Evde hiç kimse yatmadı ve hatta üstünü bile çıkartmadı. Nikolay Petroviç ikide bir ayaklarının ucuna basarak ağabeyinin yanına giriyor ve yine ayaklarının ucuna basarak çıkıyordu; Pavel Petroviç dalıyordu, hafifçe inliyordu, ona Fransızca "Couchez-vous" diyor ve su istiyordu. Nikolay Petroviç, Feneçka'yla ona bir bardak limonata gönderdi; Pavel Petroviç Feneçka'ya dikkatli dikkatli baktı ve limonatayı dibine kadar içti. Pavel Petroviç önceleri birbiriyle ilgisiz laflar ediyordu; sonra birden gözlerini açtı ve yatağının yanında kaygıyla üzerine eğilmiş kardeşini görünce şöyle dedi:

"Feneçka'da Nelli'yle ortak bir şey var, değil mi, Nikolay?"

"Hangi Nelli, Paşa?"

"Bunu nasıl sorarsın? Prenses R. Özellikle de yüzünün üst kısmı. C'est de la même famille."

Nikolay Petroviç hiçbir yanıt vermedi, bir insanda eski duyguların bu derece canlı kalmasına içinden şaştı.

"Eski sevda su yüzüne çıktı demek," diye düşündü.

"Ah, bu uçarı yaratığı ne kadar severim!" diye inledi Pavel Petroviç , elini kederle başının altına koyarak. "Hiçbir küstah herifin ona dokunmaya kalkışmasına tahammül edemem..." diye mırıldandı birkaç dakika sonra.

Nikolay Petroviç yalnızca iç geçirdi; bu sözlerin kimin için söylendiğinden de hiç kuşkulanmadı.

Bazarov ertesi gün saat sekizde Nikolay Petroviç'in yanına geldi. Hazırlanmış, bütün kurbağalarını, böceklerini ve kuşlarını salıvermişti.

"Benimle vedalaşmaya mı geldiniz?" dedi Nikolay Petroviç, onu karşılamak için ayağa kalkarak.

"Aynen öyle, efendim."

"Sizi anlıyorum ve tamamen haklı buluyorum. Benim zavallı ağabeyim kesinlikle suçlu: Zaten cezasını da çekiyor. Sizi başka türlü davranamayacak durumda bıraktığını bana kendisi söyledi. Bu düellodan, bir dereceye kadar sadece karşılıklı görüşlerinizdeki sürekli anlaşmazlıkla açıklanabilecek bu düellodan kaçınmanızın mümkün olmadığına inanıyorum. (Nikolay Petroviç konuşurken lafları karıştırıyordu.) Ağabeyim eski kafalı bir adamdır, asabi ve inatçıdır... Tanrı'ya şükür bu kadarla kaldı. Bu durumun ortaya çıkmaması için gereken her türlü önlemi aldım..."

"Herhangi bir şey çıkacak olursa her ihtimale karşı size adresimi bırakayım," dedi Bazarov ilgisiz bir tavırla.

"Umarım, hiçbir şey çıkmaz, Yevgeniy Vasilyeviç... Evimdeki misafirliğinizin bu şekilde sonuçlanmasına çok üzülüyorum. Benim için daha da üzücü olan, Arkadiy'in..."

"Onunla mutlaka görüşeceğim," dedi Bazarov. Her türden "açıklamalar" ve "belirtmeler" onda hep sabırsızlık doğururdu. "Göremezsem, sizden ona selamımı söylemenizi ve üzüntümü ifade etmenizi rica edeceğim."

"Ben de özür..." diyordu tam Nikolay Petroviç eğilerek ama Bazarov lafının sonunu beklemedi ve çıktı.

Bazarov'un gideceğini öğrenen Pavel Petroviç, onu görmek ve elini sıkmak istedi. Ama Bazarov onun yanında da buz gibi davrandı; Pavel Petroviç'in yüce gönüllü biri olduğunu göstermek istediğini anlıyordu. Feneçka'yla vedalaşmayı başaramadı; onunla yalnızca pencereden göz göze geldi. Feneçka'nın yüzü kederli göründü. "Buralarda yitip gidiyor!" dedi kendi kendine... "Ama bir yolunu bulur belki de!" Pyotr o kadar duygulanmıştı ki, Bazarov ona "Senin gözlerin sulak yerde mi bulunuyor yoksa?" diye sorup yatıştırana kadar omzuna dayanıp ağladı. Dunyaşa ise heyecanını gizlemek için koruya kaçmak zorunda kalmıştı. Bütün bu üzüntünün suçlusu arabaya bindi, sigarasını yaktı ve dördüncü verstte, yolun dönemecinde, yeni yapılan bey eviyle Kirsanov çiftliği bir çizgi halinde son kez gözüne iliştiğinde yere tükürdü ve "Aşağılık beyzadeler!" diye mırıldanıp kaputuna daha sıkı sarıldı.

Babalar ve OğullarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin