İlk ve Tek Bölüm 🌧

338 31 132
                                    

Keyifli okumalar...

Her insanın korktuğu şeyler olabilir.

Kimi haşerelerden, kimi sürüngenlerden...

Bunlar hayvan korkusu yada karanlık gibi korkularda olabilir...

Gökgürültüsünden de yada kandan da korkulabiliyor...

Peki sen nelerden korkarsın?

Daha doğrusu kim yağmurdan korkar?

***

Bedenim ürperirken uykumdan sıçrayarak uyanmıştım. Elim buz gibi olmuş, ayaklarım sanki soğuktan uyuşmuş gibi hissederken sıcak yataktan çıktım.

Ayaklarım her sabah olduğu gibi ilk olarak pencereye ilerledi, kalın güneşliği kenara çektim. Pencereyi açıp parmak uçlarımda yükselerek kafamı dışarı çıkardım. Kafamı yukarı kaldırıp parçalı bulutlu havaya iç çekerek baktım.

Geri ayaklarımın üstüne inerken derin bir of çekerek gardıroba ilerleyip içinden okul formamı çıkardım. Onları yatağa bırakıp odadan çıkarak ortak lavaboya girip elimi yüzümü yıkayıp tekrar odama girdim.

Henüz evde ses seda olmadığına göre kimse uyanmamış olmalıydı. Ama yarım saate kalmaz uyanmaya başlarlardı. Bende tabi onlar uyanana kadar hazırlanmış olurdum.

Pijamalarımdan kurtulup önce gömleğimi üzerime geçirip düğmeledim. Ardından külotlu çorabımı ve eteğimi giydim.

Koyu kahverengi saçlarım küt şeklinde olduğu için hemencecik tarayıp üst kısmından bir tutam saçımı alıp topuz yaparak, kahküllerimi de düzelettim. Ardından kapüşonlu hırkamı da giyerek tamamen hazır oldum.

Aynada baştan sona kendime baktıktan sonra yüzümü iyice aynaya yaklaştırıp yüzümü inceledim. Minyon tipli küçük bir yüzüm vardı. Buğday tenim, ela gözlerim, birde küçük burnum. Sivilcelerim şimdilik ortalıkta görünmüyor.

Bakışlarım yakın mesafeden ela gözlerimde durdu bir süre. Yeşil harelerle kahverengi harelerin mükemmel uyumunu izledim. Ardından suratımı buruşturup geri çekildim.

"Ela gözlerimden nefret ediyorum."

Mırıldanarak odadan çıkarken ikinci gideceğim yer mutfaktı. Çay suyu için ketıla su koyup hızla dolaptan kahvaltılıkları çıkardım. Mutfaktaki masaya yerleştirirken evin içinden ben haricindekilerden sesler gelmeye başlamıştı bile. Yeni uyanıyorlardı muhtemelen.

Hızlıca biten kahvaltı masasında sonra bir kaç tane de yumurta pişirip onu da yerleştirdim. Sonra ise mutfaktan çıkıp çıkışa ilerledim. Önce ayakkabılarımı giyip ardından asıda duran okul çantamı alarak dışarı çıktım. Kapıyı kapatırken kafamı içeri uzatıp seslendim.

"Ben okula gidiyorum!"

Kapıyı kapatırken her zaman olduğu gibi arkamdan seslenmelerini duyuyordum. Duymamak için biraz hızlanmam yeterli oluyordu. Ki yine öyle oldu. Hızlanıp evden uzaklaşınca seslerini duymamaya başladım.

Adımlarım normal hızına inerken elimi çantama atıp içinde duran telefonumu çıkardım. Bir kaç tane mesaj vardı. Reklam ve tarife mesajları haricinde ise tek bir tane mesaj vardı. Yarım saat önce arkadaşım atmıştı. Nur...

'Bugün hava gayet güzel, okul çıkışı bir şeyler yaparız değil mi?'
-7.15

'Hayır, yağmur yağacak bugün.'
-7.45

Cevabımı yazıp gönderdikten hemen sonra Nur'dan ağlayan emoji mesajı geldi. Cevapsız bırakıp tekrar çantama attım. Elim bu defa çantamdan hiç ayırmadığım şemsiyeye giderken, şemsiyeyi bağlayan ipin kenarına şıkıştırılmış olan parayı gördüm. Elli liraydı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 17, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

YağmurWhere stories live. Discover now