Sen Benim Kaderimsin Giriş

380K 5.3K 500
                                    


Merhaba Canlarım,

Mayıs'da Müptela Yayınlarından yeniden çıkacak olan Sen Benim Kaderimsin adlı hikayemiz daha  önce 2015 yılında Olimpos Yayınlarından çıkmıştı.

4 kitaplık Sen Benim serisinin ilk kitabıydı. Yayınevi ile yollarımız ayrıldığı için serinin diğer kitapları kalmıştı.

Şimdi MÜPTELA YAYINLARI ile birlikte  4 kitaplık serinin ilk iki kitabı  sizleri çok beklettiğimiz için Mayıs ayında çıkacaktır.  

Sen Benim Kaderimsin

Sen Benim Nefesimsin

Her iki hikayenin de bir  kaç bölümünü buradan yayınlayacağım.

Uzun bir aradan sonra sizlerle tekrar birlikte olmak çok güzel. Her şey gönlünüzce olsun.

Sevgiyle Kalın...


On İki Yıl Önce...

Beyaz boyalı, danteli andıran işlemeleri ile ahşap kaplı deniz kenarındaki yalı, yıllardır olduğu gibi öğleden sonraki güneşin altında pırıl pırıl parlıyordu. Her ne kadar eski gibi dursa da belli zamanlarda yapılan tadilatlar sayesinde eski formunu koruyordu.

Denize nazır terasta rahat koltuklarda oturan iki kadın, köpüklü Türk kahveleri eşliğinde keyifli bir konuşma yapıyorlardı. Yıllara dayanan dostlukları bu güne kadar sorunsuz gelmişti. Genç birer kızken de her zaman araları iyi olmuş ve evlendiklerinde bile bu ilişkiyi koparmamayı bilmişlerdi. Kendi arkadaşlıklarını kocalarının da arkadaş olmalarını sağlayarak pekiştirmişlerdi. Araya uzun ayrılıklar girse de karşılaştıkları anda dostlukları kaldıkları yerden devam etmişti.

Onların konuşmalarını, süslü elbisesi içinde koşarak gelen küçük bir kızın çığlığı kesti.

"Anneee!"

Şermin Hanım sesin geldiği yere döndüğünde, tepesinde bağlanmış dalgalı saçları dağılmış, beyaz elbisesinin her yeri çamurla kaplanmış koşan küçük canavarını gördü. İki erkekten sonra dünyaya gelen kızına her ne kadar güzel elbiseler giydirmek için çalışsa da bunda ne kadar başarısız olduğunu görüyordu. Zeynep belki de erkek çocukları ile büyüdüğünden ona bir kız gibi davranmayı öğretememişti.

Gülerek karşısındaki kadına baktı. "Yine şikayete geliyor."

"Ama çok tatlı bir kız," diyerek kahkaha attı Çiğdem Hanım.

Küçük kız nefes nefese yanlarına geldiğinde daha birkaç saat önce giydiği elbisenin her yerinde çamurlar vardı. Bu kuru havada bile Zeynep çamurlanmayı başarabiliyordu. Dört çocuğunun içinde belki de en yaramazı kızıydı. Hatta belki bile fazlaydı. Kesinlikle Zeynep en çekilmeziydi. Çocuklarının içinde en sakin olan Sinan'ı bile zaman zaman delirtmeyi başaran tek çocuğuydu.

"Ne oldu Zeynep?" diye sordu Şermin Hanım elindeki fincanı sehpanın üstüne bırakarak.

Küçük kız, gözlerinden akan yaşlara aldırmadan, önüne gelen koyu dalgalı saçlarını eliyle kulağının arkasına götürdü ve elindeki çamuru yanağına doğru sürdü. İç çekerek annesinin yanına geldi.

"Selçuk saçımı çekti. Artık bu saçları istemiyorum," diye bağırdığında her iki kadında gülümsedi. Üstelik burnunu çeke çeke "Bir de bana 'Kız gibi koşuyorsun diyor."

"Tatlım, sen zaten kızsın," dedi Şermin Hanım ağlayan kızını kendine doğru çekerek.

"Ama... Ama ben de onlarla gitmek istiyorum. Üstelik beni çamura itti."

SEN BENİM KADERİMSİN *Raflarda*Where stories live. Discover now