"Pekala...Küçük hanım zaman su misali akıp gidiyor sizi görmeyeli yıllar oldu.En son görüştüğümüzde altı yaşlarında ufak bir kızdınız." gözlüklerini düzeltti ve konuşmaya devam etti. "Bildiğim kadarıyla hala Los Angeles'ta ikamet ediyorsunuz doğru mu?"

Yaşlı adam Johansen'ı da uzun yıllardır görmüyordu; ancak bunu eklemeyi gereksiz gördü. Bir kalp krizi arkadaşını görmesini sağlamıştı. Kaderin cilvelerinden biri işte, diye düşündü.

"Hayır. Portola Valley'deyim."

Sesindeki sertlik silinmişti. Başlatılan sohbetten kaçabilirmiş gibi etrafına bakındı.Bazen babasının arkadaşları nadir de olsa evlerine gelirdi ancak onu hatırlamamıştı. Adam konuşmayı kesse çok mutlu olacaktı. Tabağındakilere baktı:

Keçi mantarlı ravioli Nettlesome peyniri, mantar turşusu ve patates püresi. Raviolisinden bir çatal aldı. Mantı! Pekala, yemeğin çok lezzetli olduğunu kendine itiraf etmeliydi. Tadı oldukça yoğun ve daha önce yediği hiçbir şeye benzemiyordu.

"O zamanlar saçların örgülüydü, elinde de yeşil kafalı oyuncak bir bebek vardı. Ona 'ben seni hak ettiğin gibi koşulsuz seven bir anne olacağım.Seni hiç bırakmayacağım.' diyordun."

Lokmasını yutmaya çalıştı, boğazına takılmıştı portakal suyuna uzandı.Çocukluğu için daha fazla gözyaşı dökmek istemeyerek iç çekti.

"O lahana bebeğin adı konusunda epey tartışmıştık seninle neydi adı?"

Doktorun bakışları ısrarcı, yüzü ciddiydi.

"Kiraz."

Kelime aniden dökülmüştü dudaklarından. Yeşil kafalı lahana bebeği...Çocukluğu, sırdaşı. Başka da oyuncağı olmamıştı zaten. Yanağındaki kiraz ambleminden dolayı ona bu adı vermişti.

Doktorun dudağının kenarında belli belirsiz bir gülümseme asılı kaldı.

"Ah, elbette Kiraz."

Tyra bu gergin havayı dağıtmak telaşıyla atıldı. "Bilirsin tatlım, ne derler küçük kız çocuklarının ilk dostu bebekleriymiş!"

Genç kadının yorumu ardından sessizliğin hüküm sürdüğü uzun süren yemek boyunca, kendini kısmen toparlama fırsatı bulmuştu. Babası yaşındaki doktor nitekim insan sevgisiyle dolup taşıyordu ayrıca her şeye pozitif yönden bakma gibi bir özelliği vardı ve adamdan yayılan enerjiye hayran kaldığını nihayet kendisine itiraf etmeyi başardı.

Öğle yemeği faslı sona erdiğinde Tyra'nın tüm itirazlarına rağmen üçü birlikte masayı topladılar hemen ardından doktor, Tyra'ya eşlik ederek salona doğru ilerledi ve aydınlık pencerelerden yansıyan muhteşem kar manzarasını gören koltuklardan birine oturdu.

Tyra da doktoru ilk kez görüyordu ancak adamla konuşmaktan hoşlanmıştı.Kendi ailesine kişisel bir yakınlığı olmadığından onunla rahatlıkla sohbet edebiliyordu. Az sonra Bahar'ın ikram ettiği kahvelerini yudumlayarak bir süre şöminede çıtırdayan odunların sesini dinlediler.

Sessizlikle örülü dakikalar birbirini kovalarken pencere pervazına dayalı bir halde yağan karı izledi.Üstüne hüzünden örülü bir şal atılıydı sanki. Genç kız her şeyin bir ilanla başladığı 'o' anı düşündü; hastahanenin kafeteryasında ilanı görmüş gri jaguarına atlayarak o ufak kasabaya varmıştı. Brendan Wilder'la orada tanışmış, Gölge Adam 8 Aralık gecesi onu kaçırmış ve adam kişisel güvenliğini sağlamak amacıyla onu Redwood City'e davet etmişti.

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Where stories live. Discover now