Bölüm 24

16.1K 1.4K 4.3K
                                    

      Harry doğru duyup duymadığını sorgularken gözlerinin önünde sallanan eli fark ederek yanındaki adama döndü. Mr. Weasley onu kendine getirmeye çalışıyor gibi görünüyordu.

      "Harry, iyi misin evlat?"

      "Ha? Ha... Evet." Bir anda ayağa kalktı. "Ben şey yapayım, bakayım."

      Harry kalbi kulaklarında masadan uzaklaşırken diğerleri sessizce izlediler. Gözden kaybolduğundaysa herkes birbirine bakmaya başlamıştı.

      "Draco Malfoy'u buraya getirten şeyi merak ediyorum doğrusu," dedi Mrs. Weasley direkt olarak Ron'a bakarak. "Eminim bir fikrin vardır."

      "Harry'ye kötü bir şey yapmayacağından emin olmamız gerekmiyor mu önce?" dedi George. "Baksa mıydık?"

      "Gerek yok," dedi Ron. "Bir şey olmaz. Onlar şey..."

      "Ne?" diye sordu Mr. Weasley. "Arkadaş mı oldular yoksa? Ne güzel! Herkes nefrete böyle son vermeli."

      "Yok," dedi bu sefer Ron. "Arkadaş değil de..."

      Hermione gözlerini devirerek sözü devraldı. "Sevgililer demeye çalışıyor."

      Masada birkaç saniye boyunca gülüşmeler duyuldu. Ron ve Hermione dışında herkes bunun şaka olduğunu düşünerek gülmüştü. Fleur da gülmüyordu gerçi ama o konuyu tam olarak anlamadığındandı.

      "Güzel şaka," dedi George. "Ron beni şaşırtıyorsun kardeşim, öğreniyorsun! Böyle gidersen seni yanıma alabilirim."

      "Harika," dedi Ron. "Ama bunun şaka olmadığı konusunda hepinize garanti verebilirim. Araları bozuktu. Malfoy ondan geldi herhalde."

      Hermione onu başıyla onaylarken diğerleri gerçeği idrak etmeye başlamışlardı. Yüzlerindeki keyifli ifadelerin yerini şaşkınlık alırken yeniden sessizleştiler.

      "Bu sürpriz oldu doğrusu," dedi Mr. Weasley, şaşkın gülümsemesiyle. "Biz yemeye başlayalım hadi, afiyet olsun."

      "Evet, evet," dedi Mrs. Weasley. Sonra hemen George'a döndü. "Bu konuda şaka yapıp Harry'yi gücendirme sakın," diye uyardı.

      "Tabii," derken pek inandırıcı değildi George. Daha şimdiden kafasında tonla şaka dönmeye başlamıştı ve önce hangisini kullanacağına karar vermeye çalışıyordu.

      Draco kapıda stresli bir şekilde beklerken hiçbir şey düşünmemeye çalışıyordu. Kafasında hiçbir şey kurmamalıydı. Her şeyi akışına bırakmalı, annesinin önceki gece söylediği gibi düşüncelerinin kendi yollarını bulmalarına izin vermeliydi. Aklından sadece bunları geçirmeye çalışırken kapı açıldığında başını kaldırdı ve bakışlarıyla Harry'yi buldu. O anda anlam veremediği bir hissin, bağ koptuktan sonra içinde kalan kocaman boşluğun etrafını sardığını hissetti. Normal insanların huzur dediği, Draco'nun ise kendi karmaşasından dolayı tanımakta zorlandığı bir histi. Gülümsedi.

      "Şey, selam?" Harry ne diyeceğini bilemediği için bir süre sessiz kalsa da Draco da hiçbir şey söylemediğinden selamlaması gerektiğine karar vermişti.

      "Annem seni gördüğümde aklımdan geçenlerin gerçek hislerimi ifade edeceğini söylemişti," dedi Draco sakince. "Şimdi anlıyorum sanırım."

      "Neden?" diye sordu şaşkınca. Annesine aralarındaki ilişkiden bahsetmiş olmasına odaklanmamaya çalıştı. "Ne geçiyor ki aklından?"

Nightmare | DrarryDonde viven las historias. Descúbrelo ahora