GİRİŞ

40 6 22
                                    

"Melahat Eylem Şafak! Bana bunun hesabını hemen vereceksin!" Macit Şafak adeta burnundan soluyordu. Eylem ise babasını ilk defa bu kadar öfkeli görmenin şokuyla oturduğu koltuğa pusmuştu ve tek kelime dahi etmeden babasının öfkeli gözlerine bakıyordu. Hatalı olduğunu biliyordu fakat babasının bu derece sinirlenebileceği aklının ucundan bile geçmezdi. Zira Macit ve Efsun Şafak çifti kızlarını fazlasıyla şımartmış, ne yaparsa yapsın onu affetmişlerdi. Şimdiyse bu duruma pişman olmak dışında yapabilecekleri bir şey yoktu.

Yüksek çıkan sesine karşılık tek kelime etmeyen kızı, Macit Bey'i iyiden iyiye sinirlendirmişti. Kızını dövmeyen dizini döver düşüncesiyle, biraz geç kalmış olmanın üzüntüsü karışmış ve sonucunda, "Melahat, ehliyetini bana ver." dedi. Biraz önceki gibi bağırmayan adamdan cesaret alan Eylem, "Benim adım Eylem tamam mı? Melahat demekten vazgeçin artık. Babannemin isteğini yerine getirmeseydiniz bu saçma sapan isimle yaşamak zorunda kalmazdım." dedi. Fakat bu sözleri Macit Bey'in biraz olsun bastırdığı öfkesini körüklemiş ve adamın sinirinin hat safhaya ulaşmasına yetmişti.

"Sen hangi cesaretle annemin adını küçümsersin ha?!" diye bağıran adam, kızına inat, "Melahat," diyerek başladı yeni cümlesine. "Ehliyetin bundan sonra bende. Nereye gideceksen seni şoför kötürecek. Bundan sonra dışarı çıkmak da yasak. Evden okula, okuldan eve. Anlaşıldı mı?!" Macit Bey'in son cümlesinde sesini yükseltmesi Eylem'in irkilmesine neden olsada kuyruğu dik tutmak adına, "Birincisi;" dedi işaret parmağını babasına doğrultarak. "Benim adım Eylem." Her kelimeyi vurgulayan genç kız, "İkincisi;" diyerek yeni bir cümleye başladı. "Ben asla şoförle hiçbir yere gitmem." Aynı şekilde kelimelerini vurgulayan genç kız abisinin uyarıcı bakışlarını görmezden gelerek yüzük parmağını da kaldırarak babasına doğru bir adım attı. "Ve üçüncüsü; ehliyetimi sana vermiyorum."

Mert, kız kardeşinin kurduğu cümleler karşısında elini alnına vurdu. Kardeşi, kız çocuk olmasının vermiş olduğu tüm avantajları ve toleransı dibine kadar kullanmış, biraz önceyse tüm anlayışın dibini sıyırmıştı. Kopacak fırtınanın kokusunu alan genç adam, kardeşiyle babasının arasına girerek Eylem'i kalktığı koltuğa oturtup, izin isteme ihtiyacı bile duymadan, kızın çantasından çıkardığı ehliyeti babasına uzattı.

Eylem ise şaşkınlıkla abisini izliyordu. Ne yapıyordu bu adam? Ne hakla onun eşyasını alır ve babasına verirdi? Yeniden yerinden kalkmak için hareketlenen Eylem'i, Efsun Hanım adeta koltuğa yapıştırarak durdurdu.

"Baba izin verirsen Eylem'i ben bırakmak istiyorum okuluna. Akşamları da ben alacağım ve benimle birlikte şirkete gelip çalışmaya başlayacak. Sonrasında yeniden eve bırakacağım." Mert'in sözleriyle yeni yeni uzamaya başlayan siyah sakallarını sıvazladı Macit Bey. Ela gözleri, kendisininkinin kopyası olan ela gözlerde dolaşıyordu. Düşünceliydi Macit Şafak. Bu konuda oğluna güvenebileceğinin elbet farkındaydı fakat asi kızı Eylem'e bir türlü güvenemiyordu.

Bir yıl kadar önce bir trafik kazası geçirmişti Eylem ve tüm yazı hastanede geçirmek zorunda kalmıştı. Bugünse, kimseye haber verme gereği duymadan garajdaki arabalardan birine atlayıp o zibidi arkadaşlarının yanına gitmişti. Eve gelen ceza makbuzu sonucu olanları öğrenen Macit Bey adeta küplere binmişti. Mert'se, annesinin arayıp olanları haber vermesi üzerine kısa sürede ailesinin evine gelmişti. Kardeşi yine yapmıştı yapacağını ve bu kez babasının sabrını taşırmayı başarmıştı.

"Olabilir." dedi düşünceli bir sesle Macit Şafak. "Bunu düşüneceğim." Bu sözlerinin ardından Mert'e gözleriyle onu takip etmesini işaret eden adam, oğluyla birlikte salondan çıktı.

Efsun Hanım ve Eylem salonda yalnız kalmışlardı. Efsun Hanım kızına dönüp, "Bundan sonra asi tavırlarını bir kenara bırakıyorsun Eylem. Eğer baban bir kez daha böyle bir şey duyarsa sadece arabanı değil çok daha fazlasını kaybedersin." dedi. Kızı adına üzülüyordu fakat bir yıl önce yüreklerini ağızlarına getirmiş olan kızının yeniden direksiyon başına geçmesini tasvip edecek bir kadın değildi Efsun Şafak.

Sessiz MelekWhere stories live. Discover now