Gözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki;beni mahkum eden adama sarılıp,dertlerimi anlatıp,omzunda ağlamak istiyordum.
Çarpışmaya gelene kadar bırakmamanızı rica ediyorum.
Ondan sonra zaten bırakmazsınız.
Belki de çocukluğum ve Melis'ten sonra ilk defa beni böyle ağlarken perişan halde görmüştü.
"Oğlum kolun kanıyor."dedi dehşete düşmüş bir halde.
Hiçbir şey demeden koltuğa oturdum.
Annem hemen kolumu sardı.
"Bu evin hali ne?Bana bir şey söyle Ezel,ne oldu?"
Cevap vermedim. Veremedim.
"Öyküyle bir şey mi oldu?"
Ayağa kalktım bir anda,ona sarılıp ağlamaya başladım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Annem de ağlamaya başladı. "Anne canım çok yanıyor."
"Oğlum anlat bana,bir yolunu bulalım."diyordu annem titreyen sesiyle.
Oturup ona her şeyi ağlaya ağlaya anlattım.
"Ben de Öykü'nün yerinde olsam inanırdım.Gözünün gördüğünü nasıl inkar etsin? Onun yaşadığı da kolay değil ama inanıyorum her şey düzelecek oğlum,biraz ona zaman ver."
"Anne ne kadar zaman?Ben her geçen gün daha çok ölüyorum."
"Lütfen böyle söyleme oğlum,beni öldürüyorsun."derken annemin gözünden yaşlar süzülmeye başladı.
Ben,o orospu çocuğu yüzünden annemi bile perişan etmiştim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
İki hafta geçmişti ve Öykü hala yoktu.
Ben de okula gitmiyordum.Türkiye'deki evlerinin önüne adamlar dikmiştim,oraya da gitmiyordu.