28.BÖLÜM

2.3K 152 19
                                    

"Allah belanı versin Yiğit. Bırak beni yaa!" dedim plajda koştururken. Şimdi olay şu arkadaşlar. Ben Yiğit uyurken denizden aldığım suyu bunun başından aşağı döktüm. Eee, haliyle uyandığı gibi beni kovalamaya başladı.

Bizimkiler dönmüşlerdi ama biz hâlâ tatil yapıyorduk.

Yaklaşık yarım saattir koşuyordum. Olduğum yerde duraksadım ve arkama baktım. Bana biraz daha yaklaşmıştı. Çığlık attım ve tekrar koşmaya başladım.

"Deniz dur! Bir şey yapmayacağım." dedi. Durdum ve arkamı döndüm. Yanıma geldi ve biraz soluklandı.

"Denize falan atmayacaksın?" Emin olmak ister gibi sordum. Yok yani, bana kesin bir sey yapması gerekiyor.

"Atmayacağım." dedi ve gülümsedi. Şaşkınca ona baktım ve elimi çenesine koyup yüzüme yaklaştırdım.
"İyi misin sen? Suyu kafana döktüm ama beynine etki etmiş herharde. Senin şu an bana canice şeyler yapman lazım." Kahkaha attı ve bana sıkıca sarıldı.

"Ben bir şey yapmayacağım güzelim, yaptıracağım." Ona baktım ve çekildim.

"Ne yapacağım?" dedim. Zor bir şey değilse yapabilirdim.

"Şimdi söylemeyeceğim. Kabul ediyor musun?" dedi. Çok pis sırıtıyordu ve canımı çıkartacak bir şey isteyecekti. Canımı yolda bulmadım ben!

"Kabul etmiyorum." dedim ve arkamı döndüm. "Peki, ben de yengemi arar, kızın benimle sevgili derim." Olduğum yerde döndüm ve ona baktım.

"Yapamazsın!"

"İzle ve gör." dedi. Sonra cebinden telefonu çıkardı ve birini arayıp kulağına tuttu.

"Alo? Yenge nasılsın?" dedi. Söyleyemezdi. Kendini de yakacaktı. Kollarımı önümde birleştirdim ve sırıtarak ona baktım.

"Ben de iyiyim. Sana önemli bir şey söyleyeceğim." dedi ve bana baktı. Kollarımı çözdüm ve yanına doğru yürüdüm. Cidden söyleyecekti!

"Sakın!" dedim kısık sesimle. Telefonu kulağından çekti ve, "Çok geç güzelim." dedi. Sonra telefonu tekrar kulağına koydu.

"Sana bunu Deniz söyleyecekti ama kızarsın diye korktu. Yengeciğim biz Deniz..." Bana baktı ve gülümseyip devam etti. "Biz Deniz ile buradan sonra Konya'ya gitmek istiyoruz."

"Anne yalan söy... Ne!" dedim. Konya mı dedi o? Yiğit biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattı ve yanıma geldi.

"Çok kötüsün!" dedim ve koluna vurdum.

"Biliyorum, ama eğer dedikleri mi yapmazsan arar söylerim." dedi. Aslında söylemesi umrumda bile değildi. Ama anneme her şeyimi anlatıyordum ve bunu söylemediğimi duyarsa bana kırılırdı. Sonra babamın tepkisi beni biraz korkutuyordu. Tamam ya, söylemesi umrumdaydı!

Hızlıca yazlığa gelmiştik ve yola çıkmıştık. Aklımda olan şeyi yaptırmazsa benim için bir sıkıntı yoktu.

*****

"Allah senin ne zaman belanı verecek?" dedim ve arkama baktım. Bana ahırı temizletmek istiyordu. Sırıttı ve üzerime doğru yürüdü.

"Ararım!"

Ofladım ve ahıra girdim. Girdiğim an nefessiz kalmıştım. Çok havasızdı. Hemen koşarak dışarı çıktım. "Yiğit koyunlara bakayım. Nefes alamıyorum ben burada." dedim.

Başını salladı. Gülümsedim ve koyunların arasına girdim. Ben ne yapacağım şimdi?

Biri arkamdan beni çekiştirince sinirle söylendim. "Yiğit bırak!"

"Ben bir şey yapmıyorum." Sen yapmıyorsan kim yapıyor? Arkamı döndüğümde bana bakan koyunu gördüm. "Koyun musun nesin, git yanımdan." dedim. Bana baktı ve me'ledi.

Allah'ım şu başımda duran malın kafasına yıldırım düşsün, bir şey olsun. "Deniz! Oyalan..." dedi ve öksürmeye başladı. Ben kahakaha atarak ona bakıyordum.

"Dualarım kabul oldu. Uğraşma benimle çocuk!"

Öksürmesi geçince bana baktı. "Ne diye dua ettin."

"Sanane."

Beni koyunların arasından çıkarmıştı ama bu sefer tarlaya götürmüştü. En azından yorucu bir şey yapmıyordum. Motorun tepesine oturmuş boş boş ilerliyorum

Yiğit'e baktığımda motorun oturma yerinde ayağa kalktı. Ben de tam o sırada bilerek gaza bastım. Tabi ki kendini yere atmıştı.

Kahkaha attım ve motorun el frenini çekip yanına gittim. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Sen bana bir şey yapamazsın." Sinirle onu ittirdim ve ayağa kalktım.

"Nasıl sen bana bir şey yapmazsın? Bugün gün boyu benim canımı çıkardın yine de bir şey demedim sana! Git annemi ara, istersen babamı bile ara. Umrumda değil! Ben senin neyinim? Kuzenin mi? Sevgilin mi? Ya da bugün köle gibi çalıştırdığın bir hizmetçin mi?"

Arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Sonra tekrar bağırdım.

"Bu hayatta her istediğine sahip olamazsın, Yiğit Sosyal!" dedim ve boş tarlada yürümeye başladım.

"Biliyorum..." dedi. Dolan gözlerime inat ağlamadım ve yürümeye devam ettim. Ama bana öyle bir şey demişti ki, arkamı dönüp ağlamaya başladım.

"Ama sen benim her istediğim değil tek istediğimsin, Deniz Sosyal!"

Bölüm baya kısa oldu biliyorum ama yazarken uyuya kalmış olabilirim. Uyku da çok tatlı geldiği için biraz zorlandım diyebilirim.

Bölüm nasıldı? Beğendiniz mi?


Sizeleri çok seviyorum.💚

İnstagram; kuzen_wattpad

KUZENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin