DUVAR KENARI

VAROŞ TARZANLAR

Ege Vahdettin Star'ı takmayınca Cansu bir kahkaha patlattı.

Ege'nin onu Cansu'nun yanında küçük düşürmesine bozulan Vahdettin Star Cansu'nun kahkahasıyla iyice köpürdü.

V.S:Deniz hadi Egeyi sınıfa çıkar da tanışın.

DENİZ:Peki hocam.

Cansu da bizimle gelmek için tam ayaklandığında Cansu'yu kıskan kıskan kıskanan Vahdettin Star sertçe

V.S.:Cansuuu! Sen burda galıyosun. Deniz götürür.

C:Ama hocaaaamm.

V.S.:Suuuuuss! İtiraz istemiyorum.

Bu paralı itle hiç konuşmadan yukarı çıktık. Öfleyip duruyordu. Çok sinir bozucuydu.

Sınıfa geldik.                            

DENİZ:Şiiiiiiştt! Toplanın lan guullerim. Bu paralı itle tanışın.

EGE:Hey sürtük kız! Söylediklerine dikkat et Allah'ın kırosu.

DENİZ:Beğenemedin mi muhallebi çoçuuuuu.

EGE:Dağdan mı indiniz siz be varoşlar.

X (sınıftaki mal erkek çocuğu):Bana bak lan, sen benim kim olduğumu biliyon mu lan, ben domatesli köyü imparatoru X, adam ol lan!! 

EGE:Eh yeter be varoş tarzanlar!

DENİZ:Paralı it bak te burası boş otur işte şuraa. 

O sırada Cansu geldi. Zil çaldı. Huriye de koştura koştura sınıfa girdi. 

DENİZ:Noldu Nuriye nerde?  

HURİYE:Of ya 1 ay rapor verdi doktor, eve gitti.  

Sonra yerine oturdu. Ege de Nuriye olmadığından ve başka boş yer olmadığı için Huriye nin yanına oturmuştu.

Huriye Ege ye elini uzatıp;

HURİYE: Merhaba ben Huriye. 

EGE:Bende Ege. 

HURİYE:Memnun oldum Ege.

EGE:Bende demişti soğukluğunu koruyarak.

İngilizce dersi vardı.

Sevda Sönmez Fransız portrelerinden fırlamış gibi duran o asık, uzun ve anlamsız suratıyla içeri girdi. 

 S.S.:Bu kağıdı sınıfta cevapladık mı?

SINIF:Hayır galiba.

S.S.:Tabi ödevleri yapmadığınız için kağıtlar boş olunca cevaplamadığımızı anlıyorsunuz.       

Bu lafın üzerine sınıfta kahkahalar koparken Ege iti ruhsuzca etrafına bakıp, bizden tiksiniyormuş gibi bakışlar atıyordu.   

Akşam Kurtlar Vadisi'ni izlerken bir an önce reklam girsinde olanları Nuriye'ye anlatayım diye can atıyordum.

Ah ah Memati de çıktı zaten.

He sonunda reklam da girdi.

Grupta birtek bende bedava tl bulunan telefonumu alıp Nuriye'yi aradım.

Nuriye'nin sesi kısık, ağrılı ve yorgun geliyordu.

NURİYE:ne var lo    

NURİYE:Sana acayip haberlerim var lan! Sınıfa anca dizilerde gördüüğümüz paralı bi it geldi. Senin yerinde oturuyo.

Nuriye'nin yeni çocuğa şaşıracağını zannederken.

NURİYE:Neeeee, yerimde mi oturuyo? Gebertirim onu valla. 

DENİZ:Dur be kızım sen buna mı kızdın şimdi mal.      

NURİYE:Benim yerime nasıl oturur.

DENİZ:Siz Nuriye'ye dis atmışınız başınıza büyük bela almışınız. Hahahahahhaha. Ya onu bunu bırakta çocuk çok gıcık bizimlede çok uğraşıyo. Benden duymuş olma ama Huriye de halinden çok memnun.

NURİYE:Tamam la tamam ben yarın geliyorum. Hadi baaayy.

ERTESİ GÜN 

Sınıfa girdiğimde Nuriye tekerlekli sandalye ile gelmiş paralı itle tartışıyordu.

EGE:Defol git kızım. Kolu bacağı kırılmış köpek gibisin. Bu halinle niye okula geliyorsun mal mısın.

CANSU:Şiiiiiişştt! adam ol , almıyım paçanı aşağı.

DENİZ:Ne diyon olum lan sen he paralı it. Burası öttüğün ve öttürdüğün çöplüklere benzemez.

EGE:Bizim ordaki çöplükler bile sizin okuldan daha güzel. 

DENİZ:Siktir git lan o zaman çöplüğüne it. 

Bu lafımın üzerine Ege hızla yerinden kalkıp saçlarıma yapıştı.

EGE:Bana bak sürtük senin o pabuç gibi dilini kopartır çöplüğümdeki köpeklere yem ederim. Anladın mı beni varoş GUULÜÜ (dedi beni taklit ederek)

DENİZ:Piç. O.Ç. 

EGE:Anneme laf atma lan orospu   Diyerek sert bir tokat attı.

Ne olduğunu anlayamamıştım.                                                                                  

DENİZ:Bunu sana ödeticem pezevenk. Artık yürüdüğün yollara dikkat et artık yollar mı kayar yoksa senin bacağı mı kırılır belli olmaz.