Bölüm On Dört: İlk Öpücüğün Büyüsü

Start from the beginning
                                    

Alper omuzlarını silkti. ''Seninle konuşana kadar gayet iyiydi.''

Gökçe ''Özür dilerim,'' dedi ama dudaklarındaki gülümsemeye engel olamıyordu.

''Dileme,'' dedi Alper. ''Kendi hedeflerime göre gayet iyi geçti.''

Ardından birlikte yürümeye başladılar. Alper bu durumu hiç garipsemiyor gibiydi ama Gökçe oldukça gergindi.

Birlikte eve girerlerken Alper'in karşı dairesinde oturan kadın da evden çıkıyordu. Anlamlı bakışlarını Gökçe ve Alper'e dikti. Alper kadına kafasıyla selam verdikten sonra geçip gitti. Tekrar bakma gereği bile duymadı ama Gökçe, kadının pis bakışlarını üzerinde hissediyordu.

Eve girer girmez zihnindeki düşünceleri rafa kaldırdı ve sınavının nasıl geçtiğini sormak için Yankı'yı aradı. Onun Alper'de kaldığından kimsenin haberi yoktu. Hatta Gökçe, arkadaşlarına olanları anlatmamıştı bile.

Bu durumdan haberdar olan tek kişi Alper'di. O da yaşananları bilmiyor ama yine de Gökçe'nin sırrını saklıyordu.

Gökçe, arkadaşlarını aradıktan sonra salona geçti. Birlikte televizyonun karşısına geçip kanalları boş boş gezdiler.

''Gökçe,'' dedi Alper aniden. ''Sonuçlar istediğin gibi gelirse ne yapacaksın?''

Gökçe bir an çocuğa baktı ve düşünmeden, ''Bu şehri terk edeceğim,'' dedi.

''Neden?''

''Çünkü hep bunun için çabaladım.''

''Evden uzaklaşmak için,'' dedi Alper. Gökçe başını aşağı yukarı salladı. ''Fakat şimdi zaten evden uzaktasın. Başka bir şehre gitmen gerekli mi?''

''Sonsuza dek burada kalamam ki,'' dedi Gökçe.

''Neden?'' Alper'in beklenmedik cevabı Gökçe'yi o kadar şaşırttı ki, genç kız gözlerini kocaman araladı.

''Alper,'' dedi Gökçe. Ses tonu sanki bu sorunun yanıtını bildiğini söylüyordu.

''Tamam,'' dedi Alper. ''Burada kalmak zorunda değilsin. Bir yurda yerleşebilirsin.''

Gökçe derin bir nefes aldı. ''Burayla bir alakam kalsın istemiyorum,'' dedi.

''Ama burada çok kaliteli okullar var, bunu kabul et. Puanın yetiyorsa neden o okullara gitmeyesin ki?''

Gökçe omuzlarını silkti. ''Burada karşılaşmak istemediğim insanlar var,'' diye mırıldandı.

Alper bir şey demedi. Bir süre genç kızı izledi. ''Peki görmek isteyeceğin kimse yok mu?''

Gökçe bu soruya cevap vermek istemiyor gibi derin bir nefes aldı ama ''Var elbette,'' diye yanıtladı.

Alper, Gökçe'nin bakışlarıyla içinin ısındığını hissetti ve gülümsedi. ''O zaman kal,'' dedi.

Gökçe'nin kafasının karıştığı çok belliydi. Alper'in gözlerinin içine baktı ve dayanamayıp kafasını çevirdi.

İnsanın istemediği bir şeye zorunda bırakılması ne acıydı!

Gökçe'nin bu konudan gittikçe rahatsız olduğunu anlayan Alper, ''Akşama tavuk yapalım mı?'' dedi konuyu dağıtmak için.

ÖLÜLER KONUŞAMAZWhere stories live. Discover now