ZİNCİRİN HALKALARI ~Fatih ten

Começar do início
                                    

-Yaşamıyoruz mu?Bu dediğine inanmamı beklemiyorsun herhalde ? dedim.Yine de bir yandan kafamın içinde gerçekliği arayış devam ediyordu.
-Seni tanımıyoruz ,aslında kimse birbirini tanımıyor .Tek bildiğimiz bir zincirin halkasıyız ve şuan yaşamını sürdüren sadece ruhlarımız.
-Öldüm mü yani?diyebildim.En önemli soru buydu.Başını sallamakla yetinen adının "Vira"olduğunu öğrendiğim kıza bakarken.
-Peki zincir dediğiniz ne ?İkinci önemli sorum buydu.

-Boynuna bak dedi.Kolyenden hepimizde var.
Refleks olarak kurduğu cümle ile beraber sağ elimi boynuma giderek kolyeyi kavramıştı.Yerinden yukarı kaldırıp göz hizama kaldırdığımda ismimin yazılı olduğunu gördüm.Böyle bir kolyeye kesinlikle sahip değildim.Bugün hatırladığım tek kesin şey buydu .Bu başımı özgüvenle kaldırarak "Bana bunu neden taktınız?sorusuna sebep olmuştu.

-Biz takmadık , daha da önemlisi boynumuzdakileri de biz takmamıştık dedi Vira.Konuşmasına devam etti.
-Kolyenin altındaki halka ...
Bahsettiğim zincirin halkası o.Bizi birbirimize bağlayan ve burdan çıkaracak olan zincirin halkası.
Buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum ama en azından çıkabileceğimizi öğrenmiştim.Bugün aldığım en güzel haberdi.
-Yani dördümüzün halkası var .Bu zincire dönüştüğünde burdan çıkabileceğiz diyorsun öyle mi?Anlatılan olayların kafamdaki özeti buydu.Umarım sadece "evet"yanıtını alırdım.

-Haklı sayılırsın dedi."Sayılırsın"yine de tamamen doğru olmadığımı gösteriyordu.Soru sormadan devamını söylemesini bekledim.
-Dört değil beş halka olmalı.Gelmesi gereken hala biri var.
-İyi de buraya gelmesi gerektiğini nasıl bilecek?Ya da buraya nasıl gelecek?Bu soruları sormak hakkımdı.Yardımcı olmaya çalışıyordum.Konuşma sırası bu kadar sessiz kaldığına şaşırdığım Koray daydı

-Sen buraya nasıl geldiğini bilmiyorsun ki! Bizde bilmiyorduk .Sadece bir anda geldik ve öldüğümüzü öğrendik.Daha doğrusu Vira öyle düşünüyor.
Konuşmasında Vira dan bahsetmesi aramızda burası hakkında en çok bilgi sahibi olduğunu gösteriyordu.Tek kelime dahi etmemiştim ama bakışlarım ona gereken soruyu yöneltmişti.
-İlk önce burada ben uyandım evet.Bunların hepsini de ben söyledim.
-Neye göre ?diye sormaktan kendimi alıkoyamadım.

-Çünkü öldüğümde diye söze başladı."Aslında ruhumun hala yaşadığını ve geçmişimde gezindiğimi fark ettim.Sürekli aynı anılarımı yaşadım.Hiçbir zaman ruhum ölmedi.Barın la beraber ruhum var olmaya devam ederken bir gün son buldu.Ve gördüğüm rüya bana gösterilen en büyük gerçeklikti.Bu ormanın içine siz gelecektiniz ve biz tekrar dünyamıza geri dönebilecektik.Bunun için birbirimize ihtiyacımız vardı."
-Geçmişinde mi yaşıyordun?
-Evet öleceğim güne kadar.Her şeyi baştan yaşıyordum.Tek kötü yanı her seferinde en sonunda ölüyordum.Kendi hayatımda sıkışıp kalmıştım ; geçmişimde yani.
Asla geleceğe gidemedim.Sanırım siz bunun için gönderildiniz .Geçmişte yaşanan hiçbir olayı değiştiremeyiz ama geleceğimizin her anını istediğimiz gibi yaşayabiliriz öyle değil mi?Yani geleceği görebilirsek beraber göreceğiz ve ölmediğimiz için kaderimizde değişecek.

-Ne diyeceğimi bilemiyorum.Sadece en merak ettiğim ... Günde bir sürü insan ölüyor .Neden biz?Mesela neden ben?Nasıl öldüğümü bile hatırlamıyorum gerçi.
-Hepimiz bir olursak beraber anılarımıza da gidebileceğiz .Nasıl öldüğünü de böyle öğrenmiş olacaksın.

Sorduğum sorulara aldığım her cevapta çıkmazın içinden çıkmıyor,aksine kuyunun derinliklerine batıyordum.Kuyum karanlıktı ama her indiğimde iyice kararıyordu.Ya karanlığın dibine batacaktım,ya da yolun sonundaki ipin ucu beni göğe yükseltmeye yetecekti.Kuyuda ne kadar kalacağımı da bilmiyordum.Ve işin kötüsü ipin ucu henüz görünmüyordu

-Peki hep birlikte olup buradan çıkabileceğimizi söyledin.Diğer dünyada insanlar bizi ölü sanıyor.Hatta belki bedenlerimiz yerin altında bile buluşmuş olabilir.Geri döndüğümüzde biz ölmedik geri döndük mü diyeceğiz?
Vira düşünceli halini biraz sürdürdü ama sonra konuşmaya hazırlandı.Oturduğu koltukta yerini ayarlarken konuşmaya başlamıştı.

-Sana az önce öldükten sonra yaşamaya devam ettiğimi söylemiştim.Farkında değildim ama yaşamaya devam ediyordum .Hatta bir gün farkına vardığımda buna hala devam edebildim .Tabi geçmişimi yaşadığım için hiçbir olayın tek saniyesini bile değiştiremedim.Öleceğimi bildiğim gün bile ölümümü engelleyemedim.Ama biz eğer buradan çıkabilirsek geçmişi bırakıp geleceği yaşayacağız.Yani kaderimiz değişecek ve ölmemiş olacağız.Zaten ancak bu şekilde geleceğe devam edebiliriz öyle değil mi?Yani silinmesi gereken anılarımız silinmiş olacak.Mesela öldüğümüz günü hiç yaşamamış olacağız .Ve dünyada yaşamaya devam edeceğiz .En azından böyle umuyorum , demişti.

-Umarım böyledir dedim ve uzun soluklu konuşmamıza biraz ara vermemize olanak sağladım.Söze giren sesini hiç duymadığım Tılsım dı
-Bugün mümkün olmayan bir şey gerçekleşti.Ve Vira nın bir anısını bu ormanda beraber yaşadık .Eve geldiğimizde de seni burada bulduk.

-Zincire ne oldu peki ?Halkanız olmadan nasıl bu anıyı yaşayabildiniz?Yanından onay beklercesine başını Vira'ya çevirdi ve konuşmasına devam etti.
-Vira senin ve diğer halkanın bir şekilde burada olabileceğinizi düşündü .Ve gerçekten de sen buradaydın.
-O yüzden beni tanıyordunuz ,görünce benim gibi şaşırmadınız yani ?
-Kesinlikle derken başka söze gerek duymamıştı.Bakışlarımı Koray'a çevirdiğimde ona laf atmaya hazırlandım.

-Yani burası benim evim değil sizde pek yakın arkadaşlarım değilsiniz .Sen de sevgilim değilsin tabi.
Koray'ın bana tepkisini merak ederken o da bunu çok uzatmamıştı.Alkışa benzer bir hareket yaptı ve
-Zekana hayran kaldım dedi."Senin beyin ölümün gerçekleşmemiş şanslısın" diye ekledi .Esprisi hiç iç acıcı değildi.Gülmeyi de gerekli görmemiştik.Tılsım onun bu sözüne karşılık konuşmasını sürdürdü.
-Ne yazıktır ki senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğiz herhalde ,dediğinde gülmekte karar kılmıştık.Koray bize eşlik etmemişti tabi.Onlarla kısa sürede kurduğum samimiyete güvenerek aklımdaki soruyu dışa vurdum .

-Peki siz nasıl öldüğünüzü hatırlıyor musunuz ?Vira beni onaylamaya hazırlanırken "Vira dışında "diye ekledim.Az önce o anlatmıştı tekrar sormak aptallık olurdu.Ve Koray ın bu konuyla ilgili bir diğer esprisine daha maruz kalamazdım.Söze giren Tılsım olmuştu.
-Nasıl öldüğümü hatırlamıyorum.Zaten anlam veremediğim başta gelen konu bu.Tek hatırladığım ormanda yalnız yürürken yorulup uyuyakaldığımdı.Uyandığımda yanımda Vira vardı.Ondan sonra uyanan bendim yani.
-Orman da ne işin vardı diye emin olamayarak sordum.
-Çok uzun hikaye diye kestirip atmıştı."Anlatacak sonsuza kadar vaktimiz olacak " diye devam etmişti .Bu sözüne sevinmeli miydim bilmiyordum.Diğer durağım Koray'dı ve beni yanıtlayacağına emin olamasam da aynı soruyu ona yönelttim.

-Peki sen?Hatırlıyor musun?
-Benimde son hatırladığım diye söze başladı."Durmadan koşuyordum ve en sonunda yorulmuştum.Gözlerimi kapattığımı hatırlıyorum sadece."
-Sporcu muydun ?diye sordum "yani ölmeden önce."
Gözlerini devirdi ve "sence"deyip küçümsercesine bana baktı.
-Sadece tahmindi diye ellerimi havaya kaldırdım.Anlaşılan cevabım da hoşuna gitmemişti.

-Birinden mi kaçıyordun?sorularıma cesurca devam ediyordum.Beklediğimin aksine ;
-Aslında evet diye yanıtladı.
-Neden ki ?dediğimde sınırı aştığımın farkındaydım.Bu sefer tahmin ettiğim gibi davranmıştı.
-Sen sevdin bu işi , diye bana laf çarparken bunu anlamıştım.
-Peki şimdi ne yapacağız ?bu kez sorduğum soru üç kişiye aitti .Azarlanmayacağımı umarak söylemiştim.
-Son halkayı bekleyeceğiz .
Tılsım ve Viranın sesi çok yakın zamanlı çıkmıştı.Tıpkı yankı gibiydi.Ama yankıya benzer daha büyük bir ses duymuştum.
-Gerçekten bu saçmalık.

Sesin geldiği yönü ararken bugün tanıştığım seslerden biri olmadığını anlamıştım.Benimle beraber aynı şaşkınlığı yaşayan kızlar ve Koray da hareketlenme ihtiyacı duymuştu.Sesin geldiği yöne doğru ilerlediklerinde onlara eşlik ettim.
Odanın kapısına ilerlediğimizde yolculuğumuz kısa sürmüştü.Aradığımız tam ayaklarımızın dibindeydi.Kapının kenarına sırtını dayamış,ellerini dizlerinin altında birleştirmiş onu gördük .Bakışlarımız yerde onun üzerindeyken başını bize kaldırdı
-Anlattıklarınız dedi."Tam bir saçmalık"
.Kısa bir sessizlikten sonra bunu bozan Koray olmuştu.
-Aramıza hoşgeldin asi halka

ARAF~KAYBOLUŞ Onde as histórias ganham vida. Descobre agora