Vİ | 1

22 1 0
                                    


Şunu aklınızdan çıkarmayın ki; bir kadının sesizliği vedadır.
~Anonim
▪️
Billie Ellish-Lovely
▪️
Heeeppinize tekrardan merhaba arklar sşldlsğaim Tamam, tamam başlıyorum. Bu kitabı daha önceden okumuştunuz, farklı bir biçimde, her şeyi değiştirdim neredeyse ve tekrar karşınızdayım. Lütfen bir vote tuşuna basmayı unutmayın, lütfen. Ben sizin için bir 1725251727 tane ATP harcıyorsam siz de bir tanesini harcayı şu tuşa basın lütfen. İyi okumalar. Öptüüüm. Byeee.

Başlangıç tarhiniz?

İkinicye gelenler? Haaaaayyy
▪️

Ben Armina Yılmaz. Sadece ve sadece buyum. Annem ve babam yok ya da bir ailem.
Akrabam yok. Sadece adım ve soyadım var.
Burada ki kalan tek dostum. Her seferinde bana daha çok acı çektiren özlem duygum...

Önceden -1 yıl- çok yakın olduğum bir grup arkadaşım vardı ama hepsi kura ile gittiler.

İşte 1 yıl önce yapılan ve beni bildiğim tek ailemden ayıran burası.

Burası ne? İsmi ne? gibi sorular duyuyorum.

Burası öksüz ve yetim çocukları 6 yaşında alıp eğiten, bizi devlet için özel, gizemli bir ajan yapan ve 19 yaşına gelince kura ile gönderen bir kurum. İsmi yok. Bizden başka (burası için çalışan, burayı yöneten ve öğrenciler) başka kimse bilmiyordu. Hiç kimse.

Ben buraya 3 yaşında gelmişim. 'Neden geldim? Nasıl geldim? Nereden geldim? Niye diğerleri gibi 6 yaşında değil de 3 yaşında geldim?' gibi soruları kendime çok sordum. Sordum sormasına ama cevaplarından asla tatmin olmadım, olamadım.

Annem veya babamla ilgli ufak bir anım bile yoktu ama bildiğim tek şey vardı o da benim. Armina Yılmaz. Bu kurumun birincisi ve yarın yapılacak kurada olan isimlerden biriydim.

Fazla düşünmüyordum. Sanırım burada öğrendiğim hem iyi hem kötü olan bir durum. Geçmişimi fazla düşünmemek. Geçmişimi kurcalamıyordum veya yaptığım hiç bir hareketten pişman olmamaya çalışıyordum ve bunu başarıyordum. Çünkü pişman olmak zayıflıktı ve benim zayıflığa ihtiyacım yoktu. Ben her zaman bir adım sonrasını düşünürdüm...

Fakat yarın kurada ben çıkarsam tam o zaman geçmişimi delecektim! Kararım kesindi, aklımdaki her sorunun cevabını alacaktım.

Dediğim gibi dostum yoktu ama düşmanım çoktu. Herkesin imrenen bakışları beni ne kadar mutlu etse de düşman gibi bakmaları rahatsız olmamı bir o kadar da doğru yolda olmamı düşündürtüyordu.

Ben bunları düşünürken yemek hanedeyim ve soğumaya yüz tutmuş bir sebzeli çorba içiyordum. Karnım aç değil ama mideme bir şeyler girse hiç fena olmaz. Yarın ne olacak merak ediyordum. Fakat buradan ayrılmayı iple çekiyordum. Cem'i Gizem'i ve Arda'yı buradan çıktıktan hemen sonra aramayı, bulduğumda da asla bırakmayı düşünmüyordum. Çorbamı bitirince kaldığım odama çıkıyorum.

Parlak beyaz mermer merdivenlerden çıkarken ya da birilerinin yanından geçerken 'Kura da çıkarsa ne ister?' 'Kurum da birinci fakat kura da birinci çıkamaz.' gibi konuşmalar duyuyordum. Bu yüzden yüzümde küçük bir gülümseme olsada bunu kimseye belli etmeden başımı yere eğiyordum.

Odamın kapasının önüne gelince arkamdan bana seslenen birini duydum ve arkamı döndüm. Karşımdaki kişiyi görünce yüzümde olan o küçük gülümseme yok olup yerini düz bir dudağa ve boş bakan gözlere bıraktı. Çünkü karşımda ki kişi burada olan baş düşmanım -bana göre asla öyle değildi- Sibel. ''Biliyor musun? İsmim ağzına hiç yakışmıyor.'' dedim boş bir sesle. ''Evet tatlım, bende biliyorum. Senin gibi bir eziğin ismi ağzıma hiç yakışmıyor.'' dedi ve aramızda olan yaklaşık 11 adımlık mesafeyi 5 adıma indirdi. Anlaşılmıştı amacı, beni kuradan attırmak için üstüme geliyordu. Fakat yemeyecektim. O hiç bir zaman iyi bir kız ya da iyi bir çocuk olmamıştı. O her zaman insanlardan nefret eden ama erkeklerin peşinden zevkleri için ayrılmazdı. Bir çok defa temizlik odasında basmıştım onu.

Vasiyet-i İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin