14.BÖLÜM

202 13 0
                                    


Multimedya mert

Silmek istediğimiz şeyler olur bazen, kalbimizi titreten duygular. Acı veren sonlar. Son bakışlar. Hafızamızdan silinmeyen o son bakışlar kalır. Nereye dönsek onlar vardır sadece. Tıpkı ıssız bir sokakta, karanlıkta tek başımıza kalmış gibi. Çevremizi dört dönüp sadece o kişiyi ararız ama herzamanki gibi yoktur. O dönüşü olmayan başka bir hayata yol almıştır. Ölüm gibi. İçinde ki bin bir yaralı olmuş kalple tek başınasınızdır. Kimse bilmez, kimse görmez senin günden güne eriyip yok olduğunu. Bu hayattan kaçmak yok olmak istersin. Tıpkı filmlerdeki gibi son anda gelip, seni çekip tüm acılarından kurtulmak istersin. Ama sonuçta elinde koca bir hiçle gene sen kalırsın. Aynalara bile bakmazsın. Kendinden kaçarsın çünkü. Her suçu kendinde ararsın benim gibi. Bazı hataların telafi si olmuyor maalesef. Yada çizgi romanlardaki gibi zaman hiçbirzaman geriye gitmiyor. Eğer gitseydi eminim mert şuan hayatta olurdu. Benden habersiz ama hayatta en azından. Nefes alırdı. Çok pişman olup kendime küfürler savursamda hiçbirşey değişmiyordu. Kendimle barışamıyordum bir türlü. Bir insan kendiyle bu kadar küsken nefes almayı da unutuyor. Yada belki kendini öyle cezalandırıyor. Herşeye rağmen yaşıyorum işte. Dik durmaya direnerek yaşıyorum. Alışmaya çalışıyorum olanlara. Yaklaşık 2 haftaya yakın bu ağaç evde kalıyordum. Artık hergün yediğim mantarlardan midem altüst okurken. Telsizdeki sinyalden beni bulmalarını ümit ediyordum. Telsizle uğraşlarım sonucu hala çalışmamıştı. Televizyonda aynı şekilde. 2 haftamı bol bol düşünürek geciktirmiştim.
Ailemi umutu çok özlemiştim. Neden bilemiyorum ama keremide özlemiştim. Onada ayıp etmiştim sanırım. Buradan kurtulduğumda ilk iş kerem'in evine gitmek olacak yanılmıyorsam eğer çamlıca yolu üzerindeydi.

Aşağıdan gelen tık tık sesleriyle irkildim. Kimdiki bu şimdi. Başımı pencereden hafifçe uzatıp göz ucuyla sesin nereden geldiğine baktım. Bir kuş kapının önünde gagasıyla tahtaya vuruyordu. Kuşu ürkütmek istemediğimden nazikçe kapıyı araladım. Kuşu bir çırpıda tutup içeriye aldım. Elimde hissettiğim sıvıyla kuşun yaraları olduğunu anlamam pek uzun sürmedi. Kuşun kanadından kemiğinin çıktığını görmemle içimdeki vicdan kendini belli ederken. Yüreğimde düğüm düğüm olmuş bir burukluk hissettim. Kuşun kanadını önce sabitleyip sonra sardım. İnşallah iyileşir. Başından nazikçe tatlı bir öpücük aldım. Evet kendime bir ev arkadaşı edinmiştim. Burada kuşumla pardon önce kuşuma bir isim bulmam lazım. Ne olsa olsa ...

Uzun uğraşlardan sonra odiye karar kıldım.
"Senin adın odi küçük tatlı şey"
Odi konuşmalarıma cikleyerek karşılık veriyordu. Sanırım oda beni sevdişti.
Ah küçük tatlı şey ne kadar sevimli olduğunu biliyormu acaba. Uykumun geldiğine kanaat getirip odimi yanıma alıp uykuya teslim oldum.

___________________________

"Burası olması lazım amirim"
"Girin içeri kim var. Bakın içeriye"
Seslerin rüya olduğunu düşünüp uyumaya devam ettim. Kapı aniden kırılınca aniden olduğum yerden sıçradım.
"Amirim burada bir kız var"
Amir olduğunu tahmin ettiğim adam
"Nerede? "
Amir kapısı alçak olan ağaç eve başını eğerek içeri girdi. Yaşı tahmini 40 45 arası olması gerekirdi. Saçları siyah tan beyaza dönmek ister gibiydi. Ciddi ifadesini bozmayarak
"Bize telsizden avons geçen kız sanırım sensin"
Doğruluğunu belirtmek amacıyla
"E evet benim. Burada kayboldum "
Telsizi göstererek
"Bundan şans eseri bağlandım size beni bulduğunuz için çok minnettarım. "
Ciddi ifadesini hafif bir gülümseme takınıp. Ağaç evden aşağı indi. Bende onları takip edip aşağı indim. Arabaya bindikten sonra evimin adresini bildirip etrafı seyrederek yoluma devam ettim. Yaklaşık tahmini 2 saat sonra eve ulaşmıştık. Polislere minnetleri sunup evimin kapısının önüne gelince tedirgin olsamda kapıyı çaldım.
"Aslııııııııı. Hoşgeldin ,sonunda geldin kardeşim benim"
Umut'un sarılışıyla kokusunu doya doya içime çektim çok özlemiştim bu adamı.
"Biraz daha sıkarsan öleceğim umut "
Umut afallayarak
"Pardon pardon. Tamam hadi gel içeri. "
Salona geçtiğimizde annemi ve babamı gördüm. Annem oldukça bitkin görünüyordu. Babam da öyle duruyordu. Ben biraz kafa dinleyeyim derken ailemi ne kadar da paramparça etmiştim öyle. Sesimi oldukça kısarak
"Ben çok özür dilerim "
Annem ve babam beni ortalarına almış sıkıca sarılıyorlardı. Babam ara ara saçlarımdan öpüyor. Derin derin nefes alarak kokumu içine çekiyordu.
Umut lafa atlayarak;
"Böyle üzgün durmayı kesin artık. Aslı burada öyle değilmi. Şimdi sadece gülümsemeye bakın ben inanıyorum herşey güzel olacak"
Abimin sözlerine zoraki bir gülümseme gönderdim.
"Anne ben biraz uyuyabilir miyim? "
Annem;
"Tabi tatlım geç odana"
Cevap vermeyip yavaş adımlarla odama ilerledim. Yatağıma uzanıp gözlerimi tavana diktim. Gözlerim pencereye bakmak için dirensede pencereye sırtımı dönerek uzandım. Şuan tüm düşünceleri terkederek uyumak istiyordum. Gözlerimi kapattım. Uyumayı denedim fakat uyuyamıyordum. Ne kadar dirensemde uyuyamadım bir türlü. Kapıya doğru ilerledim. Abimin odadına geldim kapıyı nazikçe çalıp abimin cevap vermesini beklemedim;
"Giiirr"
Kapıyı açıp içeri girdim. Abim telefonla uğraşıyordu.
"Senden birşey rica edebilirmiyim"
Abim
"Dinliyorum canım"
Biraz acındırarak kendimi
"Burada seninle uyuyabilirmiyim"
Abim düşünmeden
"Tamam. Eski günlerdeki gibi. Ama altına çiş yapıp bana suç atmak yok. Küçükken az annemin azarını işitmedim senin yüzünden "
Yanaklarım alev alırken
"Abi yaaaaa"
"Tamam tamam sustum"
Abimin başına yastığı fırlatarak. Büyük bir kahkaha fırlattım. Bu sefer yastık abimin eline geçince oda bana yastık fırlattı. Uykum olduğu için karşılık vermeyip
"Tamam şuan sadece uyumak istiyorum. Uyanınca ama kork benden "
Abim yatağa uzandı biranda beni yanına çekti. Abimin kolunun üzerine başımı koyup kaslarına sarıldım. Belki ilk defa bu kadar huzurlu uyuyacaktım. Seni seviyorum abim. Çok seviyorum ❤❤❤



Merhaba arkadaşlar bugün nasılsınız umarım iyisinizdir. Lütfen yorum ve beğeni yapmayı unutmayın. Seviliyorsunuz canlar
😍😍😍

Sebebi Sensin  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now