1. Bölüm

218 3 1
                                    

Yağız'ın artık aşka olan inancı kalmamıştı. Lisedeyken tanıştığı bir kız vardı.İsmi ''Eylül'' . Liseden beri olan birliktelikleri 7 senedir sürmekteydi. Geçen yaz nişanlanmış,bu yaz da Haziran'da düğünleri olacaktı. Egemen'lere yaraşır bir düğün. İşte tam da düğün günü Eylül minik bir notla ortadan kaybolmuştu. Yağız'ın bu hayatta tek güvendiği insandı Eylül. Tüm davetliler toplanmış, Yağız ve Eylül'ün çıkmasını bekliyorlardı. Yağız her ne kadar heyecanını belli etmese de, içi kıpır kıpırdı. Artık zaman yaklaşıyordu. Eylül'ün hazırlandığı odaya girdi.Kapıyı açar açmaz odanın içinde ki buz gibi hava Yağız'ın yüzüne vurmuştu. Aniden içeriye bir göz gezdirdi, ama oda bomboştu. Balkon kapısı açıktı. Yağız koşar adımlarla balkona girdi,ama Eylül balkonda da değildi. Bir an balkon demirlerine bağlanmış olan çarşafa ilişti merak dolu gözleri. Balkon'dan aşağı baktı hemen yağız. Ucu ucuna bağlanmış olan çarşafların ucu aşağıya kadardı. Yağız durdu, ve öylece boş bakışlarla dakikalarca karşısını izledi, sonra derin bir nefes çekip oda da not aramaya başladı. Yastığın üstüne iliştirilmiş olan notu gördü yağız. Eylül kağıda sadece;                     ''Yağız ben yapamayacağımı anladım. Özür dilerim..'' yazmıştı. Minicik bir notla Yağız'ı terk edip gitmişti. Yağız kağıdı avcunun içine sıkıca aldı ve elinin içinde kağıdı sıktı. Ve gözlerini kapadı. Az sonra Sinan koşar adımlarla yukarı çıktı ve Yağız'ın olduğu odaya girdi. Meraklı gözlerle odanın içinde Eylül'ü aradı. Eylül'ün olmadığını görünce kafasını hemen Yağız'a çevirdi.                                    -''Yağız hadi tüm davetliler aşağıda sizi bekliyor. Eylül'de hazırsa çabuk inin.'' dedi hızlıca. Yağız cevap veremiyordu. Sadece;                                                                                                                                             -''Gitti.'' diyebildi Yağız.                                                                                                                                              Sinan şaşkın bir yüz ifadesiyle Yağız'a bakıyordu.Yağız ise tükenmiş bir haldeydi.Hayatında en çok güvendiği kişi,kendini öylece bırakıp gitmişti.Yağız göz yaşlarına hakim olamadı.Bir damla akıp gitti yanağından. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Hızla ayağa kalktı. Odadan dışarı çıktı ve merdivenlerden hızla aşağı indi.Boynun da olan papyonu boynundan çıkarıp yere attı Yağız. Hemen kapıdan Gökhan belirdi. Ardından da Hazım. Şaşkın gözlerle Yağız'a bakıyorlardı. Yağız bir an durdu, sonra hızla kapıya doğru yöneldi ve,arabasına bindi. Hazım ve Gökhan'da hızla arkasından çıktı ama Yağız'a yetişemediler. Eve telaşla geri dönen Hazım yukarıdan inen Sinan'ın yanına koştu hemen. O meraklı gözlerle Sinan'a bakıyordu. Sinan sadece ''Düğün iptal baba! '' diyebilmişti. Hazım çok şaşkındı. Gökhan hemen Sinan'a Eylül'ün nerde olduğunu sordu. Sinan; -''Eylül,gitti... '' dedi.                                                                                                                                                    Hazım ve Sinan hala çok şaşkındı. Ve olayın etkisindelerdi hala.  Hazım hemen başını salladı. Ve Yağız için endişelenmeye başlıyordu. Sinan'a ve Gökhan'a  hemen Yağız'ın peşinden gitmelerini söyledi. Hazım hemen kendini toparlayıp içeri koştu. Kimseye bir şey belli etmemeye çalışıyordu. İçerisi magazincilerle,gazetecilerle doluydu. Davetliler sürekli ne zaman çıkacaklarını sorup duruyorlardı. Yağız ise kendini yollara vurmuş bir haldeydi. Nereye gittiğini bilmiyordu. Kafası hiç bir şey almıyacak haldeydi. Telefonu çaldı. Arayan Gökhan'dı. Telefonunu açmadan yan koltuğa savurdu. Biraz ilerledikten sonra tenha ıssız bir yerde arabayı sağa çekti ve telefonunu eline aldı. Galerisine girip Eylül ile olan resimlerine baktı. Hepsine bakıp Eylül'ün yüzünü büyütüp eliyle ekranda Eylül'ün yüzünün olan kısımlarını okşadı. Baktığı tüm fotoğrafları tek tek sildi. Sonra telefonunu yanına koydu ve öylece yolu izledi. Telefonunun ekranı yanıp söndü bir anda. Yağız telefonunu eline aldı ve mesajlara girdi hemen. Mesajı atan Eylül'dü. Yağız hemen girip ne yazdığını okudu. Eylül yine o bıraktığı not gibi kısa bir mesaj atmıştı; ''Özür dilerim Yağız. Affet beni...'' yazmıştı. Yağız hemen Eylül'ün numarasını ve attığı mesajı silip telefonunu kapattı. Hava kararıyordu. Yağız arabasına bindi. Evin yolunu tuttu. Eve geldi ve salona uğramadan direk odasına çıktı. Kendinde değildi Yağız. Salondan gelen çağırışları aldırmadan odasına geçti. Duşa girdi ve çıktıktan sonra hemen yatmak istiyordu.Çok bitkin haldeydi Yağız. Yatağına girdikten sonra derin bir nefes aldı. Ve huzurla gözlerini kapadı.Gün boyu yaşadığı bütün herşeyi unutarak uyudu Yağız....

(Devam edicek :)...)                                                    

TESADÜF AŞKWhere stories live. Discover now