17

3.5K 298 249
                                    

Peter sol eliyle müşterinin istediği yağsız sütlü filtre kahveyi uzatırken sağ eliyle de kese kağıdına koyduğu cookieyi vermiş ve tezgaha yaslanmıştı.

Çalıştığı yer yani GO (game on) sağ tarafında kahve makinelerinin ve küçük atıştırmalıkların satıldığı bir yer bulundurduğu gibi sol tarafta da bir sürü çizgi roman, karakter figürleri ve popları vardı (ki Wade'in hediyesini burada çalıştığı için Bay Stark'la konuşarak maaşından biraz indirerek bedavaya getirmişti.)

Orta kısımda ise sandalyeler ve koltuklar bulunuyordu. Bay Stark daha çok müşteri çekmek için orta kısımdaki sandalyelerin yanına birkaç bilgisayar da koymuştu.

Çok da büyük olmamasına rağmen içinde bir sürü şey barındıran dükkanda kendisi dışında bir kişi daha çalışıyordu.
Harley Keener.

Genelde Bay Stark dükkana pek uğramaz ve dükkanla ilgili her şeyi ikisi aralarında bölüşerek yaparlardı.

Ama yaşlarına ve tecrübelerine göre onlara nedensizce gereğinden fazla maaş veren Bay Stark'ı tabii ki ikisi de her şeye rağmen seviyorlardı.

Harley Peter'dan iki dönem büyüktü. Evine yakın olan bir devlet lisesinde son sınıftı ve özellikle bu yıl üniversiteler için bir sürü projeye katıldığından genelde bütün işleri Peter yapmak zorunda kalıyordu.

Peter, içeri giren kişi ile yaslandığı tezgahtan doğruldu ve Wade ona yaklaşırken kollarını göğsünde çaprazladı.
Bir dakika onun gözü mor muydu?

Wade tezgahın başına geldiğinde Peter artık onun yüzünü daha iyi görebiliyordu ve tanrım çocuğun yüzü gerçekten dağılmıştı.

Wade'in yaptığı bütün mallıklara karşılık Peter onu hâlâ olmaması gerektiği kadar seviyordu ve onun için endişelenmişti ama yine de tavrını bozmadı ve tezgahın öteki tarafında öylece duran çocuğa baktı.

"Şu durumda sanırım ne istediğini sormalıyım ama kahve değil de buz torbasına ihtiyacın var gibi duruyor ?"

"Hayır, seninle konuşmaya ihtiyacım var. Bir hafta sonra ancak bugün bir mesajıma cevap verdin ama sonra da beni engelledin!"

"Çünkü işteyim?"

Wade tek kaşını kaldırarak sınarcasına sordu.
"Yani sekiz buçuktan sonra yazsaydım cevap verecek miydin ?"

Peter cevap vermedi.

"Ben de öyle düşünmüştüm."

Wade atarlı bir şeyler söylemek için ağzını açmıştı ki Peter ondan hızlı davranıp konuyu değiştirdi.
İşine gelmeyen konuları anında kapatabilme gibi bir özelliği vardı.
"Yüzüne ne oldu ?"

Wade Peter'ın konuyu değiştirdiğini anlasa da önemsemedi. Bu duygu sömürüsü için mükemmel bir yerdi.
"Flash'a karşı seni koruduğum günü hatırlıyorsun değil mi ?"

"Flash mı sana bunu yaptı yani?"
Peter tek kaşını kaldırdı.
"Onu kolayca halledebileceğini söylediğini hatırlıyorum oysaki ?"

Wade kendini kanıtlamak isteyen küçük bir çocuk gibi hızla konuşmaya başladı.
"Altıya karşı birdim bir kere. Ayrıca sen bir de karşı tarafı gör."

Peter'ın yüzünü fark etmediği bir tebessüm kapladı. Ne yapabilirdi ki, Wade'i ve küçük ruh değişikliklerini çok seviyordu.

•NERD• (spideypool)Where stories live. Discover now