on,

5K 634 242
                                    

Okuduğum kitabın arasına bir telefon konulunca kafamı kaldırmadan telefonu çektim ve kitabı okumaya devam ettim.

Telefonu alıp bu sefer avcuma koyunca oflayıp başımı geri attım ve ona bakmaya başladım. "Ne var?" dedim uzatarak.

Gözlerini devirdi ve güldü. "Okursan ne olduğunu anlayacaksın minik." Avcumu açtım ve telefonun ekranını kaydırıp ekranda açık mesajları okumaya başladım. Okumayı bitirince umursamazca telefonu koltuğa fırlattım ve yatmaktan ağrıyan bacaklarımı hareket ettirmek adına ayağa kalktım. Buruk bir gülümseme yerleştirdim yüzüme ve kitabı kitaplığa yerleştirirken Eren'e bir saniyeliğine bakıp konuşmaya başladım.

"Bunca zaman kim olduğumu bilmeden yaşamış. Şimdi bilse hiçbir etkisi olmayacak," Parmaklarımla havada tırnak işareti yapıp devam ettim. "Umursanmayacağım, her zamanki gibi. Alıştım artık."

Yüzünü sıvazladı ve kollarımı tuttu acıtmayacak şekilde. "Alışma, Şira. Unut."  Parmağını kalbime doğrulttu ve devam etti. "Hepsi onun yüzünden oldu. Kalbin burada değil," Arkasını döndü ve çantamı gösterdi. "Orada atıyorsa onun suçu."

Gözümden bir yaş akıp yere düşerken o çoktan arkasını dönüp pencereden dışarı bakmaya başlamıştı. "O böyle olsun ister miydi sanıyorsun ha?" Boğazım acıyacak kadar bağırmıştım. Hıçkırığım içimde takılıp kaldı. "O, annesine sarılmaktan korkardı. Canı acımasın diye. Bu zararı onun bana verdiğini söyleyemezsin sen."

Bana gelmeye başlayacaktı ki elimi kaldırıp durdurdum onu. "Hepsi benim suçum. Aptal bir kalbe bile sahip çıkamadım." Sesim sonlara doğru kısıldı ve gözlerim acımaya başladı.

Çantamı omzuma takıp kapıya doğru yürümeye başladım. Ceketinin sesini duyduğumda, "Hayır gelme, Eren. Lütfen. Yalnızlığımı dinlemeye ihtiyacım var." Burnunu çekti ve arkasını döndü.

Ben de onun ardından kapıyı yavaşça kapattım, diğer hastaları uyandırmamak adına. Adımlarımı merdivene yöneltip kendimi bahçeye attım.

Telefonu yavaşça cebimden çıkardığımda hafif hafif yağmur çiliyordu. Onun mesaj sayfasına girdiğimde duraksadım. Acı, ilk defa içimde bu kadar belirgindi. Ne diyecektim? İsyan mı edecektim, hepsi benim suçumken?

acolorlesswoman: Ölüm, bu hayattaki tek gerçekken ona yaklaştıkça doğrular işgal ediyor benliğimi.

acolorlesswoman: Ben gerçekten hayatına bile uğrayamadan bu büyük adadan gitmiş olacağım.

acolorlesswoman: Bir mucize olmayacak.

acolorlesswoman: Okuduğum kitaplardaki gibi olmayacak hiçbir şey.

acolorlesswoman: Esas oğlan, esas kızı bir kütüphanede kitap okurken görüp vurulamayacak.

acolorlesswoman: Veya çarpışıp kitaplarını düşürmeyecekler.

acolorlesswoman: Kız ölecek, oğlan onu hiç tanımayacak.

renksiz bir kadın | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin