Yazan: Merve Sönmez

1K 46 10
                                    

"Merhaba..."  sanırım söyleyecek daha mantıklı bir kelimem yok. Şuan tam olarak ne yaptığımı da bilmiyorum aslında. Bir mektup, bir günlük, bir yazı... belki de hiç biri sadece o kadar dolu ki yüreğim artık susmak istemiyor. Sadece seni istiyor.

             Ne kadar zor olduğu hakkında fikrin olduğunu sanmıyorum. Öyle uzaktan sevmek... Ciddi söylüyorum, lütfen birkaç basit kelime olarak görme bunları. Biliyorum yaşamadan tam olarak anlaman mümkün değil, bende bilmiyordum bu kadar zor olduğunu. Bilseydim olabildiğince uzağa kaçardım zaten. Birini sevmeyi geçtim birini platonik olarak bu kadar seveceğim aklıma bile gelmezdi.

            Lütfen sözlerim bitene kadar dinle beni, en azından bunu borçlusun bana değil mi? Senin haberin olmadan döktüğüm onca gözyaşından sonra, senin yüzünden çektiğim onca acından sonra?

            Arkadaşlarım büyük bir salak olduğumu düşündüğü için artık onlara seni sevdiğimden, seni deli gibi sevdiğimden bahsetmiyorum. Kendi içimde yaşamaya karar verdim. Çünkü birlikle olmamızın imkansız olduğunu söylüyorlar ve bu hiç hoşuma gitmiyor. Bunun bende farkındayım ama şu platonikliğin kötü yanlarından biride hayaller... Sanki senden önce çok azlarmış gibi... O kadar çok hayal var ki... Ve işin kötü tarafı kendimi çoğu zaman bunlara inandırıyor olmam. Gerçekten de Pandora'nın kutusundaki en kötü şey "umut" olmalı. Çünkü tüm bu hayallere büyük bir umutla inanıyorum ve sen istisnayla her birine kocaman büyük darbeler indirerek yok ediyorsun. Dokunma onlara lütfen, izin ver bari orada mutlu olayım.

            "Ben ne yapıyorum ki!?" diyemezsin. O kadar çok şey yapıyorsun ki farkında bile değilsin. Tabii çoğu güzel şeyler ama hayallerimi parçalaman değil. Gülümsemen mesela, o kadar güzel ki ve bunun farkında bile değilsin. Çoğu zaman nefes almamın tek sebebi oluyorlar. Hayallerimi parçalamana gelecek olursak; Mesela geçen gün o kadar mutlu bir şekilde uyandım ki... Çünkü rüyamda seni görmüştüm. Bana sarılıyor, beni öpüyordun. O kadar gerçekti ki o an da takılı kalmak istedim. Gerçek olmadığını içten içe bildiğim halde. Ve uyandığımda yaptığım ilk şey senin profilini açmak oldu. Kafamda "Uyandı mı acaba, ne yapıyor olabilir, bir ihtimal aklına geliyor olabilir miyim?.." düşünceleri dolanırken o fotoğrafını gördüm. Evet, geçen gün sevgilinle attığın fotoğraftan bahsediyorum. Yatakta beraber uyuduğunuz fotoğraf hani... O kızdan nefret ediyorum. Yanlış anlama tanıdığım için değil ya da kişisel bir sebebi olduğu için değil hayallerimi çaldığı için.

Eminim onun için alışıldık bir şeydir seninle uyumak ve yine eminim ki bunun kıymetini bilmiyor. Hangimiz elimizdeki şeylerin kıymetini biliyoruz ki? Bana diyorlar ki " Şimdi sana imkansız geldiği için seviyorsun onu. Eğer beraber olursanız bütün büyüsü bozulur". Bilmiyorlar işte. Öyle olmadığını bilmiyorlar.

Peki ya gerçekten öyleyse? Ben kendimi kandırıyorsam ne olacak? Sen gerçekten de benim hayal ettiğim kadar mükemmel biri değilsen? Sadece seni öyle görmek istediğim için öyleysen ve bir gün gelir bir ihtimal beraber olursak o zaman ne olacak? Kusurlarını görüp bende mi uzaklaşacağım senden? Bende mi o "kıymet bilmezler" arasına gireceğim yoksa? Belki de o zaman gerçekten tüm büyü bozulacak ve Sindirella külkedisine dönüşecek.

Ve işte bunun olmasından korktuğum için ben böyle mutluyum. Öylece seni uzaktan izleyip acı çekmekten. Olmayacağını bildiğim hayaller kurmaktan. Çünkü böylesi çok daha güzel... Evet, acı çekiyorum ama güzel şeyler hep acı vermez mi?

Sesini duyduğumda çoğu zaman ağlayacak gibi oluyorum. Sindire sindire dinliyorum seni. Titreşimleri ruhuma kazırcasına... Fotoğraflarına bakarken hissettiğim duyguyu tanımlayacak bir kelime bile yok inanabiliyor musun? Mutlu mu? Biraz evet ama bu değil. Acı mı biraz evet ama hayır. Umut, sevinç, özlem, sevgi... hepsinden biraz evet ama hiçbiri değil o kadar güzel ve o kadar dayanılmaz ki. Anlamanı beklemiyorum merak etme. Anlatmaya da çalışmıyorum sadece... bilmiyorum susmak istemiyorum artık. Seni "platonik" sevdiğimi bilmeni istiyorum.

Öyle bazen hayal ediyorum; ellerini tuttuğumu mesela. Hayal ederken bile içimden bir şeyler akıp gidiyor. Hoş, ılık bir şey pamuk şekerinin yağmurumsu hali gibi mesela? Gözlerimi kapatıp, suratına dokunduğumu hayal ediyorum. Neden bilmiyorum ama birkaç damla gözyaşı düşüyor gözlerimden. Acı çekmiyorum hayır, ama ne olduğunu da tam olarak bilmiyorum. Mesela bir gece beraber uyuduğumuzu... Adrenalin gibi bir duygu sarıyor vücudumu ama hayır bu da tam olarak o değil. Hepsinde ortak bir nokta var; aptal yarım gülümseme.

Tüm bunlardan habersiz hayatına devam etmen ne kadar tuhaf değil mi? Bir yerlerde senin için atan kocaman bir yürek var. Seni çok seven ve senin için her şeyi yapmaya hazır... Ve sen bunu bilmiyorsun. İronik.

En zorunu bilmiyorsun; gerçekten sana ihtiyacım olan zamanlarda yanımda olmaman. Bazen hayat o kadar dayanılmaz oluyor ki sarılacak, elinden tutup güç olacak birine ihtiyaç duyuyorsun. Pes etmeye yaklaştığım zamanların çoğunda senin eksikliğini fazlasıyla hissediyorum. Hayat yorup acı çektirdikçe seni arıyorum. İnatla. Pes etmeden seni bekliyorum. Hem de gelmeyeceğini bildiğim halde. O gibi zamanlar da yanımda olman için, sana sarılıp saatlerce ağlamak için dua ediyorum. Ve yine yoksun. Şuanda sana çok ihtiyacım var. Bir kere sarılıp "geçti, herşey yoluna girecek" desen gerçekten de geçecek...

Sıkmadım değil mi seni? Merak etme, bende bütün bunları sana gönderecek kadar cesaret yok zaten. Yine de söyleyeyim de içimde kalmasın; SENİ (platonik) SEVİYORUM.


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 03, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SENİ (platonik) SEVİYORUMWhere stories live. Discover now