≛ 34 - FİNAL

16.6K 1.5K 876
                                    

Taehyung

Bir sonraki Pazartesi günü sabahı Jungkook çok heyecanlıydı. Tüm gece huzursuzdu; kollarımda dönüp durmuştu. Heyecanını dindirebilmesi için onu temkinliyor bir yandan da hazırlanmasına yardımcı olmaya çalışıyordum.

Üniversiteye gitmek üzere arabaya bindiğimizde etrafı bir sessizlik kaplamıştı. Normalde heyecanlandığında hiç susmadan konuşan Jungkook şimdi sus pus olmuştu. Gerginliğinin azalması için elimi uzatarak ellerini tuttum. Dalıp gittiği yerden sıyrılarak en güzel gülümsemelerinden birini bahşetti bana. Tekrar önüne döndüğünde gözle görülür bir şekilde rahatlamıştı. Gülümsedim.

Fakültenin önüne gelene kadar da aynı sakinliğini korumuştu. Ta ki içeri girip kalabalığa karışana kadar. Üst sınıfların çoğu rahat bir şekilde koridorda takılıyorken birinci sınıflar aceleci tavırları ile hemen göze çarpıyordu. Jungkook'a derse gireceği sınıfın önüne kadar eşlik ettim. Dersliğe geldiğimizde sağa sola bakıp uygun bir anı kolladım ve alnına bir öpücük kondurdum. Jungkook şaşırsa da gülümsedi.

"Öğle arası görüşürüz, tamam mı?"

Onu orada bırakarak sınıfıma döndüm. Ders arasında yanına gitmek istesemde son anda vazgeçtim. Bir çocukmuş gibi sürekli kontrol ederek onu zor bir durumda bırakmak istemedim. Ayrıca arkadaşlarına ve okula alışması için bu gerekliydi. Yine de aklımdan çıkmıyordu.

Öğleden önceki son derse girmek için sınıf değiştirdim. Aynı dersi aldığım arkadaşlarım orta sıralarda bir araya gelmiş konuşuyorlardı. Kendime ön kısımlarda bir yer bulup eşyalarımı koydum ve yanlarına gittim.

"Taehyung! Buraya, buraya!" diye çağırdı arkadaşlarım onlara doğru ilerlerken.

"Selam, ne konuşuyorsunuz böyle?"

Arkadaşlarımdan biri gülerek cevap verdi. "Derste birinci sınıflardan biri var gördün mü?"

Şaşırarak onlara döndüm. "Nasıl yani?"

Arkadaşım telefon ekranını bana çevirdiğinde ekranda üniversitenin resmi sitesi vardı. Bu dersin sınıf listesi açıktı ve onlarca üçüncü sınıf arasında bir tane '1. sınıf' yazısı göze çarpıyordu. Kaşlarım çatıldı.

"Bu nasıl oluyor?"

"Sanırım başka bölümdenmiş." dedi bir diğer arkadaşım.

Ben donakalırken kalbim hızlanmaya başladı. Aklımda bir isim beliriyordu ama emin olamıyordum. İsmini sormak aklıma yeni gelirken arkadaşlarımdan biri başıyla arkamda kalan bir yeri işaret ederek konuşmaya başladı.

"Şu olsa gerek."

Arkamı dönmemle Jungkook ile göz göze gelmem bir oldu. O gülümseyip bana bakarken arkadaşlarımın şaşkın bakışları arasında hızla yanına gittim.

"Jungkook?"

"Sürpriz." dedi sadece ikimizin duyabileceği şekilde.

Bir süre şaşkınlığımı üzerimden atamadım. Tekrar konuşan taraf o oldu.

"Seneye alacağım dersler arasında bu ders de vardı ben de neden bu sene almayayım diye düşündüm." dedi o şirin gülümsemelerinden birini takınarak. "Seni görebilmemin tek yolu buydu."

Gülerek kafamı iki yana salladım. "Seninle baş edemiyorum artık."

"Rica ederim." dedi muzipçe. "Ee, nerede oturuyorsun?"

Onu çantamı koyduğum yere götürürken içeri profesör girdi. Arkadaşlarıma döndüğümde merakla bize baktıklarını gördüm. Onlara baş sallayarak yerime, sevgilimin yanına, oturdum. Jungkook'la baş etmek zordu. Beklemediğiniz anda hiç beklemediğiniz şeyler yapıyor ve tüm sevimliliği ile beni kendine düşürüyordu. Ona hiçbir zaman hayır diyemiyor tüm kalbimle ona güveniyor ve onu seviyordum. O da bunu biliyordu. Jungkook her zaman bilirdi.

••

2 yıl sonra

Taehyung merdivenlerden çıkarak dairenin olduğu kata geldiğinde Jungkook ile karşılaştı. Kaşları çatılırken sorgularcasına küçüğüne baktı. Jungkook başını kaldırıp da Taehyung'un geldiğini fark ettiğinde ayaklandı.

"Neden kapıdasın?" diye sordu Taehyung.

Jungkook ironik bir şekilde gülerek omuz silkti. "Anahtarlarımı unutmuşum." dedi. "Bir türlü alışamadım eve."

"Evimize." diye düzeltti Taehyung. "Neden söylemedin? Daha erken gelirdim."

"İşten bu saatte çıkacağını biliyordum. Bekleyeyim dedim."

Taehyung'un kapıyı açarken kısa bir süreliğine sessizlik oldu. "Hyung'un olmaması tuhafıma gidiyor. Sanki kapıyı çalsam o açacakmış gibi."

Taehyung hüzünle gülümseyerek onayladı. "Ben de alışmışım."

İçeri girip ceketlerini çıkarırken Jimin'i görüntülü aramak konusunda karar kıldılar. Gülerek aramayı başlattıklarında ekranda ilk Namjoon belirdi.

"Jimin banyoda. Birazdan gelir. Siz ne yapıyorsunuz?"

Taehyung muzipçe güldü. "Banyoda mı? Namjoon-"

"Başlama yine Taehyung." diye bıkkınlıkla söylendi Namjoon. Konuyu değiştirmeye çalışırken kulaklarının gittikçe kızarışı Jungkook'un dikkatinden kaçmadı.

Ve ardından Jimin ekranda belirdi. "Jungkook!"

Jimin, Jungkook ile hararetli bir konuşma içerisine girerken Taehyung araya girdi. "Ben de varım. Saol." dedi gözlerini devirerek.

İkili gülüşüp hasret giderdiler. Jimin, Ilsan'a gideli yaklaşık bir hafta olmuştu. Yeni işine başlamış Namjoon ile yeni bir başlangıç yapmışlardı. Jungkook abisini çok özlüyordu. Hem yeni bir eve taşındıkları için hem de abisi artık orada olmadığı için eve alışması düşündüğünden daha uzun sürmüştü.

Vedalaşıp telefonu kapattıklarında Jungkook, Taehyung'a döndü. Taehyung ellerini sevgilisinin her bir saç telinden geçirerek sevdi onu. Küçüğü göğsüne sokulurken kollarıyla sımsıkı sardı. Şimdi başbaşa kalmışlardı.

"Seni seviyorum."

Jungkook duyduğu sözcüklere karşı gülümsedi ve karşılık verdi. "Ben de seni."

İlk tanıştıkları anı hatırladı Jungkook; yerinde donakalışını, gözlerinden ayıramadığı bakışlarını... Sonraki dönemler çok sancılı geçmişti elbet ama şimdi bunların hepsi gözünde birer hiçti. Taehyung'un kolları arasındayken hepsi uçup gidiyordu sanki. Sadece güzel anıları vardı. Bu anılar, onlar değişse etraf değişse bile oradaydılar ve her saniye onlara yeni bir tanesi ekleniyordu. Bu yüzden şimdiki an önemliydi. Yaşadıkları şu an hayatlarının en güzel dönemeciydi.

"Odamıza gidelim mi?" diye sordu Jungkook.

Taehyung ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne bakınca göz göze geldiler. Jungkook'un başka bir şey demesine gerek kalmadan ayaklandı Taehyung. Arka odaya geçerken elini beline atarak yanına çekti sevgilisini.

"Seni sevdiğimi biliyorsun, değil mi?" dedi Taehyung hiç yoktan yere.

Jungkook hızla başını salladı.

"Biliyorsun yani?"

Gülerek çıkıştı Jungkook. "Evet."

Taehyung halinden memnun bir şekilde gülümsedi "Güzel."

Taehyung'un bu haline güldü Jungkook. Ve ikili sarmaş dolaş bir şekilde kapalı kapılar ardında gözden kayboldu.

「 boy with luv 」taekook ✓Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon