ÜSAME|1

27K 1.6K 175
                                    

Tekrar hoşgeldiniz.

Keyifli okumalar 🌸

▪️

İçten bir dua ile dilenen her şeyin, güç bela oluyorduk sahibi. Türlü acılar çeke çeke, gözpınarlarımız kuruyana kadar gözyaşı döke döke ulaşıyorduk eşsiz güzelliklere.

Ben de öyle ulaştım.

Soner'in o güzel kalbinde yer edinmek zor olmamıştı belki ama orada kalıcı olmak için yaşadıklarım(ız)ı anlatmanın tarifi yoktu.

Hayalini kurduğumuz evimizde, hayalini kurduğumuz gibi yaşıyorduk. Gecenin bir yarısı bizi kızımızın sesi uyandırıyordu.

"Oy kuzum benim."

Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp omzumun üstünden arkama baktım. Soner, kucağında Beyza ile salonda tur atıyordu.

"Evet anne, her şey yolunda."

"Burnumda tütüyorsunuz. Bir dahaki hafta inşallah oradayım."

"Bekliyoruz."

"Soner'e selam söyle. Görüşürüz kızım."

"Görüşürüz anne."

Telefonu kapattıktan sonra hazırladığım mamayı alıp salona geçtim. "Uyumadı değil mi?"

"Uyumadı. Hazırladın mı?"

"Evet."

Beyza Ecrin beşinci ayını doldurmuştu. Üç ay boyunca anne sütü ile besleyebilmiştim ama azalan sütüm beni yarı yolda bırakınca mamaya biraz erken başlamak zorunda kalmıştım.

"Sen içir istersen."

"Olur." Koltuğa oturduğunda Ecrin ağlamaya başladı. Soner ile birbirimize bakıp güldük.

"Acaba niye ağlıyor?"

Soner yalandan kaşlarını çatıp elimden biberonu aldı. "Niye olacak. Annesi gibi kucağa alışmış. Anladık küçücük bir şeysiniz de beni kim alsın?"

"Sen alıştırdın kucağa."

"Bebek o daha. Şimdi alışmayacak da ne zaman alışacak?"

Bir şey demedim. Büyük bir dikkatle mamasını içirirken onu izledim. Ecrin'in ayda bir kilo alması gerekirken beş ayda dört buçuk kilo anca olmuştu. Şükürler olsun ki sağlığı iyiydi.

"Oh, maşallah kızıma."

Biberonu elinden alıp yanındaki boşluğa çöktüm. Ayağa kalkıp gazını çıkarmaya başladı. Yüzüme bir gülümseme oturdu. Aylardır onunla öyle güzel ilgileniyordu ki, bazen yetersiz kaldığımı düşünüyordum.

Ecrin babasının yüzüne hapşırdığında sırıttım. Soner de yüzünü buruşturup gülümsedi. "Elhamdülillah kızım."

"Parka gidelim mi? Kızımız da hava alır biraz."

"Olur Çilli, çıkalım."

"Zaten uyur bir saate kalmadan."

"Benim kızım uykucu mu olmuş?" dedi çocuksu ve sevecen bir sesle. Kalkıp odaya gittim ve üzerime ince bir hırka aldım. Ecrin'in her zaman hazır tuttuğum çantasıyla battaniyesini alıp odadan çıktım.

"Çıkardı mı gazını?"

"Çıkardı. Elimi taradı." dediğinde güldüm.

"Battaniyesine sarsana."

Çantayı Soner'in alması için koltuğun üzerine bıraktım. Bana uykulu bakışlarla bakan kızımı alıp arabasına koydum.

"Barlas aradı beni bugün." dedim o evin kapısını kilitlerken. "Konu benden açıldı ama kız arkadaşını sordum. Bu defa kaçamadı."

Yüzüne bir sırıtış oturdu. "Bugün bana da anlattı biraz. Evlenmeyi düşünüyorlarmış."

"Bu ay evlensinler o zaman. Bizim yıldönümümüz var zaten."

"O kadar aceleye gelmez. Hem ben niye evlendiğim günü Barlas ile paylaşıyorum? Başka gün bulsun."

Sırıtıp başımı kısa bir an omzuna koydum. Sanırım Beyza çoktan uyumuştu.

"Oturalım mı?"

Başımı salladım. Hava kararmıştı. Karşı kaldırımdaki parka gidip oturduk. Soner Ecrin'i bize döndürüp kolunu sırtıma doladı.

"Ah Çilli..."

"Ne oldu?"

"Ne mi oldu? Baksana şuna." Kızımıza baktım. Burnunun üzerinde belirginleşmeye başlayan üç beş tane çil vardı. "Sana demiştim. Tıpkı sana benziyor."

"Ayakları uzun ama."

"Umarım bu yüzden bana kızmazsın prensesim." dediğinde güldüm.

"Umarım çillerini sever."

Başını bana çevirdiğinde mavilerine aşkla baktım. "Merak etme karıcım. Kızımıza da çillerini sevdireceğim."

Sana sevdirdiğim gibi.

🌙

Selam. 🙏🏻

Sizleri ve ÜsRa ya olan sevginizi özledim. İlk özel bölümümüz geldi. Kaç bölüm yazarım bilmiyorum. Umarım sevmişsindir.

Görüşmek üzere. 💙

ÜSAME|ÖzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin