Şehirler, yollar daha büyüktü bir zamanlar. Daha dolu, yer aradığım, saklanabildiğim yerlerdi. Büyümek kendim kadar her şeyi değersizleştirdi bir yandan. Kaybolmaktan korktuğum her şeyden kaçmamı sağladı. Gökten inecek bir mucizeye "Nerede kaldınız?" dedirtiyor bu his. Beceremedim büyümeyi. Sadece boyum uzasaymış pek büyük olurdum, pek bir yakışırdım bu kente. Aylak aylak yürür, ayaklarımı birbirine sürte sürte gezerdim çöp dolu kaldırımlarda. Hatta önüme çıkan çöpe sağlam bir tekme savururdum, benden büyüğü olmazdı şu şehirde, herkes abi derdi. Belki de sorun bende, şarkıda dediği gibi "Alışamadım bu kente..." belki de. Sistemin gıcırdayan çarklarına pek taviz yok bu topraklarda. 8-5 arası, ellerimde zincirler, ızdırap içinde alışamıyorum pek bu toprağın hürmetine. Cebinden çıkartıp heybetli heybetli bakacağın bir saat bile bırakmadılar sana. Senin saatini çaldılar. Ama çalışmaktan, ağzına dayanmış namlunun tetiğine parmağını yerleştirmekten çekinmeyeceksin. Bu topraklara bol alçak lazım. İyilerin onları korumak için her kötülüğü yaptığı alçaklar her daim lazım. Biz büyüyemedik bu yüzden.Pek parlak, motive tavırlara, her ele çiçek dağıtan tavırlardan vazgeçmeyelim yine de. Yeşile hasret gözleriniz, bol kaktüs dolsun. Toprak hasreti çeken ayaklarınızdan kavurucu kumlar eksik kalmasın.
YOU ARE READING
Koca Bir Saçmalık
Poetryİsmi bir şarkıdan fazla olmayan kitap. Hissiyatların, düşüncelerin, fikirlerin sokakları aydınlattığı gecelerde karanlıkta oturmasını bilenlerin aydınlık ruhları sarmalamış her bir yanı. Kolların arasında rahat durmayan sevgilinin kalpte hapis yattı...