two

87 8 4
                                    

Kinmoku;

"Prenses" diye etrafta koşuyorduk. Hemen saraya gitmemiz lazımdı. Ama işin kötü yanı sarayın etrafında kaostan zombileşmiş insanlar olmasıydı.

"Durun" dedim. "Daha fazla ilerleyemeyiz". Bir süre orada bekledik ve saraya giden bir yol aradık. Sonunda zombiler uyudu ve yavaş yavaş içeriye sızdık.

Sarayın önünde ve her yerde milyonlarca zombi vardı ama sarayın kapıları kapalıydı. Sarayın kapısından içeri girebilirdik ama bu tüm zombileri uyandırırdı. O yüzden arka tarafa geçtik ve ordan 2.kata sonra da 3. , 4. , 5. ve son olarak 6. Kata çıktık orda prensesi gördük.

Tam yanına gidicekken bizi durdular. Isırılıp ısırılmadığımızı kontrol ettiler. Ardından prensesin yanına gittik.

"Prenses gezegen hiç güvenli değil. Şu anda hiç bir gezegen yaşamak için iyi bir durum da değil. Tek birisi hariç. Oraya daha önceden gidip dost edindiniz zaten. Ama orda da bir sorun var. Orda ki sorun burda ki kadar büyük bir sorun değil. Bence yıldızlarla birlikte oraya gidin. Fakat yolda dikkatli olmalısınız. Hiçbir tane bile gezegene uğramayın. Mola vermeyin. Gideceğiniz gezegen Ay."

DÜNYA;

"Dünya'da o kadar çok savaşlar, yıkımlar, anlaşmazlıklar, ölümler, virüsler... var olmuştu ki canını kurtaran kendini yer altına gömmüştü. Evet cidden yer altına gömmüştü. Diri diri toprağa. En sonunda bayıldılar kaldılar. Hasta olmayanlar ya da olanlar herkes ölmüştü. Bayılanlar da ölmüştü. Herkes ciddi ciddi herkes.

Burada herkesten kastığım birileri hariç değil cidden herkes. Dünya'da yaşam kalmamıştı. Her sokak boş ve sessiz nehirler, ırmaklar ve denizler her yer kurumuş, bitkiler solmuştu...

Araştırma yapması için gönderilen savaşçı Japonya'ya gitti ilk oraya uğraması gerektiğini hani belki bir umut orada bir yaşam bulurum diye ama hayır o da fos çıktı...

Tam arkasını dönecekken gözünü alan bir ışık. Bir baktı ki bu o... bu... bu... gerçekten oydu... Koşa koşa yanına gitti öleli daha 9 gün olmuştu... ama hani melekler ölmezdi. Göz yaşları damladı... son umutları da burada son buldu.

Savaşçı biraz daha etrafına baktı. Sonra gökten bir ışık süzmesi geldi ve etrafında 8 ışık belirdi. Kısa olan ve uzun olan gelip kardeşlerinin gözyaşını sildi. Savaşçı ayağa kalktı ve kardeşlerinin yanına geçti. Prenseslerinin önünde eğildi ve durum raporu verdi.

Prenses bu olaydan sonra en değerli savaşçılarından biri olan Dövüşçüye dedi ki

~Seiusaislove♡

~Herkese Seiusa'lı günler dilerim. ☆

Kibō No Hikari - SeiusaUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum