14. Bölüm ☁ Soğuk Deniz Ilık Nefes

Start from the beginning
                                    

Sanki onu tanırsam ondan uzaklaşacaktım. O en başından beri beni hayatına almamak için direndiğine göre mutlaka bir sebebi olmalıydı. Tamam, bana fazla soğuk davranmıyordu ama sıcak davranarak umutlanmama sebep te olmuyordu. Evet fazlaca umutlanmıştım ama onun asla böyle ilişkilere bilemeyeceğimi bildiğim halde kendi kuyumu kendim kazmıştım. Hepsi benim hatamdı. Ve bu çok acı vericiydi.

Mesela herkes yaşamayı sever değil mi? Her şeye rağmen nefes almayı, sağlıklı olmayı? Gülebilmeyi sever ama hepimiz ölürüz. İşte ölümünüzün sebebibinin kendiniz olduğunuzu düşünsenize. O durumdaydım işte. Yanıyordum ama sebebi Kuzey değildi. Ben isteyerek yanmıştım. Onun gözleri ateş gibi yanarken içime düşürdüğü kor taneleri beni heyecanlandırmıştı. Ona yaklaşırsam ısınırım sanmıştım ama yanmıştım. Yanacağımı bile bile ona yaklaşmıştım. Hata kimdeydi? Onda mıydı? Onun tek yaptığı bana bakmaktı. Gerisi beni aptallığım.

Bana doğru atılan her adımda kulaklarımı tıkamak ve ''Küçük kurbağğğ küçük kurbağğğ!!'' diye bağırmak istiyordum. Aynı küçükken duymak istemediğim bir şeyler olduğunda yaptığım gibi ama çok geç kalmıştm. Bana uzatılan ele dik dik bakarken Kuzey'in gözleri yüzümdeydi.

''Siz Haldun'un hastanesinden gelen doktorlar olmalısınız. Rana ben,'' dediğinde benden önce İpek'in elini uzatmasıyla içimdeki patlamak üzere olan volkanik dağı bastırmak için bir fırsatım oluşmuştu.

''İpek bende. Memnun oldum,'' dediğinde sıranın bende olduğunu sezebiliyordum.

''Bende İlkim. Memnun oldum,'' dedim kibar olmasına özen gösterdiğim bir gülümseyişle.

''Bu da oğlum Kuzey.''

Pekala. Bunu hiç beklemiyordum.

Allah'ım ben sana dizilerdeki gibi kurgusal bir hayat istiyorum derken bundan bahsetmemiştim. Ne bileyim sabah zangırdayıp duran alarm sesi yerine bir öpücük ve ya en basitinden gözüme vuran güneş ışığıyla uyanmak bile beni tatmin ederdi. Fakir ama gururlu çocuk zengin çıkar kurgusu yıllar önce eskimemiş miydi? Okuduğum kitapların bana verdiği yetkiye dayanarak Kuzey'de bok gibi para olduğunu düşünmeye başlamıştım ama İpek'in yüzünü görmemle onunda en az benim kadar şok olduğunu sezebiliyordum.

''Memnun oldum,'' dedi Kuzey annesinin baskıcı bakışlarından kurtulmak için kibar olmasına özen gösterdiği bir şekilde elimi dudaklarına doğru götürmüş ve hafifçe burnunu sürtüp bırakmıştı. İpek'in ise sadece elini sıkmıştı.

Şimdi sen aslında zenginsiz öyle mi?

Peki neden habure alacaklılar peşine düşüyor?

''Aslında sizinle tanıştırmak istediğim bir kişi daha vardı ama o gördüğünüz gibi kaybolmuş,'' dedi Rana Hanım gülümsemeye çalışarak. Gördüğünüz üzere 'O kadın,' diyerek bütün nefretimi sığdırdığım iki kelime 'Rana Hanım' olarak terbiye edilmişti.

''Önemli değil. Başka zaman artık,'' diyen Mitat'ın sesiyle burada yalnız olmadığımızı yeni idrak etmiştim. Oysa onun ela ve donuk gözleri gözlerime kitlendiğinden beri koca salonda sadece ikimizin olduğunu düşünmeye başlamıştım. Sanki dünyadan soyutlanmış gibi hissediyordum.

Daha fazla Kuzey'in bakışları altında ezilmek istemediğimden dolayı bir şeyler içeceğimi bahane ederek açık büfe olan yere doğru ilerlemiştim. Garsonlardan birinden alkollü bir şeyler istemiştim. Özel günlerde alkol alırdım ama şu alkollü içecek çeşitlerini ayırt edebilecek kadar iyi değildim.

Gece on biri arkasında bırakırken ben hala ikinci bardağımda oyalanmakta direniyordum çünkü eğer içersem buradan rezil olamadan çıkamayacağımı biliyordum. Alkol alırsam bilincimi kaybederdim ve sonradan çok utanacağım saçma sapan hareketlerde bulunabilirdim. 

Gel de Sil İzleriniWhere stories live. Discover now