thank u, next

820 75 288
                                    

İKİ GÜN ÖNCE

"Steve? Sana kahve yaptım." Steve baygın bakışlarını ona çevirdiğinde kumral adam sinirle iç çekti.

"Bırak şu adamı artık, hala ne olduğunu anlamadın. Bir de yetmez gibi evlenecektin." Kupayı bıraktıktan sonra sarışının yanına oturdu, teselli etmek için uzanan eli onun omzuna erişti, "Onun bu kadar kalbini kırmasına izin verme."

Steve dalga geçer gibi ses çıkardı, "Saçmalık! Tony mi benim kalbimi kıracak? Tony! O kim? Sadece parası olan egoist biri."

Bucky yavaşça kafasını salladı, "Evet. Ama banyodayken arada ağlamaklı sesler duyuyorum, öyle ki su bile kapatmaya yetmiyor. Nereden geliyor ki o?"

Steve omuz silkti, yaptığını kabullenemeyen bir çocuk gibi.

Bucky ağzına bir şeker attı, "Bence yeni aşklar denemelisin. Tony sıktı artık, yeri de öyle kapanmayacak gibi değil."

"Istemiyorum," Steve yanağını dişledikten sonra ekledi, "Biraz kendimle başbaşa kalmak istiyorum. Bilirsin, ilişki olmadan. Sadece ben ve doğa."

Bucky moral vermek istercesine konuştu, "İrlanda'ya gitmek sana çok iyi gelecektir, hem kafanı toplarsın belli de olmaz karşısına biri çıkar-"

Fakat Steve yüzünü arkadaşına çevirdi, "Susarsan sevineceğim Bucky."

Bucky dudağını ısırdı, "Bak düz açıdan bakıyorum ve tamamen tarafsız gibi düşünüyorum. Sen Tony ile sevgili değilken biz bir iki defa beraber olmuştuk ama aşk içermiyordu ve ikimizin de sevgilisi yoktu, sadece ihtiyaç gideriyorduk."

"Peki ya Tony'nin yaptığı şey ne? Kafayı başkasıyla buluyor, mankenlerin bacaklarını izliyor, kırk küsur yaşında ve reşit olmak üzere olan oğluna karşın adam hala partilerde nefes alıyor. Sen de diyorsun ki Tony benim için doğru kişi."

"Kişiydi," dedi sarışın iç çekerek. Ama Bucky durulmuyordu, "O sadece zevk için yaşamayı seven biri Steve! Sense her gün aşk içerikli reality show izliyorsun!"

Steve sinirle kestirip attı, "Neden bu kadar kabasın ki?" Ardından da kaşları çatık bir şekilde kahvesini yudumladı.

Bucky ise kendini yavaşlattı, "Sadece dostumu koruyorum."

"Tamam- evet kabul ediyorum," Steve sinirle ofladıktan sonra mavilerini arkadaşına çekti, "Tony ile ben farklıyız. Ama birbirimizi seviyorduk ve değer veriyorduk. Bilmiyorum belki de Avengers'dan ayrılmamalıydım, bunu duyduğunda yıkılacak."

"Hak ediyordu!" Bucky yükseldiğinde Steve dudaklarını küçülttü.

"Neden hala onu düşünüyorsun? Yeter artık Steve, kendi hayatına bak! O adam bunu hak etmiyor, kendine zarar."

Steve sustuğunda Bucky arkadaşına bakmaya devam ediyordu, "Ne olursa olsun, sen benim en çok umursadığım insanlardan birisin. Ve o seni üzerse ben de onu üzerim."

"Bu ona yetecek," Steve mırıldandıktan sonra arkadaşının elini tuttu, "Beni önemsediğini biliyorum, Buck. Teşekkür ederim."

Steve onun yanağına kısa bir öpücük bıraktıktan sonra başını arkadaşının omzuna koydu, en azından onu umursayan insan yok değildi.

𝘮𝘪𝘴𝘤𝘩𝘪𝘦𝘷𝘰𝘶𝘴 ∝ 𝘪𝘳𝘰𝘯𝘥𝘢𝘥Where stories live. Discover now