"Ev sahibi ben değilim. Sizsiniz,hem sadece bir gece,daha sonra otele gidicem.en yakın zamanda da ev alırım." dedim onlara bakarak

"Hayır. Olmaz. İyleşmeden bir yere gidemezsin." dedi Ali sert ses tonuyla.

"Gidebilirmiyim? Diye sormadım. Gidicem dedim!" diyerek diklendim

"Kadın! Beni delirtme. Bu iki çocukla nasıl kalıcaksın otelde,kimliklerini sorunca,sokakta buldum mu diyeceksin!"Diyerek haykırdı dağ ayısı

"Benim hissem olan otelde bana hesap soracak değiller herhalde. Ve bağırma çocuğun kulak zarını patlatacaksın." dedim sakin ses tonumla

"Senin hisse ortağı olduğun o oteli alırım hiç bir yere gidemezsin" Dedi sesini alçaltarak

"Biraz zor alırsın" dedim kafasını sallayarak Burak'a döndü

"Yarına kadar Elfida hanımın hisse ortaklığı olduğu oteli satın alın." sözleriyle gözlerim büyüdü,oteli cidden satın alabilecek bir potansiyele sahipti

"Bu ne cürret! Sen kim olduğunu sanıyorsun,benim sadece bir otelim yok. Tüm otellerimi satın alacak değilsin!"

"Gerekirse alırım! Ya burda kalırsın yada tüm otellerini alırım!" Diyerek yüzüme karşı kükredi

"Benim otellerimi almaya senin gücün yetmez!" Diyerek bende kükredim. Yanından hızla geçerek merdivenlere yöneldim.

Beni yatırdıkları odaya hızlı adımlarla çıktım. Ali'de peşimden geliyordu,kucağımdaki Melek'i yatağa yatırdım o da Bade'yi yatırıp bana döndü

"Özür dilerim. Çok bağırdım,ama lütfen ısrar etme burada kalın,o sataştığın adamlar sıradan adamlar değil,Çetin Şimşek'in oğlu ve yeğenleri

Demesiyle duraksadım. Adını bir çok kez duymuştum bu adamın,ve Ankara'nın önde gelen mafya babalarındandı. Biraz olsun yatışan sinirimle sağlıklı düşünmeye başlamıştım. Ali haklıydı,o adamlara tek başıma kafa tutmak aptallık olurdu.

Başımı olumlu anlamda salladım

"Ama bu uzun sürmeyecek haberin olsun. Taş çatlasa iki hafta" dedim kararlılıkla,kafasını sallamakla yetindi

Bu harektine gözlerimi devirip yatağa uzandım. Ağlama sesiyle yeni kapattığım gözlerimi açtım,Melek avazı çıktığı kadar bağırıyordu, kucağıma aldım salladım yok susmuyordu. Gözlerimi sıkıca kapatım Melek'i yatağa tekrardan bırakıp ayağa kalktım

"Sanırım acıktı süt var mı?" Dedim Ali'ye bakarak kafasını olumlu anlamda sallayarak Melek'i kucağına aldı. Anında susan Melek'le gözlerimi irice açtım.

"Sende şeytan tüyü var ne yaptıysam susturamadım" dedim şaşkınlıkla.

"Bak görüyor musun? Küçücük bebe bile beni dinliyor." Dedi sahte sitemiyle.

"Off. Ben kimseye itaat etmem,kusura bakma." Diyerek odadan çıktım hala koltuklarda oturan Ege'ye döndüm

"Mutfak nerde Ege?" Sorumla başını teledondan kaldırıp eliyle ilerideki kapıyı gösterdi.

"Süt nerede Ege dememi istemiyorsan gel de yardım et bana" dedim kafasında dikilerek.

"Kendin yapsan olmaz mı Elfida? Çok yorgunum." dedi sitemkarlıkla .

"Ben yaralıyım Ege ve canım yanıyor yardım etsen ölmezsin herhalde." dedim karnımı tutarak .

İkna olmuşca bana bakarak ayağa kalktı ve beni es geçerek az önce bana gösterdiği yere ilerledi. Bende peşinden giderek mutfağa girdim.

Geniş ve iç açıcı bir mutfaktı. Erkeklerin yaşadığı bir yer olmasına rağmen evde mutfakta oldukça temizdi.

Buz dolabından süt çıkarıp bana uzattı.

"Cezveye koyacağız Ege. Hani bunu bir bebek içecek ya. Ve yarından tezi yok çocuk devam sütü alalım bu süt onun için çok da sağlıklı değil" dedim tezgaha yaslanarak

Elindeki sütü tezgaha bırakıp mutfak dolabının kapağını açarak içinden cezve çıkardı içine süt doldurup ocağa koydu

Bana dönerek konuştu

"Başka bir şey istiyormusun Elfida" dedi yorgun sesiyle

"Arabamda bebeğin çantası vardı içinde bezi biberonu falan var o çantayı bana getirimisin?" Dedim yorgunca

Kafasını olumlu anlamda salladı ve mutfaktan çıktı o çıktıktan sonra içeri Burak geldi.

"Elfida ben uyuyorum bir şey olursa seslenirsin ha bir de bu gün yaptığım saygısızlık için özür dilerim" dedi mahcupça

"Önemli değil sanırım bende fazla aşırı tepki verdim kusura bakma" dedim bedenimi tamamen ona dönerek

Kafasını olumlu anlamda sallayarak kapının önünden ayrıldı peşinden Ege girmişti çantayı masanın üzerine koydu

Çantaya yöneldim ve içerisinden biberonu çıkardım önce kaynar su ile güzelce çalkaladım biberonu daha sonra ısıttığım sütü biberona doldurdum

Elime biberonu ve çantayı alarak mutfaktan çıktım merdivenlere yöneldiğim sırada arkamı döndüm Ege'de beni dikkatlice izliyordu

"İyi geceler Ege" dedim gülümseyerek

Yanıma geldi elimdeki çantayı aldı ve yukarı çıkmaya başladı bu çocuk gerçekten çok kibardı gülümseyerek peşinden çıktım

Çocukların ve Ali'nin kapısının önüne gelince kapıyı yavaşca açtı gördüğüm manzara yüzümde aptal bir sırıtış oluşturdu

Ali çoktan uyumuş Melek ise başına oturmuş saçlarıyla oynuyordu Bade ise küçücük bedeniyle Ali'nin yapılı vücuduna sarılıyordu Ege çantayı yavaşca yere bıraktı ve hemen cebinden telefonunu çıkarıp fotoğraflarını çekmeye başladı

Şaşkınlıkla ona baktım

"Ne yapıyorsun Ege?" Dedim kısık sesle

"Fotoğraf çekiyorum" dedi beni takmadan fotağraflarını çekiyordu Bade çok masum huzurla uyuyordu

Yerimde dikleşerek Ege'ye dik dik baktım bakışlarımı hissetmiş olacak ki bana anlamazca baktı ona 'ciddimisin' bakışları atıyordum

Çarpıkça gülüpseyip telefonu cebine koydu

"O manzara her zaman bulunmaz Ali çocukları çok sever ama bu şekilde hiç görmedim" dedi sessiz bir şekilde

Gülümseyip tekrardan bu eşsiz tabloya baktım gerçekten çocuklar Ali'ye gelince susuyordu artık nasıl anlaşıyorlarsa çocuklar kokusunu alınca huzur buluyorlar resmen

Bu bölümde böyle oldu canlarım oy ve yorumlarınız benim için önemli sizleri seviyorum.

SOKAKTAKİ ADALET (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin