5

26 3 0
                                    

"Şey Poyraz..."

"Efendim"

"Bu kapı kilitli!"

"He ciddisin?" Dedi ve beni kenara çekip kendi açmaya çalıştı ama nafile

"Seni uyarmıştım" dedi muhrip gülümsemesinin altından

"Bugün neden her şey ters gidiyor, nasıl çıkıcaz şimdi?"

"Seni bilmem ama benim işime geldi"

"Akşam açlıktan mide duvarın delindiğinde de aynı şeyi diyebilicek misin acaba"

"Hassiktir doğru, ne yicez biz" çaresizlikle etrafa bakındım.

"Belki açarlar kapıyı sonuçta yapım aşamasında"

"Hafta içi sanmıyorum güzelim" hayal kırıklığıyla suratımı düşürdüm.

"İyi yönünden bak birlikteyiz" dedi ve sırıttı onun işine gelmişti ama benim şu an tek düşündüğüm midemdi

Sıkıntıyla yere oturup duvara yaslandım ve etrafa bakınmaya başladım ardından Poyraz'da yanıma geldi, birlikte etrafa bakınırken birden sırıtmaya başladı

"Ne gülüyorsun öyle"

"Boyaları görüyor musun?" Dedi gözlerini, duvar boyaları sprey voyaları ve birkaç fırçaya dikmiş bir şekilde

"Düşündüğüm şey mi?" Dedim sırıtarak

"Sonunda seninle birlikte graffiti yapabileceğim he"

"Ama bu çok tehlikeli izinsiz boyarsak kesin ceza alacağız" Poyraz tekrardan etrafa göz gezdirdi

"Ben burda kamera göremiyorum"

"O zaman yapıyor muyuz?" Dedim sırıtışımın ardından, gülümsedi ve cevap vermeden boyaları ve fırçaları yanıma getirdi önümüzdeki yeni boyanmış bembeyaz duvara bakarak

"Müzikle ilgili bir graffiti yapalımda linç yemeyelim he ne dersin?" Dediğinde

"İyi fikir" dedim eşzamanlı olarak boyaların içinden mavi sprey boyayı çıkartarak

"Boyutunu ayarlıyorum"

"Resim yeteneğim fazla yok sen taslağı çiz birlikte boyarız" pe

...

Son rutuşlarıda hallederken havanın yavaş yavaş karardığını farkettim. Poyraz'a baktığımda istemsiz bir şekilde gülümdedim

"Poyraz duvarı boyaman gerekiyordu kendini değil" kaşlarını çatarak suratıma baktı ardından boyalı elini burnuma sürdü

"Sus kız" gülmeye devam ederken telefonumun çaldığını farkettim, cebimden çıkartıp arayan kişiye baktım

"Efendim"

"Nerdesin kızım bu saate kadar? Seni bekliyorum açmadında telefonu" telaşı sesine yansıyordu

"Anne arayamadım seni, arkadaşımda kalıcam bugün"

"Ne demek arkadaşımda kalıcam? İzin aldın mı sen? Kim o arkadaşın? Neyin nesi bilmiyorum bile çabuk eve geliyorsun!"

"Anne sakin. Bizim mahalleden biri, ödevimizi birlikte yapmamız gerekiyordu telaş yapma boş yere hadi kapatıyorum çok ödev var oyalama beni"

"Kim o arkadaşın söy-" dediği esnada telefonu suratına kapattım, sorularını çekicek kafada değildim ve şu anı kendime zehir etmek istemiyordum telefonu sessize alıp graffitiye göz attım

"İyi iş çıkardık ortak"

"İyi iş çıkardık çıkarmasınada ben bu boyaları nasıl çıkartıcam?" Dedi iki kolunu yana açmış üstünü gösterir bir şekilde

"Küçük çocuk gibi heryerini boyamışsın" dedim sırıtışımın ardından

"Tecrübemiz yok sizin kadar Deniz hanım bu kadar oluyor" yorgunluğun vermiş olduğu etkiyle yere oturup kafasını duvara yasladı. Bende yanına oturdum ve gözlerimi gözlerine diktim

"Bana iyi geliyorsun" cevap vermeden gözlerime baktı aramızdaki mesafe birbirimizin nefesini hissedecek kadar azken bakışları dudaklarıma kaydı, biraz daha yaklaştığı esnada elim ayağım buz kesmişti, ölümcül sessizliğin zifiri karanlığın içinden bir ses yükseldi, karnımın guruldaması...
Poyraz'ın suratını sırıtış kaplarken utanırcasına ellerimle suratımı kapattım

"Yaşanmadı bu yaşanmadıı"

...

Gözümü yavaş yavaş araladım, duvara yaslanarak uyuduğum için boynum tutulmuştu, Birde Poyraz ayısı bana yaslanarak uyuduğu için üstümde büyük bir yük vardı

"Ayı!" Diye sesli bir şekilde söylendiğimde oda gözlerini aradı

"Ne cırlıyorsun kızım ya"

"Kalk ulan tost oldum burda kalk" uykulu gözlerle suratıma baktı ardından bir ayıcığa sarılır gibi sarılıp tekrar gözlerini kapattı. Sıkıntıyla oflarken cebimdeki telefona zorda olsa ulaşabilmiştim. Ekranı açtığımda annemden 7 arama abimden 3 arama geldiğini gördüm, evet evde kaos yaşanacağını kesindi. Anneme geri dönüş yaparak açmasını beklerken üçüncü çalmada telefonu açtı

"Nerdesin? Eve gel hemen"

"Okul varken mi?"

"Eve geliyorsun" ve suratıma kapattı. Neden bu kadar abartıyordu anlamıyordum ki, bir kez daha sıkıntıyla oflarken Poyraz pozisyonunu hiç bozmadan konuşmaya başladı

"bi uyutmadın, ne uflayıp duruyorsun tepemde öyle"

"Annem ve abim bir kaç kez aramışlar evde kaos var" gözlerini açıp gözlerime baktı

"Bir şey olmaz en fazla soru sorup dururlar o kadar"

"Ondan nefret ediyorum ya zaten"

...

Evimin kapısının önüne geldiğim esnada iç çektim milyonlarca soru milyonlarca vaat ve milyonlarca iyiliğin için diyorum gibi sözlere henüz hazır değildim ama mecburdum. İsteksiz bir şekilde zili çaldım

AKIL OYUNLARIOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz