CAN ALICI HALKA ~Melisa'dan

78.6K 2.9K 230
                                    

Karşımda bana anlamsız gözlerle bakan dört kişi vardı.Olayın asıl kahramanı bendim.Bana bakmayı sürdürürken,söyleyeceğim tek bir sözü bile kaçırmak istemiyor gibiydiler.Dinlediklerimin hepsi saçmalıktı.
Nasıl ölmüş olamazdım?Onlar kimdi?Beni buraya nasıl getirmişlerdi?
Onların meraklı bakışlarına benim gözlerimin de dahil olduğunu farkına vardığımda sessizliğimi bozdum.Donuk bakışlarıma eşlik eden soğuk cümlelerim olmuştu.
-Mümkün olamaz!
Kafamda milyonlarcasını tasarlamış ,sadece iki kelime de karar kılmıştım.Hepsinin sırası vardı,fakat bu iki kelime belki bende bir umut yeşertebilecekti.Yeşeren toprağıma su vermek daha kolay olacaktı .Ama öncesinde toprağa ihtiyacım vardı.En bilgili görünen adını tam hatırlamadığım kız bana karşılık vermişti.
-Ne yazıkki bize inanmak zorundasın Melisa.
Adımı söylerken bakışları boynuma kaymıştı.Bende böylelikle boynumdaki kolyenin varlığını hissetmiştim.Bana acır gibi bir hali vardı.İkna etmek için samimi gelmişti ama sonuçta onu tanımıyordum,yargılamaya da hakkım vardı.Ona aynı donuk bakışlarımı göndermeyi seçtim,ve beni inandırmak için kullanacağı sıradaki cümlesini bekledim.Bu isteğimi yerine getirmişti.
-Zor olduğunu biliyorum.Bizi tanımıyorsun.Hiçbir şeyin farkında değilsin.Bir anda kendini burada buldun.Ama senin istediğin her soruyu cevaplayacağım.İyi yönden bakmayı dene ,ölmedin ve kurtuluşumuz senle birlikte artık mümkün olabilecek.
Sanırım şuan başka çarem yoktu.Ona inanmalıydım.Ama kurduğu cümledeki bana gösterdiği yön yanlıştı beni sinirlendirmeye yetmişti.Ona bunu belirtmeliydim.
-Ölmedin iyi yönden bak mı?
Sesim bir hayli hayret eder gibi çıkmıştı.
"Ölmedim diye sevineceğimi mi düşünmüştün?"
Sadece onu değil diğer üçünü de şaşırtmayı başarabilmiştim.Doğruydu; saçmalık diye beni hayal kırıklığına uğratan tek gerçeklik, hala yaşama geri döndürebilecek gücün varlığıydı.Bu defa söze atılan gözlerinde okyanusları barındırmaktan korkmayan,mavinin her tonuna hayat veren,isminin Fatih olduğunu gördüğüm erkekti.
-Ölmediğin için üzülüyor olamazsın?dediğinde onun kadar hayrete düşmemiştim.İstediği gibi cevap vermemi bekliyordu ama bunu seçmedim
-Neden?Yaşamak çok mu güzeldi?Yaşamak sandığın kadar kolay mıydı benim için ?Beni gerçekten tanımadığınız için belki de şanslısınızdır.Benim gibi bir yaşama sahip olsaydın eğer şuan belki de ölmediğin için ağlıyor olurdun!
-Nasıl yani?Hepsi aynı anda aynı sözü söylemiş,aynı şaşkınlığa yer vermişlerdi.Başka zaman olsa bu hallerine güleceğime emindim.Çünkü beraber söylediklerini fark ettiklerinde birbirlerine afallamış şekilde bakmışlardı.Şuan çözmem gereken belirsizlik vardı.Amacım bu yönde olmalıydı.
-O halde siz anlatmaya başlamadan ben size hayatımı anlatayım.
Kurduğum bu cümleden anladığım uzun bir süre susmayacaktım.Bakışlar üzerimden inmeyecekti .Bu yüzden bu kısa boşlukta ağrımaya başlayan ayaklarıma daha güzel bir alan bulabilmek umuduyla ayağa kalktım.
Gözüme çarpan koltuklara ilerledim ve karşıma oturmalarına izin verdim.Sorgu odasında gibiydim.Beni bir tarafta tek bırakmış hepsi karşıma oturmayı seçmişlerdi.Sadece karanlık odayı aydınlatan tepeden inme ampülümüz eksikti.Tabi bir de sadece ellerim kelepçeli değil tüm vücudum bu evde hapsolmuştu.
-Aşk güzel bir şeydir değil mi?
diye hiç bitmeyecekmiş gibi gelen hikayeme başladım.Onay beklemiyordum.Fakat bu soruyu onlara sorarsam beni daha iyi anlayacaklarını umuyordum.
Yıllardır kendime sorduğum bu soruyu bugün başkalarına sormam zararsızdı.Öyle olmalıydı.Beni onaylar birkaç bakış gördüğümde arada kalmış bakışları önemsemedim.Eminim arada kalanlar anlattıklarımdan sonra düşüncelerine netlik kazandırabileceklerdi.Fakat belki de beni onaylayanlar fikrini değişecekti.Tıpkı uzun zaman sonra benim yaptığım gibi.
-Güzeldi elbette diye sözüme devam ettim.
"Var olduğunun en büyük belirtisi olan ilk andaki kalp atışının ,birisi için çarpıyor olması güzeldi.Bir de karşındaki kişinin kalbinin senin için atıyor olması var tabi.Aşk o zaman en güzel halini alıyordu,o da seslerin en kuvvetli duyulduğu an.Yani karşılıklı atan kalplerden çıkan o seste.Ummadığım bir gün,ummadığım bir yerde benim için atan o kalbi duydum.O gün sevilmek için uyanmamıştım.Sevilmek için oraya gitmemiştim.Ama bu o kadar kuvvetliydi ki iyiki oraya gitmiştim.İçimden hep böyle düşünmüştüm.
Nereye gideceğimi bilmeden attığım adımlar artık bana durmam için yalvarıyordu.Rüzgarın sert estiği bir gündü ama vücudum kadar soğuk değildi .Ayaklarım altındaki yol bana ait değildi ama bu beni üzerinde yürümekten alıkoyamıyordu.Artık durmam gereken komutu beynimden aldığımda ona itaat etmek zorunda kalmıştım.Çünkü farkında olmadan aldığım hızlı nefesler ,kalbimin çalışmaktan bitkin düştüğünün belirtisi o atımlar,kendimi durdurmazsam sonsuza dek beni durdurabileceklerini gösteriyordu.
Nerede olduğumu bilmeden yürümüştüm,belki de bilinmezliğe yürümeyi ben seçmiştim.Deniz kıyısına geldiğimde banktaki yerimi almış,onu izlemeye koyulmuştum.Gökyüzü siyaha büründüğü için deniz maviliklerini koruyamamıştı.Karanlık ve derin gökyüzünün altında boğulmuştu ama hala nefes alıyordu.Ve bana da sahip olduğu nefesten rahat bir tanesini sunmuştu.Burada kalmak istiyordum,ve gitmeyecektim.Hayatım boyunca hiçbir şeyi başaramamış ben en azından burada kalmayı başarabilecektim.Zaten yeni bir yerde yaşamayı seçmiştim bu iyi bir başlangıç olabilirdi.Uçsuz bucaksız gökyüzü onun gölgesine göre şekillenen deniz elbette beni kovmayacaktı."
-Neden oraya gittin?Neden evine dönmedin?O gün sana ne oldu?
Korkarak sormuştu Koray.Ama onu korkutmadan cevaplamanın bir yolunu bulacaktım.
-Benim bir ailem yoktu.Beni erişkin olduğumu düşündükleri an kendimle başbaşa bıraktılar.Tek yaşıyordum.Artık o evde kendimle yaşamaya katlanamıyordum.
-Neden seni dışarıya attılar?bu sefer ela gözlerinin karanlığında beni boğan Tılsımdı konuşan...
-Bilmem.Zaten istememişler beni hiç.Çocuksuz bir hayatta özgürce yaşamakmış hedefleri.Bir gün o davetsiz misafir kapıyı çalmış onlarda mecburiyetten buyur etmişler.
-Ama bu nasıl olur ?Onlar senin annen ve baban.Sen onların parçasısın.Ne demek seni istemediler?
İsyankar sözlerini gönderen Vira dan başkası değildi.
-İstememişler işte diyerek omuz silktim."Bunu bende defalarca sorguladım.Bana ait olan sevgiyi onlardan bekledim.Ama onlar sadece dışarıya iyi görünmek için bana paralarını verdiler.Okuttular baktılar,güzel giydirdiler.Sonra da bizden bu kadar dediler.Ben onlar için o gün kullanımı dolan bir eşyaydım.Onlarda bu dünyaya beni geri iade ettiler.
Evden ayrıldıktan sonra hiç merak bile etmediler.Onlara ulaşmayı başardığımda birkaç ay para gönderdiler.Eve döndüğümde beni kabul etmeyeceklerini bildiğimden oraya dönmeyi çok istesem de yapmadım.Başka bir yerde ev tuttum iş buldum.Şuan nerede yaşıyorlar onu bile bilmiyorum .Bir kez olsun başımı okşadıklarını görmedim.Yapmamı istedikleri şeyleri yaptığım bir kuklaydım sadece."
Şaşkın gözlerle bana bakmaya devam ederlerken bir zerre de olsa benden iyi bir laf etmemi bekler gibi bakıyordu gözleri.Hepsinde bunu görmüştüm.Etrafa yayılan sessizliğe dur dedim ve devam ettim.
-Gökyüzü ve denizi izlerken gökten başıma düşen damlaları fark ettim.Umursuyor muydum?Hayır.Ben bu dünyaya iade edilmiştim ondan gelecek her şeye boyun eğecektim.Gece karanlığı çökmüşken,damlalar hakimiyetini  azaltmıştı.Aynı şekilde duruyordum ve hiç kıpırdamadan öylece durabilirdim.
Sessizliğimi bozan o olmuştu.Bir anda yanımda nefes nefese kalmış bir beden belirdi.Ben daha onun yüzüne bile bakamamışken o yanımda kendine yer yapmış ve beni maruz kalmayı seçmediğim gövdesine hapsetmiştiŞaşkınlıktan nefes bile alamıyordum.Ne ellerimi onda buluşturmuştum ne de beni sarmasına engel olmuştum.Kulağıma eğildi ve "Lütfen sadece birkaç saniye" diye fısıldadı.Ömrümden birkaç saniye çalması zararsızdı,hatta bu yabancı geçirmek istemediğim bu zamanı dilediği kadar çalabilirdi.Sesimi çıkarmamayı seçmiş ,kıpırdamamayı da sürdürmüştüm.
Biraz sonra yanımızdan koşarak geçen birkaç adam geçerken bana sarılan kollarını iyice sıktığında neler olduğunu anlamıştım.Birinden saklanıyordu ve bunun için beni seçmişti.Adamlarının gittiğine emin olduğunda kollarını gevşetti ve hapsettiği bedenime özgürlük tanıdı.Rahat bir nefes alacak vakit bulmuştum ve o da bana vereceği açıklamayı aklında toparlamak için.
-Vay be dedi Koray.Bir tek hareketli hayat benim sanmıştım.Tabi ben gidip sarılacak birini bulamadım ama en azından güzel kaçıyordum.
Bunu söylerken gülümsemiş gözlerini Tılsım da buluşturmuştu.Sonra yüz ifadesini değiştirdi ve ekledi.
-Tabi sonuncu kaçışıma kadar.O pek iç açıcı değilmiş.
Hayal kırıklığına uygun bir yüz ifadesine büründüğünde mutsuzluğuna geri dönmüştü.Konuşmam için izin verdiğinde tekrar söze başladım.
-Ona döndüğümde konuşmasını hazırlıyordu.Söyleyecek çok sözü yoktu.Olması da gerekmiyordu.Beni tanımıyordu,kaçtığı adamlardan da kurtulmuştu.Belki de bana bir söz söylemeden bile gidebilirdi.Beni bir yabancı öylece bırakıp gitti diye üzülemezdim ya!Ama o yine de konuşmayı seçmişti.
-Kusura bakma demişti "buna hakkım yoktu.Ama yapmak zorundaydım ,burada olman hayatımı kurtardı."
Söyledikleri bana anlamsız gelse de bende onu yüzüstü bırakmamıştım."Önemli değil"demekle yetinmiştim.Artık konuşmamız bittiğine göre gitmeliydi.Ama o yanımda kalmayı seçmişti.Burada bu saatte ne aradığımı bile sormadan "Benimle gelmek ister misin?diye sormuştu .Bu garip sorusuna garip bir şekilde cevap vermek gerekirdi.Ve ben ayağa kalkarak onunla gitmeyi seçtim.
-Sonra ne oldu peki?Fatih uzun bir süre bekledikten sonra nihayet konuşmuştu.
"Beraber mi yaşamaya başladınız?Hiç tanımadığın bir insanla gitmeye nasıl cesaret ettin?Sonunu düşünmeden."
-Sonu mu?yine soruyla karşılık vermiştim.Üstelik sormak istemediğim bir soruydu."Ben zaten yolun sonundaydım diye devam ettim.Yolun sonunda başka bir son olmazdı bende başka bir yola başlamayı seçmiştim dedim.O gün onunla beraber evine gittim.Benimle konuşmadan karşı koltuğumda uyumayı seçmişti.Bugünün yorgunluğu sadece omuzlarımda değil tüm vücuduma işlemişti.Bende beni kurtarması için göz kapaklarımı kullanmayı seçtim ve onları kapadım.
Nasıl bir güne uyanacağımı
planlamadan...
Sabah uyandığımda karşı koltuğumda yoktu.Ne zaman geleceğini ya da gelecek mi onu bile bilmiyordum.Ama yine de orada kalmayı seçtim.Akşam karanlığı çöktüğünde gelmişti.Yememiz için bir şeyler de getirmişti.İkinci günümüz de rutin geçmiş yine konuşmadan uyumuştuk.Ve ben hala yaşamım hakkında plan kurmuyordum.Sadece yaşıyordum.Sonraki gün bana sadece tek bir laf etti.Zaten hayatımı tamamen değiştiren söz onda gizliydi."
-Ne dedi peki?yine bir tanıdık ses çoğunluğu bana eşlik etmişti.
-Onunla evlenmek isteyip istemediğimi sordu.
-Herhalde kabul etmedin öyle değil mi?konuşan Fatih'ten başkası değildi.Ama onaylayan ben değil kalan diğerleriydi.Aralarında kendilerini tatmin edecek cevabı bulduklarında bana yöneldiler.Onları şaşırtacağımı yine biliyordum.
-"Evet "sesim fısıltı gibi çıkmıştı.
-Ne evet yani kabul etmedin öyle değil mi?Vira bu cevabı vermem için beni zorlamıştı.
-Ona evet dedim yani kabul ettim.
-Ciddi olamazsın?Tılsım umutla sormuştu.Ama ben yine onları mutlu etmemiştim.Takındığım sessizlik bunu onlara anlatmaya yetiyordu.
-Peki sonra ne oldu?Evlendiniz mi?Evlenemeden mi öldürdü seni?
-Kim öldürdü?diye sormaktan alıkoyamamıştım kendimi.
-O işte diyerek tekrar sorguladı beni.
-Muaz mı?O beni o kadar severken nasıl öldürebilir ?O öldürmedi elbette.
-Nasıl ?Sen nasıl öldüğünü hatırlıyor musun yani?Koray ardı ardına sorularını sormaya devam ediyordu.
-Evet diye ekledim.Onları şaşırtmaya devam ediyordum."Sizin aksine ben nasıl öldüğümü hatırlıyorum."
-Bı gerçekten ilginç demişti Vira."Sadece kendim ölümü hatırlıyorum sanıyordum.Ki bende uzun zaman sonra bunu anlamıştım.Sen uyanır uyanmaz bunu bildiğini söylüyorsun gerçekten çok tuhaf "diye ardı ardına yığmıştı cümlelerini.Kısa bir sessizliğin ardından konuşma sırası Tılsım daydı.
-Peki nasıl bir kaza yaşadın?
-Kaza değildi.Kazayla ölmedim.
-Hasta mıydın?olabileceğini düşündüğü seçenekleri sıralamaya devam ediyordu.
-Peki öldürülmedin,hasta değildin,kaza da değildi.O zaman nasıl buraya geldin?
-Yoksaa bu sefer bana soru yönelten Viraydı.
Ve hiç tahmin edemedikleri sözlerimi onlarla buluşturdum.
-Evet dedim .İntihar ettim.

ARAF~KAYBOLUŞ Where stories live. Discover now