💥༻3. Bölüm༺💥

Start from the beginning
                                    

"Tamam anne kitapçıya uğramam lazım, sen kaçta evde olursun ona göre yemeği hazırlayayım ?"

"Sen beni bekleme yemeğini ye. Biz dükkanı anca on gibi kapatırız."

" Yemek yemeyi unutmayın o zaman."

"Unutmayız, hadi sen git".

Dükkandan çıktığım gibi soluğu sevgi yolundaki küçük kitapçıda aldım. Kapıyı açtığım gibi çalan küçük çanın sesinden sonra beni çarpan kitap kokusuyla istemsizce gülümsedim. Heyecanla Akif Abinin yanına gittiğimde gülüp başını salladı.

"Siparişi verdim, yarın gelir büyük ihtimal."

"Çok sağ ol Akif Abi," dediğimde gülümsedi.

"Ne demek kızım, keşke herkes senin gibi okusa."

Gülerek kitapların arasına girdiğimde geçen zamanı ve mekanı çoktan unutmuştum. Her kitabı özenle arkasını okuyup içindeki dünyaları merak ediyordum. Dikkatimi çeken bir kitap bulduğumda mutlulukla koltuk altıma sıkıştırıp köşedeki bilgisayarın başına geçtim ve araştırmamı yapmaya başladım.

Geçen saatler sonunda tüm işlerimi halledip kitapçıdan çıktığımda güneş son ışıklarını yansıtıyordu yeryüzüne. Hafif esintili rüzgar eşliğinde eve doğru yürümeye başladığımda rotamı hemen camiye çevirdim . Kadınların olan kısmına geçerek ikindi namazımı kılmaya niyet ettim. Namaz kılmak çok güzel bir ibadetti ama camide kılınan namazın tadı bir başkaydı, duamı ettikten sonra raflarda duran Kuran-i Kerimi okudum biraz ruhumu da beslendikten sonra dışarı çıktım kendimi şımartmak için marketten dondurma alıp keyifle eve gittim. Mahalleye girdiğimde çocuklar mahalle maçı kurmuş top koşturuyordu. Onların bu hallerine gülüp içeriye girdiğimde elimdeki notları masaya bırakıp yatağıma atladım ve yeni kitap kokusu eşliğinde yeni bir dünyaya girdim.

Daldığım dünyadan ancak çıktığımda güneş yerini uzun zaman önce karanlığa bırakmış, yıldızlarını özenle dizmişti geceye. Saat akşam sekize doğru gelirken ezanın hoş sesi doldurdu yüreğimi. Kalkıp tekrar abdestimi yeniledim salona seccademi serip namazımı kıldım.
Karnım açlıkla guruldadı. Doğruca mutfağın yolunu tutarken kendime hızlıca ne yapabileceğimi düşünüyordum. Hızlıca dolapta ne varsa masaya çıkartırken kapının ziliyle şaşkınca saate baktım. Annemin işi erken mi bitmişti ?

Kapıya yaklaşıp delikten baktığımda görmeyi beklediğim bedenin aksine iri yarı görünen adam daha da şaşırmama sebep olmuştu.

"Kimsiniz ?" Dedim kapıya yaklaşarak.

"Biz Kerem Yağıç'a bakmıştık." Dediğinde uzun zamandır duymadığım isim kalbimde sızıya neden oldu. Bir süre kapının ardında bekledikten sonra yavaşça kapıyı araladım. Karşımdaki takım elbiseli adam yüzüne kondurduğu samimi gülümsemesi oldukça sahte görünüyordu. Bu adamların abimle ne işi olurdu ki ?

"Siz kimsiniz ?" Dedim çatık kaşlarla. Hala kapı aralığından konuşuyordum.

Sorumu duymazdan gelerek, "Kerem Yağıç burada mı oturuyor ?" Dediğinde yavaş yavaş endişelenmeye başlıyordum. Panik yapmamaya çalıştım, daha kim olduklarını bile bilmiyordum.

"Hayır." Dedim doğruyu söyleyerek. Hayır, uzun zaman önce kardeşini ve annesini bırakıp defolup gitti.

"Siz neyi oluyorsunuz acaba ?" Diye sorduğunda tereddüt etsem de söyledim.

"Kardeşiyim." Dediğimde adamın gözlerine çakan ışığın sebebini anlamadan adama baktım. Dik durmaya çalıştım. Kaşlarımı çatıp sesimi bir ton daha yükselttim.

ᴀᴍɪʏᴀɴᴇ ᴍᴀꜱᴜᴍ🕊 (Kırık Kalpler Serisi 1, 2, 3)  Where stories live. Discover now