında Bilge Rose eli ile onu durdurdu. O sırada yardımcılarına işaret vermişti. Biri elinde kutu ile Troes'in yanına gelirken diğerleri onun üzerini çıkarıyordu.

Troes anlamsız anlamsız olanları izliyordu. "Üzerimi neden çıkarıyorsunuz?"diyerek çırpınan Troes'e karşılık: "Bu suçun cezası sadece Startaro Zindanına mahkûm olmak değildir. Dünyadan birine mühürleneceksin Troes." dedi Rose.

Eline aldığı kutuyu açarak orada duran kızıl renkteki yuvarlak taşı eline aldı. "Mühürlenmek mi? Bilge Rose, bu da ne demek oluyor?" 

Rose bir Troes'e bir de diğer bilgelere baktı. Hepsi onu onaylarcasına kafalarını sallamıştı. "Senin gecen onun gündüzü, onun gündüzü senin gecen."

Ardından bir anda yüzünü Troes'e döndürerek taşı onun sol göğsüne iyice bastırdı. Acı ile haykıran Troes karşılık veremeden yere yığılmıştı.

/ | | |

Saye, kan ter içinde, sol tarafındaki acı ile bağırarak gözlerini açıverdi. Tavanla bakışırken nefesini ve hızlı atan kalbini düzene sokmaya çalışıyordu. Fakat o acı onda tarifsiz bir sızı bırakırken başka bir şeye odaklanması zordu.

KIZIL TAŞ: MÜHÜRWhere stories live. Discover now