Daha fazla moralimi bozmamak için kafamdaki düşünceleri bir kenara atıp,boş avlunun ortasına kurulmuş naylon çadırın içinde oturanlara  baktım.Şehmuz ağa ve Timur belli ki hala Kerim ağa'yi bekliyorlardı.

"Ne kadar güzel bir fikir dışarıda ki çardağın üstünü kapatmak" dedim Dila'ya bakıp.

"Şehmuz güneşli günlerin tadını çıkarmak için yaptı onu.Günlerce uğraştı,hatta çivileri çakarken elini bile kaptırdı ama sonuç olarak çok güzel oldu.Küçük bir sobada kurduk içine"

"Gerçekten çok güzel olmuş,çok beğendim.Ellerine sağlık Şehmuz'un"deyip ayağa kalktım.

"Oraya gitsem bebeği üşütürmüyüm sence?"

"Etrafını iyice yaptı Şehmuz,sobada yanıyor bir şey olmaz Allahın izniyle.Sen geç bende geliyorum abla.Yemekler hazır zaten.Bir tek Kerim ağabeylerin gelmesini bekliyoruz tabi gelirlerse"

"Gelirler herhalde.Onların durumu ne biliyor musun?"diye sordum haddim olmayarak.

"Durumu derken?"

"Yani ne Kerim ağa kadına biraz garip davranıyor gibi ya ondan sordum"

Aslında bu soruyu sorduğuma bin pişman olmuş,aynı zamanda utanmıştım ama iş işten geçmişti işte.Merak böyle bir şeydi...

"Inan ki bende bilmiyorum Feride abla ama Kerim ağabeyde,kadında çok çekmiş.Kadın Kerim ağa'nın tarla komşularının kızıymış galiba.Ama tarla sahipleri ile hiç anlaşamıyorlarmış.Galiba kız da âğa kızıymış.İnan ki bildiklerim bu kadar.Şehmuz'u bilirsin konu arkadaşları olunca ağzını bıçak açmaz "

Hepsi öyle değil miydi zaten...

Dila'yı mutfakta yıllardır bu konakta çalışan kadınla baş başa bırakıp,hızlı adımlarla çardağın içine girdim ve içerinin ısısını hissettiğimde şaşkınlığımı gizleyemedim.

Gerçekten çok güzeldi.Sokak lambasının şavkına rüzgarda sallanan ağaç dallarını görüyor,ama hiç üşümüyorduk.Ayrıca bu küçük yer için her şey düşünülmüş gibiydi.Le şekilinde dizilmiş iki divan,üstünü süsleyen kadife kalın örtüler,yanan sobanın yanında duran dolu odun sandığı...Burası gerçekten çok güzeldi.

"Yenge alayım mı bebeği?"

Hiç ayrılmak istemesemde kucağımda ki bebeği babasına verdim ve kocamın yanında ki yerimi aldım.Onu üzmek en son isteyeceğim şeydi.

"Canım..."

Kocama baktım ve gözlerinde gördüğüm o şefkati iliklerime kadar hissettim.Bir kez daha aşık oldum ona,bir kez daha şükrettim onu karşıma çıkaran Allah'a ,bir kez daha minnet duydum yaşayamadığım ne varsa bana yaşattığı için bu adama.Ruhumun derinliklerinde dolanan o sızıyı bir bakışı,bir sözüyle yok ettiği için....

"Hımm" dedim gülümseyerek...

"Sana ne diyeceğim biliyor musun?"

Hayır anlamında başımı salladım lakin yinede yorum yapmaktan geri kalmadım.

"Beni sevdiğini mi?"

"Hayır"

Kaşlarımı çattım ve neymiş dercesine baktım.

"Yarın ilk hastane deneyimimizi gerçekleştiriyoruz ve sorun neredeymiş öğreniyoruz.Benim küçük Timurlarım tembel mi değil mi bir bakalım.Ne dersin?"

Kucağımdaki bebeği babasına verdiğim için şükür ettim yoksa duyduğum sözlerle titreyen ellerim onu ne kadar sağlam tutabilirdi bilmiyorum.

FERİDEDove le storie prendono vita. Scoprilo ora