Koşarak o bilindik yere gitmeye başladı. Yağmur sanki onun ağlayacağını biliyormuşda onu yanlız bırakmamak için yağıyor gibiydi. Aynı onun gözyaşları gibi, öyle hızlı yağıyordu ki. O tanıdık yeri görününce biraz daha hızlandı. "Castle Byers" Will'in en sevdiği yerlerden biri olmuştu hep. Ne zaman üzülse buraya gelir ağlar, en sonunda annesi veya arkadaşları gelip onu güldürürlerdi. Will en çok Mike'ın gelmesini seviyordu. En yakın arkadaşıydı Mike onun. Mike Will'in hep yanında olmuştu, tabii bu yıl işler biraz olsun değişmişti. Mike jane ile çıkmaya başladı başlayalı onu unutmuş gibiydi. Will her zaman belki bi bildiği vardır diyerek üstüne gitmezdi. Hakkı yoktu. Mike onun gibi değildi, bir kız arkadaşı vardı. Bugün Mike'ın ona söyledikleri aklından çıkmıyordu. Mike böyle biri değil diye düşündü. Eğer işitmeseydi asla inanmazdı bunlara. Will'in aklında yankılandı kelimeler "kızlardan hoşlanmaman benim suçum değil." Oysaki Mike hep onun yanında olmamışmıydı? Cadılar bayramı gecesi söyledikleri yalan mıydı?
"Beraber deliririz" o günden sonra daha çok birlikte takılırlar sanmıştı. Ama öyle olmamış, Mike jane'in olmadığı günleri sayıyor asla gülmüyordu. Will'in gözüne cadılar bayramında çektirdikleri resim ilişti. Gözlerinden yaşlar dökülürken tüm siniriyle olan bütün resimleri yırtmaya başladı. Sonra kaleden çıktı ve kaleyi yıkmaya başladı bu seferde. Onu bir başkası görse deli olduğunu düşünürdü büyük ihtimalle. Ancak ona uzaktan bakan kişi annesiydi. Kimse Willi annesinden daha çok tanıyamaz herhalde. Tabii Mike dışında. Will arkasını döndü, tam gidecekken ona bakan annesini gördü. Annesine bakıp buruk bir gülümsemeyle yanına gitti. Annesi bir şey demeden onu kollarının arasına aldı. Kısa süren sarılmanın ardından beraber eve doğru yürümeye başladılar. Eve geldiğinde hiç zaman kaybetmeden odasına gitti, üstünü değiştirip yatağa uzandı. Biliyordu, hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı biliyordu. Ama görmezden geliyordu. Mike'ın eskisi gibi onun yanında olmayacağını bildiği halde yine de ona yakın olmaya devam ediyordu. Korkuyordu, arkadaşlarını kaybetmekten korkuyordu. Tâki bu güne kadar. Will hepsinden uzaklaşmak istedi ilk defa bugün. Çünkü arkadaş grubunda görünmez olmuştu. Buruk bir gülümsemeyle uykuya daldı. Sabah uyandığında ev her zamanki gibi sessiz sakindi. Will kalktı ve banyoya girmek için hamlede bulundu. Ancak kilitli olan kapı jonathan'ın çoktan banyoyu ele geçirdiğinin kanıtıydı. Kapıyı bir kaç kez çalıp ona "acele et seni ahmak. Her gün seni beklemek zorunda değilim." dediğinde içerde büyük bir kahkaha kopmuştu. Jonathan'ın gülmesine dayanamayıp oda birazda olsa gülmüştü. Will dün gece aldığı kararları hatırlarken yavaşça annesinin yanına gitti. Annesine bir günaydın öpücüğü vererek konuşmaya başladı.
"Buradan gitmek istiyorum." Bunları söylerken kafası eğikti. Yavaşça kafasını kaldırıp annesine baktı buğulu gozleriyle.

----------

kimse okumicak ama ben yaziyorum. Çünkü ilham geldi ehu ehu ehu

I'm Sorry||Byler (Will×Mike)Where stories live. Discover now